30 Ekim 2009 Cuma

Bambaşka bir Yeşim

Yeşim Salkım’ın, yeni single çalışması “BAMBAŞKA”, Kasım’ın ilk haftası tüm müzik marketlerde yerini alıyor…

Söz ve müziği Serdar Ortaç’a ait olan iki şarkı, sözleri Fikret Şeneş’e ait olan bir şarkı olmak üzere Yeşim Salkım’ın “Bambaşka” maxi single çalışmasında üç şarkı yer alıyor. Ayrıca albümün ilk çıkış şarkısı olan “Bana Güneş Gibi Gel”in Murat Uncuoğlu tarafından hazırlanan remix versiyonu da single çalışmasının süprizlerinden…

20 yıllık sanat hayatında bugüne kadar müzik sektörüne bir çok hit kazandıran Yeşim Salkım’ın “Bambaşka” isimli single çalışmasında yer alan şarkıların hepsi hit olmaya aday.

Ayrıca Yeşim Salkım yeni imajıyla da sevenlerinden büyük beğeni topluyor.

Ossi Müzik etiketiyle yayınlanan albümün yapımcısı Hakan Eren. Albümüdeki düzenlemeler Türkiye’nin başarılı aranjörlerinden Suat Aydoğan ve Türkiye’nin en önemli dj’lerinden Murat Uncuoğlu tarafından yapıldı. ‘’Bambaşka’’ single fotoğrafları Mehmet Turgut tarafından çekildi. Kartonet tasarımı Engin Korkmaz tarafından hazırlandı.

(Basın Bülteni)

Yeşim Salkım - Bambaşka / OSSİ MÜZİK

26 Ekim 2009 Pazartesi

PS (Pazartesi Sendromu)

Fransa’nın efsanevi şarkıcısı Sylvie Vartan, "Erkan Özerman Show Business'da 50.Yıl" gecesinde konser vermek üzere İstanbul’da. Bugün TİM’de özel orkestra ve ekibinin de dahil olduğu bir grupla sahne alacak olan sanatçının müzik kariyeri boyunca 10 milyonun üzerinde albüm satışı olmuş. En son albümü ''Toutes Peines Confondues''da yer alan Carla Bruni şarkısı ''Je Chante le Blues''u da ilk defa sahnede canlı okuyacağı bildirilmiş. Vartan, Fransa'da hem şarkı söyleyip hem dans eden ilk yıldız olarak Fransız popunun ikonlarından biri olarak kabul ediliyor.

Kimi zaman öfkenin, kimi zaman küslüğün, kimi zaman sevdanın, kimi zaman da otuz yıllık tarihimizin yansıması Cem Karaca... Elleri yüreğinin sesini taşıyan, şarkıyı parmak uçlarında çoğaltan yıllar içinde kimi zaman umutlandıran, Kimi zaman kızdıran Cem Karaca... İnişli çıkışlı yaşamı, ama hep dilden dile söylenen şarkılarıyla ... İşte tam da bu anlamda Grup Cemniyet (Solist:Devrim Altanay, Bas Gitar:İsmail Soyberk, Davul:Mert Türkmen, Elektro Gitar:Gültekin Kaçar, Klavye:Mustafa Canbazlar) 27 Ekim Salı akşamı saat 22:00’den itibaren onu özleyenler Salsanat’ta.

Uzun yıllardır kazandığı birikimini nihayetinde yazın başında yayınladığı ilk albümü ‘’Cihan’’ ile devam ettiren Birsen Tezer, ekibi ile kaldıkları yerden sahne programlarına da hızlı bir dönüş yaptı. İlk olarak geçen hafta içinde Jazzstop Suadiye By Mirror’da sahne aldıktan sonra 28 Ekim Çarşamba günü Sakman Club’de bir performans sergileyecekler. Müzik eleştirmenlerince tam not verilen ve sessiz sedasız en çok satan albümler içerisinde yerini alan ‘’Cihan’’dan başta olmak üzere ekibin seçkin repertuarından örnekleri dinlemek adına biz orada olacağız, buyrun gelin hep birlikte müziğe doyalım.


