30 Ağustos 2010 Pazartesi

Pazartesi Sendromu


Bir süredir blog sayfamıza dokunamamıştım kaldı ki bu süre içinde durumdan sitemiz de nasibini aldı ayrı ama güzel bir şekilde tatilimi yaptım yeniden aranıza döndüm. Eylül itibari ile bayram süreci istisna olabilir ama bir daha hız kesmeyeceğiz emin olabilirsiniz.

Neler dinledim:

Öncelikle tatilim süreci içerisinde çıkan albümlerin çok azını umursayabildim ama onları da pek bir içime sinerek dinlediğim söylenemez. Zira yazın başında yaşanan canlılık yazın sonuna doğru zaten yerini sakinliğine bırakmıştı, itirazım da olmadı duruma; elimdekiler ile yetinebilirdim.

Arşivimi yanına almayı ihmal etmeyen ben canım ne isterse dinledim kendime çekildiğim zamanlarda. Birsen Tezer’den Vedat Sakman’a, Hümeyra’dan Umay Umay’a kimim varsa, hangi şarkısına aşık isem en çok o en başta. Yenilerden mi? Sanırım en çok Sertab Erener; mesela beklenen Tarkan’ın albümü çok içine çekmedi beni; sonrasında daha yeni daha alternatif sesler.

Yazlık evimin hemen karşısında denize girdiğimiz yerde küçük bir cafe var. Tüm apartman bütün bir gün gece - gündüz oradayız zaten ve çalınan müziğine de hani mahkumuz. Birkaç kere arşivimi taşımayı düşündüm kendilerine ama açıkçası üşendim ve ipod’umu devreye sokmayı çok daha kolay buldum. Bir kere içimize Demet Akalın’dan, Serdar Ortaç’tan ve Hande Yener’den fenalıklar geldi; bir süre bu şarkılar hiçbir yerde karşıma çıkmasın.

Az ötemizde bir başka mekandan her gece bir piyanist sesi yükseliyordu balkonuma ki ben de artık repertuarının tamamını ezberlemiştim kendisinin. Çok ilginç bir listesi vardı öyle ki Soner Sarıkabadayı’’nın ‘’Buz’’u da vardı bu listede Funda Arar’ın ‘’Yak Gel’’i de. Bir gün Aşkın Nur Yengi’den ‘’Ay İnanmıyorum’’u söyleyince kendisi ile uğraşmaktan vazgeçtim ve kendisini ulu bir şahsiyet kabul ettim, eskidenmiş o nikah masaları meğer :)

Neler okudum:

Öncelikle bol bol gazete okudum, öyle böyle değil elime ne geçerse. Bir gün hatta bir spor gazetesi bile okuduğum görülmüştür :). Aylık yayınları ve haftalık karikatür dergilerini de takip ettim ki elime ne geçerse aldım. Yanıma aldığım bir sürü kitap vardı; erik ağacımızın altında özellikle deniz sonrası akşamüstü kahvesinde vazgeçilmezimdi. Nicedir elimde olan ama 400 sayfası olduğundan hep çekindiğim Andonis Surunis’in ‘’Gül Balosu’’nu okudum en başta. Sonrasında yanıma aldığım şiir kitapları vardı birkaç yazarın ki Arif Damar’ın (Yoksulduk Dünyayı Sevdik), k.İskender’in (Sarı Şey), Sina Akyol’un (Belki Şiir Dağına) ilk aklıma gelenler.

Neler izledim:

Öncelikle dizilerimi bitirmem için güzel bir fırsat oldu tatil. ‘’Life’’ ve ‘’The Tudors’’ zaten yayın hayatını bitirmişlerdi ki finallerini izlemek burada kısmetti. Sonrasında ‘’Castle’’, ‘’Heroes’’, ‘’Brothers & Sisters’’a devam edildi, ediliyor. Yeni diziler içinde ‘’Persons Unkknown’’ ve ‘’Covert Affairs’’ hoşuma gidenlerdendi, onları bu yazın en beğendiğim dizisi ilan ettim. Başladığım birçok diziyi de izlememe kararı aldım zira ilk heyecanında gitmediler bana göre ve kasmanın anlamı yoktu. Bu anlamda ‘’Haven’’, ‘’Dark Blue’’, ‘’The Good Wife’’ gibi dizilerin yayınına tarafımdan son verildi.

Filmlere gelince; uzun uzun kritiğini önümüzdeki günlerde sendrom köşesinde ayrıca sunabilirim, aklıma gelenleri yazacağım herhangi bir sıralama olmadan. ‘’Cennet Batıda - East in West’’, ‘ ‘’Taking Lives - Hayatın Benim’’, ‘’The Ugly Truth - Kadın Aklı Erkek Aklı’’, ‘’The Box - Kutu’’, ‘’Clash of the Titans - Titanların Savaşı’’, ’’Humpday - Gel Porno Çevirelim’’, ‘’Le Hérisson - Yaşamaya Değer’’, ‘’Eyvah Eyvah’’ gibi.

