17 Mayıs 2010 Pazartesi

Pazartesi Sendromu

Yıldız Tilbe’nin dünden bugüne müzik yolculuğunu daha öncesinde ‘’Kadrioloji’ köşemde detayları ile bir yazı paylaşmıştım sizlerle. Öyle ki sanatçının fan sitelerinde de ses bulmuş ve tartışmaya açılmıştı. Özellikle son albümlerine getirdiğim yorumlar pek de iç açıcı değildi ve de tüm yazdıklarımın arkasındaydım. Artık her albümü için hadi inşallah, bu kez olacak diyordum, diyorum yine de ama çok üzgünüm, kendimi bulamıyorum ben bu yeni şarkılarında. İçinde tutunacağım ve orada kalacağım sözlerin - notaların olmaması kimin suçu? Dünden bugüne hayatımızda o denli önemli izler bırakmayı başaran isimlerden Yıldız Tilbe’den bahsediyoruz ve bir yerinde onu yeniden yakalayacak onu tanıdığımız, sevdiğimiz, sarıldığımız çizgisinde dinleyecek temennisi ile yaklaşıyorum artık olaya. ‘’Hastayım Sana’’nın kapak fotoğraflarında harika bir Yıldız var çok doğru, o hep güzel kimsenin itirazı yok. Daha önce İbrahim Tatlıses’e ve Deniz Seki’ye verdiği birer şarkı bu albümde kendi yorumu ile bizlerle. Bütününde söz ve müzikler kendisine ait zaten. Albümün sekizinci şarkısı ‘’Sende Kalsınlar’’ diğer şarkılara göre bir adım önde bende. Diğer şarkılar peki nerede?

Evet giderek single ya da maxi single olayına iyiden iyiye alıştırılmaya çalışıyoruz. Bunun sebebini ticari anlamda bakınca haklı bulmak lazım ama bir yerde albümün sahibi içinde riskli bir durum. Netice de çok iddialı bir şarkı olmadıkça çıkmak gereksiz, çıkmasınlar da? Bugün Emre Altuğ’un single çalışması müzik marketlere düşecek ve iki şarkı iki remix versiyonunu dinleyeceğiz. ‘’Emre Altuğ’dan’’ ismi ile ‘’Çifte Kavrulmuş’’ ve ‘’Sev Diyemem’’ isimli iki şarkı dinleyeceğiz. İlk şarkı Soner Sarıkabadayı diğeri Gülşah Tütüncü’ye ait. En son Mustafa Ceceli’nin albüm çıkış şarkısı ‘’Hastalıkta Sağlıkta’’dan sonra yeni bir çalışmasını Tütüncü’nün Altuğ’dan bakalım sevecek miyiz? Yine bu hafta karşılaşacağımız bir başka single Gökhan Özen’den. ‘’Daha Erken’’ isimli kendisine ait şarkıya ayrıca Burak Yeter, Hüseyin Karadayı, Suat Ateşdağlı gibi önemli DJ’ler remix yapmış. DMC etiketi ile Özen gibi buluşacak bir diğer isimse 90’lı yıllardan bu yana ortalarda hiç olmayan Rüya Ersavcı. ‘’Adı Aşk Ya’’ isimli tek şarkılık bu çalışmanın kapağından anlaşılacağı üzere kendisi hiç değişmemiş, yine aynı. Yıllar sonra kendisini yeni bir şarkıda dinlemek enteresan olabilir. Yaza hareketli bir şekilde giriş yaptığı görülen DMC aynı zamanda Ece Dorsay’ın da yeni albümünü sunmaya hazırlanıyor. Dorsay’ın az ama öz bir dinleyicisi hep vardı, bu kez gelen iddialı çıkışla bu sayı artabilir. Gruplarda da bir yaz hareketi dikkat çekmekte. Athena ve Mor ve Ötesi cephesi uzun bir süredir sessizdi. Kaldıkları yerden yine iddialı bir şekilde yollarına devam ediyorlar bildiğiniz üzere. Beraberinde ilk albümleri ‘’Cemiyette Pişiyoruz’’dan sonra ikinci albümleri ‘’Demli’’ ile yeniden dinleyicisi ile buluşuyor Flört. Dört yıllık bir hazırlık sürecinden sonra gelen bu albüm dikkatleri çekeceğe benziyor. Koray Candemir ve Serkan Çeliköz bildiğiniz gibi yıllardır birlikte çalışmalarını yürütüyorlardı. Sözleri birlikte yazdılar, müzikleri birlikte yaptılar ve Maskott olarak ilk albümlerini geçtiğimiz günlerde yayınladılar. Gece Yolcuları yazı iki şarkı ile karşılamak istedi ve ‘’Bir Bilsen’’ ile ‘’Dönülmüyor’’ isimli iki çalışma ile bir maxi single çıkageldi. Albümün ismi ‘’GC2010’’ ve yayınlayan firma TMC. Yine bir ikinci albüm ve Malt grubu da ‘’Arıza’’ ile Pasaj Müzik etiketi ile raflarda yerini almaya hazırlanırken önümüzdeki hafta Eurovision’da ülkemizi temsil edecek olan Manga’nın şarkısı ‘’We Could Be The Same’’ beş versiyon ve bir klip ile bu haftanın bir diğer yenisi. Eurovision sürecini önümüzdeki günlerde zaten değerlendireceğiz ve olanı biteni göreceğiz. Rock grupları bir yana onları da çok özleyen bir dinleyici var çünkü ve türküler bir yana. Grup Munzur bir ‘’Haykırış’’ albümünde daha bir özleme son veriyor. Türkçe, Kürtçe ve Arapça ezgilerle dolu bu albüm için bir bütünün ürünü denilmiş, ortaya çıkan sonuç için kimsenin itirazı yok zaten. Keyifle dinlediğim, dinleyeceğim bir çalışma.