Hakkâri- Zapsuyu üzerine yapılan ve geçtiğimiz yıllarda güvenlik gerekçesiyle yıkılan Devrimci Gençlik Köprüsü yeniden inşa ediliyor. Köprünün inşasına destek 30 Ekim Cuma günü gerçekleşecek konserle sağlanacak. Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi, Onur Akın, İlkay Akaya, Vedat Sakman, Melike Demirağ, Diyar, Emin İgüs, Ferhat Tunç, Muzaffer Özdemir, Haluk Çetin, Çiçek Yeşilbaş, Edip Akbayram, Yasemin Göksu, Mazlum Çimen ve Rojda’nın sahne alacağı konserden elde edilecek tüm gelir köprünün yapımına harcanacak. Girişim sözcülüğü’nü Cezmi Ersöz’ün sunuculuğunu ise Gülşen Tuncer’in üstlendiği gece 19.30 - 23.30 arası Bostancı Gösteri Merkezi'nde.

Bağlama sanatçısı ve besteci Barış Güney’in, 2004 yılında yayınlanan “Tohum” adlı çalışmasından beş yıl sonra hazırladığı ikinci enstrümantal ağırlıklı solo albümü “Düşlere Yolculuk” Kalan Müzik tarafından yayınlandı. Yönetmenliğini ve düzenlemelerini Barış Güney’in üstlendiği albümde, Güney’in altı bestesi ve kendisinin seslendirdiği “Karadır Kaşların” (uzun hava) adlı geleneksel bir eser yer alıyor. “Düşlere Yolculuk” albümü, iddialı olmaktan kaçınarak, dinlemenin, öğrenmenin ve değişimin sürekliliğine olan inancı anlatıyor. Dinledim ve büyük keyif aldım; tavsiye ediyorum.

DMC firması MFÖ’nün 24 şarkısının yer aldığı üç CD’lik bir koleksiyon yayınlıyor. ‘’Collection’’, ‘’Agu’’ ve single olarak yayınlanmıştı ‘’Yaz’’ isimli çalışmaların yer aldığı bu sette dünden bugüne yer alan grubun hit olmuş tüm çalışmalarının yanında yayınladıkları son stüdyo şarkıları gayet de uygun bir fiyata dinleyicisi ile bir kere daha buluşacak. DMC aynı zamanda Suzan Kardeş’in ‘’Bekriya 1-2’’ albümlerini de birlikte sunmaya hazırlanıyor ki; bu iki albümde de toplam 24 şarkı yer alıyor. Tek tek almasak mı acaba bu albümleri, beklesek bir gün böyle mi buluşsak, gayet de mantıklı.


- Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler

Bu hafta iki filmi şiddetle önereceğim. Bir tanesine ulaşmak için geç kalmadınız zira Ekim sayısında Milliyet Sanat dergisinin okurlarına armağanı ve filmin ismi ‘’Map Of The World - Dünya Haritası’’. Hayatın sizi götürebileceği inanılmaz yerlerin öyküsü ve başlıca rollerinde hayran kalacağınız iki başarılı oyuncu: Sigourney Weaver ve Julianne Moore. Beklenmedik bir ölüm ve ardından gelişen trajedi hâller evet hiç beklemediğiniz bir anda hayat sizi alır ve olmadık yerlere sürükler; çarpıcı işlenmiş gayet şiirsel sunulmuş, çok beğendim. Bir diğer film ise ‘’Die Falscher - Kalpazanlar’’. Almanya - Avusturya ortak yapımı film geçen yılın en iyi yabancı film oskarını da kazandı. Karl Markovics’in muhteşem oyunculuğunda gerçek bir hikayeden yola çıkarak çekilen film II. Dünya savaşı sırasında Nazilerin savaşın tek galibi olabilmek için başka ülkelerin ekonomilerini para basarak çökertmeye çalışmaları anlatılıyor. DVD özelliklerinde ayrıca gerçek kahramanın dilinden de o yılları dinlemek ayrı bir heyecan. Haricinde Kevin Costner’lı ‘’Thirteen Days - Yakın Tehlike’’, Sandra Bullock’lu ‘’Gun Shy - Aşk Silahı’’ izlediğim diğer filmler arasındaydı.

Bu hafta yeni bir diziye başladım. Bir tür aksiyon aslında; San Francisco'nun her yerine yetişen özel bir acil yardım ekibi var. Hayat kurtarmak için her türlü tehlikeye ve heyecana atılıyorlar ki ilk bölümde başım fazlası ile döndü. Damages’da Katie Connor karakteri ile başarılı ve güzel bulduğum Anastasia Griffith başrolde. Henüz beş bölüm yayınlandı dizi, bakalım izleyici sevecek mi; adıma devam edeceğim. Haricinde bir iki dizi hakkında da güzel şeyler duydum ama limiti aşmayı düşünmüyorum.