Daha neler neler:

Bu yazın en unutamadığım konseri Bülent Ortaçgil’in 40’ncı sanat yılı için düzenlenen geceydi kesin. Tek kelime ile büyülendiğim bu sahnenin haricinde İstanbul’a uğradığım süre içinde Sakman Bar’da sevgili dostum Akın Vardar’ı dinledim. Kartal Festivali çerçevesinde gerçekleşen bazı konserleri de atlamam olmazdı. Bu çerçevede Leman Sam, MFÖ, Ege, Suzan Kardeş, İstanbul Gelişim Orkestrası konserlerinde bulundum ama istememe rağmen Emre Aydın ve Neşet Ertaş konserine kalamadım.

Birçok dostumla yeniden karşılaşmanın mutluluğu bir başka oldu. Epeydir görüşememişim birçoğu ile ve bol bol hasret giderdik. Bahar’dan Nilay’a, Gökhan’dan Esra’ya, her birine çok çok teşekkürler. Bol bol sohbet ettik, denizin keyfini çıkarttık, kahveler yudumladık, oyunlar oynadık. Bu arada bu yazın bana eşlik eden isimlerinden biri de malum yeğenim Gökay oldu. Gökay çok yaramaz bir şey oldu; büyümesine tanıklık etmek öyle güzel bir şey ki; onunla bu yaza çok anı sığdırdım, çok fotoğrafa gülümsedik beraber.

Ve bu tatil bana ikinci kitabımın da şekillenmesi üzerinde yardımcı oldu. Yeni şiirler yazdım mı, evet. İlham perim de sağ olsun hani :) Bu arada kitap aslında hazır artık müjdesini vereyim ama tarih üzerinde net bir şey söylemeyeyim; her an da kapınızı çalabilir biraz daha da bekleyebilir çünkü sürpriz bazı projeler - çalışmalar daha var ki aceleci davranmak istemiyorum.

O projelerden biri çok yakın tarihte hayata geçebilir ve sizi her hafta bir yere davet etmeye getirebilir. Açıkçası heyecanlandığım bir proje ama henüz net bir şekilde konuşulmadı sadece olabilir mi denildi; netleşir netleşmez takibimizde olanlara hemen duyurusu geçilecek.
Fotoğrafa merakım hep vardı ama kendi fotoğraflarımı ve dostlarımın fotoğraflarını çekmekten öteye gitmek gibi bir ihtiyacım yoktu. Bir çalışmanın içine girdim. Sürpriz bir konsept hazırlıyorum kendi kendime; bir sergi açmak ya da bunları herhangi bir şekilde değerlendirmek gibi bir derdim yok; büyük ihtimalle Facebook hesabımdan öteye gidemeyecek ama beni çok heyecanlandırdı bu çalışma. Şimdi kendime çok ama çok sağlam bir makine arayışına giriyorum.

Neler olacak:

Ayın 1’i yani iki gün sonra sitemiz Eylül yayınında sizleri yine sürprizleri ile bekliyor öncelikle. Bu ay bir dostumuzun köşesinden ayrılmış olmasına biraz burulacağız ama olsun birlikte çok güzel günlerimiz olacak daha, elbette bir yerinde karşılaşacağız.

Bu ayın yine özel söyleşileri olacak. Birlikte dört yeni albüm dinleyeceğiz ki bir tanesi hariç diğer üç müzisyenin de ilk solo çalışması bu albümler, öncelerinde çeşitli projeleri oldu. Beraberinde çok değerli bir başka usta yer alacak ki birçok albümde adı ile karşılaştınız belki ama ilk kez böylesi bir söyleşi ile daha yakından tanıma şansını bulacaksınız. Bu arada bir de değerli oyuncuyu ağırlayacak sitemiz ki diyebilirim harika bir kadın. Şair konuğumuzun söyleşisinin yetişmesi için de çaba içindeyiz ayrıca.

Ekim ayında bildiğiniz üzere 9’ncu yaşımıza merhaba diyeceğiz sitemizde. Sitemizin her yıl doğumgünü kutlaması biraz özel yaşanıyor biliyorsunuz, öncelikle bu ay yemeyip içmeyip sizleri güzel bir sayı ile buluşturmanın mücadelesini vereceğiz ki bunun hazırlıkları daha geçen aydan şekillenmeye başladı.

Bloğumuza gelince takip ettiğiniz ‘’Pazartesi Sendromu’’, ‘’Çarşamba Matinesi’’ ve ‘’Cumartesi Şarkısı Ateşi’’ kaldığı yerden yine sizlerle birlikte olacak. Her an yeni köşeler ile de köşeyi dönebiliriz ayrı :) Yine özel albüm, konser vs. etkinlikleri sizler için kaleme alacağım elbette.

Neler olmalı:
Her türlü fikirlere açığız, yeter ki bizlerle görüşlerinizi paylaşmaya devam edin :)

Özlemişim sizlerle buluşmayı; güzel paylaşımların devamına birlikte.