Zor duramam ayakta her gün kırılıp da / Zor aşk yaşanmıyor her gün her an yanılıp da / Her giden bir parça çalıyor benden / Yarım kalanlara rağmen ...

Beyaz’a, Disko Kralı'na falan çıkmış, internette bir yığın kendine fan falan yaratmış da duymamışım. Zeynep Sağdaş ile ilk tanışmama sebep olan bu şarkıyı o kadar çok dinledim ki geçen hafta ve albümünü merakla beklemeye başlayanlar kervanına katıldım bu arada. Dinleyin efendim her acı bir günah silsin bizden sonrasında.

Haftanın Klibi: Barikat - Hedeften Çık

Yedi yıl aradan sonra yeniden bir araya gelen Barikat ortaya çıkan şarkıya nefis de bir klip çekmiş. ‘’Hedeften Çık’’ en az sözleri kadar bu klip ile de çok konuşulacak. Sözleri sevgili Jöntürk’e ait olan çalışmanın müziği Tolga Aksoy’a ait ve grubun web adresinden izlenebilir, indirilebilir. Dinleyin efendim hedef olmadan daha fazla.

İki gün sonra 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları gerçekleşecek büyük bir coşku ile tüm Türkiye’de. Bu özel gün yine ülkenin birçok yerinde birçok etkinlikle yakışır bir şekilde kutlanacak. Şöyle bir nerede, ne olacak diyelim mi? Örneğin İstanbul’da Caddebostan sahilinde Yalın konseri olacak. Gayet keyifli geçeceğine eminim mesela ve bir alternatif olarak aklımda tutabilirim. Son albümü ile yeniden dinleyicilerinin bağrına bastığı Emre Aydın ise Ankara’da Çankaya Belediyesi - AntikPark’da bir konser gerçekleştirecek. Samsun o gün Hakan Aysevi ile Okay Temiz ve grubunu ağırlarken 84 Adana’da, Ceza Fethiye’de kutlamalara eşlik edecek. Yine İstanbul’da Gökhan Özen’i İstanbul Kartal Üniversitesi’nde, Mustafa Ceceli’yi Büyükçekmece Atatürk Stadyumunda dinleme şansınızın olacak. O gün gerçekleşecek diğer önemli özel etkinlikler içinde de önemli performanslar yer alıyor ki bunlardan biri Kadiköy SHAFT’ta Birsen Tezer konseri. Birsen Tezer sevenler için dolu dolu bir hafta bu hafta. Pazartesi CKM’de İlhan Şeşen’in konuğu olarak şarkılarını paylaşacak olan sanatçı bir gün sonra Salı günü Serhan Şeşen Müzik Felsefe ve Yaşama Saygı Derneği’nde sahne alacak. Perşembe günü Beyoğlu JazzStop ve Cuma Cihangir Kaktüs diğer mekanlar arasında.
Konserler demişken bu yaz için çok ciddi para biriktirmek lazım derim kaldı ki Türkiye’de adeta bir şölen yaşanacak ve dünyanın devleri bir bir ülkemizde bir iz bırakacak. Yarın son yılların Frank Sinatra’sı kabul edilen Harry Connick JR. İstanbul Kongre Merkezi’nde sahne alacak. Pop’dan funk’a, caz’a, blues’a bir yolculuk ve üç Grammy ödüllü bir müzisyen. 21 Mayıs Cuma Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda son yılların yükselen seslerinden Akon sahne alacak. Akon bugüne kadar çok önemli düetlere imza atan biri olarak tanıdığım bir isimdir ki bildiğiniz üzere bir tanesi de Michael Jackson ile gerçekleştirdiğidir. Tarihleri ve mekanları bir yana bırakacak olursak bu yaz başka kimler bizlerle olacak şöyle bir bakalım. Sonisphere Festival kapsamında Metallica, Slayer, Megadeth, Manowar ve Rammstein, Yunan müziğinin efsane ismi George Dallaras, dans müziğinin önemli gruplarından Faithless, R&B ve popun son yıllarda yükselişte olan ismi Rihanna, İtalya’nın dünyaya duyurduğu güçlü ses Eros Ramazotti, Trip-Hop’un yaratıcısı efsanevi grup Massive Attack, 19 Grammy ödüllü bir usta Eric Clapton ve rock müzik tarihinin yine özel seslerinden Steve Winwood ki bir arada sahnede olacaklar, bir başka rock efsanesi Ozzy Osbourne, yedi yıl sonra yeniden birlikte olacaklar; The Cranberries, kariyerlerinin son turnesi kapsamında ülkemize de uğrayacaklar; Scorpions, ve de en çok beklenen olsa gerek elbette elbette U2. Arada başka sürprizlere açık olalım derim yine de. Bu yaz çok sıcak olacak.

Haftanın Son Vuruşu: Tarkan - Sevdanın Son Vuruşu

Geçen hafta her yerde hemen hemen herkes tarafından bu şarkı konuşuldu, ilgili yorumlarda bulunuldu. Ben hariç; yoksa sende mi? :) Ben şarkıyı beğendim ve bu doğrultuda gelecek albümü merak ettim, şimdilik bu kadar söyleyebilirim. Şarkının sözleri iki yıl önce hayatını kaybeden Aysel Gürel’e, müziği Tarkan’a ve aranjesi Ozan Çolakoğlu’na ait bilgileri de bir kere daha hatırlatmakta fayda var diye düşünüyorum. Dinleyin efendim hâlâ dinlememişseniz.

Haftanın Sürprizi: Sezen Aksu - Elif Dedim Be Dedim

Çello’nun ülkemizdeki başarılı temsilcilerinden Özer Arkun ismi ile birçok albümde karşılaşmışsınızdır dünden bugüne. Kendisinin ‘’Cello & Me’’ isimli bir de albümü var artık. Albümün en büyük sürprizi bir şarkıda Sezen Aksu’nun kendisine eşlik etmesi. Kütahya yöresine ait ‘’Elif Dedim Be Dedim’’i Özay Gönlüm, Zara, Özdemir Erdoğan, Tolga Çandar başta birçok sanatçı yorumlamıştı. Ama adıma Sezen Aksu’dan dinlemek keyifmiş. Dinleyin efendim dedim be dedim.

Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler:
Uzunca bir aradan sonra favori dizilerimden olan ‘’The Tudors’’ dördüncü sezonu ile kaldığı yerden devam ediyor. Üçüncü sezonunda itiraf etmem gerekirse çok heyecan duyamadığım dizi her şeye rağmen kendini izlettirdi ve de bu yeni sezonuna gayet iddialı başladı. Kral VIII.Henry kaldığı yerden aşklarına devam ediyor. Yeni kraliçe ise 17 yaşındaki Catherine ve de ilk bölümden itibaren saflığı ve güzelliği ile yaratacağı skandalların sinyalini verdi. Diziye yeni katılan oyuncular da ilk bölümde daha dikkatleri çekti. İyi bir zamanlama oldu adıma zira ‘’Spartacus: Blood and Sand’’ 13.’ncü bölümü ile ilk sezonunun finalini yaptı. Doğrusu böylesi bir finali daha erken buluyorken yaşanan tüm durumlara, dökülen tüm kanlara karşı koyamadım. Bu dizi kesinlikle bu senemin dizisi.

‘’Spartacus: Blood and Sand’’in en önemli oyuncularından Batiatus’u canlandıran John Hannah ile benzer temalı bir filmde karşılaştım geçenlerde. İtiraf ediyorum kesinlikle o dönemlerde yaşamak isterdim. 2007 yapımı ‘’The Lasy Legion - Son Lejyon’’ konusu ile ilginç, oyuncuları ile başarılı bir film. Bu kez Roma imparatorluğunun çöküşe geçtiği yıllardayız. Taht on iki yaşında bir çocuğun elinde ve malum kötü adamlar o çocuğun peşinde. Çocuğu korumakla yükümlü generali başarılı bir oyunculuk ile Colin Firth canlandırıyor. İlk başlarda heyecan dozu yüksek filmi ilerleyen dakikalarda biraz düşük bir tempoda seyir bekliyor olsa bile yine de keyifle ayrılacağınız bir film oluyor. Bir diğer önemli aktör Ben Kingsley’in de filmde oynadığını ayrıca hatırlatmak lazım elbette.

Haftanın Repliği: The Stoning of Soraya M - Soraya’yı Taşlamak filminden / Sesimi alıp buralardan götürmeni istiyorum.

Gelelim haftamın filmine. Geçen hafta da belirtmiştim yazımda ve Cuma günü vizyona gireceğinin altını çizmiştim. Freidoune Sahebjam’ın romanından Cyrus Nowrasteh’in yönetmenliğinden nefis bir şaheser. Hayranı olduğum Jim Caviezel filmde bir gazeteciyi oynuyor ama rolüne misafir oyuncu demek biraz daha doğru belki film adına ama diğer tüm oyunculuklar zaten filmi izlenir kılıyor. Özellikle Zahra’yı oynayan Shohreh Aghdashloo başlı başına filmi sürüklüyor. Film gerçek hayattan alınma (1986 yılında yaşanan bir olay) ve bir iyi kötü masalı. Kocasının iftirasına uğrayan ve cezası recm olan bir kadının öyküsü. İran’da yaşanan ama sadece oranın sorunu olmaktan çıkarak tüm dünyanın kanayan bir yarası olan bu filmi herkes izlemeli. Baktığınızda evet konu belli ama olan bitenin seyri size bunu hatırlatmıyor ve özellikle filmin sonunda ekrana yansıyan bir kare fotoğraf içinizi sızlatmaya yetiyor. Katıldığı birçok festivalden ödülle ayrılan ‘’The Stoning of Soraya M.’’ - Soraya’yı Taşlamak’’ sinemalarda.

2008 yılı İngiltere yapım ‘’The Hide - Sır’’. ‘’Hiçbir suç sonsuza kadar saklı kalmaz’’ filmin özeti ama konusuna gelince Roy Tunt, bataklıktaki ahşap bir kuş barınağında, yakalanması hayli zor olan sürmeli kuşun gelmesini beklemektedir. Aniden kapı açılır ve bir yabancı girer. Kendini Dave John olarak tanıtan bu kişi, fırtınadan kaçmaktadır. Gergin bir tanışmanın ardından bu ikili hayatlarından bahsederler ve yemeklerini paylaşırlar. Fakat giderek trajik bir sona doğru her şey daha yeni başlıyordur. Film için internet sitelerinde çok da övgü içeren cümleler kurulmamış ve de beklenen ilgiyi görmemiş, kısmen katılıyorum. Yine 2008 yılı yine İngiltere yapımı bir diğer film ‘’Hunger - Açlık’’. IRA ile ilişkilendirilmiş olan filmde, Bobby Sands’in insanlık dışı muamelelere maruz kalışı ele alınıyor. Mahkûmların yıkanmama eylemleriyle ilerleyen direnişleri, altı hafta süren açlık grevi ile güçleniyor. Beraberinde gardiyanların da en az mahkumlar kadar psikolojilerine dikkat çekilen filmde Almanya doğumlu oyuncu Michael Fassbender olağanüstü bir performans sergiliyor. İzlemenizin vakit kaybı olmayacağını düşünüyorum.

Yeni bir hafta kapımızda, hemen alalım içeri. Hepimize güzel bir hafta olsun dileklerimle.

5 yorum:

F.Gül Yanık dedi ki...

Yıldız Tilbe için ben artık "bu sefer olacak" demeyeli çok uzun zaman oldu. Kendini kaybetti o, bulamaz da artık eminim buna. Benim için 3 tane albümü var, sonra da müziği bıraktı.

Zeynep Sağdaş ok. Tudors ok.

Tarkan not ok :/

Ben yeni albümünü almayı hiç düşünmüyorum. Kokainden başını kaldırsın da adam gibi şarkılar yapsın artık. Bir önceki albümü de tam bir "looser" örneğiydi gözümde. Yıldız Tilbe'nin çöküşüne özenmesin, kendine gelsin!

Volkan Okyar dedi ki...

Pazartesilerin nadir güzel yanlarından biri 'Pazartesi Sendromu' yazıların olsa gerek..

Son günlerde Soraya'yı Taşlamak filminin fragmanı, görüntüleri, değerlendirme ve ön fikirlerini bir kaç televizyon kanalındaki kimi sinema programlarında takip edip çok heveslenmiştim. Şimdi senin değerlendirmeni de okuduktan sonra bu hafta için gideceğim filmi seçmiş oldum:)

P.S. Yıldız Tilbe'nin ilk albümü de olmasa benim için bir anlam ifade etmeyecek, ama o ilk albüm yok mu:) Yıldız Tilbe'ye biz değil, kendisi onun bir şarkısında olduğu gibi 'Hoşçakal' diyeli çok oldu FATİ rumuzlu arkadaşın ifade ettiği gibi... Zeynep Sağdaş ve Sezen Aksu birazdan youtube'da dinleyeceğim şarkılar olacak.. Merak ediyorum..

Kadri Karahan dedi ki...

Fati; Tudors'ların ben de; her hakkı kraliyetindir :) Bu arada Sağdaş'ı ''Müzisyen''de görmeyi çok istiyoruz :) ...

Volkan; teşekkür ederim içten duyguların için. Umarım filmi ve şarkıları seversin, yorumlarını bekliyor olacağım ...

Estar Abi dedi ki...

İstanbul'da Harry Connick Jr.'la hiç ilgisi olmayan, adını bile bilmeyen milyonlarca insan varken şu gariban Erzincan'da oturuyor ya, gözün kör ola felek:))

Kadri Karahan dedi ki...

Sorma benim de içim gidiyor Muhammed :) ...