Bu haftanın bitiminde ya da en geç haftaya bugün KASIM 2009 olarak yayındayız www.kadrikarahan.net adresimizde de. Çok özel konuklar, sürpriz başlıklarla kaldığımız yerden rengarenk yola devam ediyoruz. Bir de not ki küçük bir değişiklik ile karşılaşacaksınız ve eminim bu hoşunuza gidecek. Ama öncesi o güne kadar buradayız. İyi bir hafta dileklerimle.

Barış Ve Şiddetsizlik İçin Dünya Yürüyüşü


World Without Wars ( Savaşsız Dünya Derneği) tarafından düzenlenen, 5 Kıta’yı ve 100’e yakın ülkeyi kapsayan “Barış ve Şiddetsizlik İçin Dünya Yürüyüş” projesi kapsamında uluslar arası yürüyüş ekibi 27 Ekim’de İSTANBUL’da olacaktır.

Yer: TARIK ZAFER TUNAYA KÜLTÜR MERKEZİ (Şahkulu Bostanı Sk. Tünel / Beyoğlu)

Tarih: 27 Ekim 2009 Salı, Saat: 20:00

Basın Bildirisi: KADIKÖY Karşılama: Mühürdar Cad. Beyaz Fırın Önü 27 Ekim, Saat: 14:00

Erol BÜYÜKBURÇ
Yaşar KURT
JÖNTÜRK
İskender DOĞAN
Deniz ETEKE
OZAN (AFV)
KARAKALP
İstanbul Style BREAKERS
Kadri KARAHAN
UFUKS

www.theworldmarch.org

24 Ekim 2009 Cumartesi

Cumartesi Şarkısı Ateşi - Sevil Öztatlı

Sevil Öztatlı - Seks Seks Seks

Capone kollar açılır
Göğüsler yana saçılır
Herkesin gözü açılır
Adına da derler sex, adına da derler sex
Seks Seks Seeeeeekssss

Kağıttan elbise moda
Mini etek giymiş oda
Yaşasın der en son moda
Adına da derler seks, adına da derler seks
Seks Seks Seeeeeekssss

Seks bombası olmuş meğer
Herkesin dilinde gezer
Sosyete böyleymiş meğer
Adına da derler seks, adına da derler seks
Seks Seks Seeeeeekssss

Kalçaları bomba gibi
Kollarıda asma kabak
Gören gözler şaşı olur
Amanın kadına bak, amanın kadına bak
Adına da derler seks, Seks Seks Seeeeeekssss

Seks bombasımı neymiş
Allahıma güzel şeymiş
Gözlerimiz yaptı bayram
Bayan bilmem ne
Adınada derler seks, Seks Seks Seeeeeekssss

Çıplaklar kampına döndü
Görünün gözleri döndü
Bu gidişle ocak söndü
Adına da derler seks, adına da derler seks
Seks Seks Seeeeeekssss

Ne ferman dinler ne kadı
Sosyetik çıkmıştır adı
Cennetten mi gelmiş sanı
Adına da derler seks, adına da derler seks
Seks Seks Seeeeeekssss:)

21 Ekim 2009 Çarşamba

Aydilge ile Sobe


Kütahya'da doğan Aydilge babasının tayini nedeni ile Ankara'ya yerleşti. İlkokulu bitirdikten sonra ortaokulu ve liseyi TED Ankara Kolejinde tamamladı.Daha sonra Başkent Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatı Bölümünü birincilikle bitirdi. Şu anda İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde Radyo-TV-Sinema üzerine yüksek lisans yapmakta.

1998’de ilk öykü kitabı Kalemimin Ucundaki Düşler, Ekim 2002’de ise ilk romanı Bulimia Sokağı yayımlandı. 2004 Mayısında vitrinleri süslemeye başlayan üçüncü kitabı Altın Aşk Vuruşu ismini taşıyor.Öyküleri ve şiirleri daha önce sanat dergilerinde yayınlandı. Ayrıca gitar çalıp şiirlerini besteledi. 2006 yılı Mayıs ayında "Küçük Şarkı Evreni" adlı ilk albümü EMI Music Türkiye tarafından yayınlandı ve müzikseverlerin beğenisini kazandı. Yüxexes Dergisi tarafından "Yılın En İyi Çıkış Yapan Kadın Şarkıcısı" seçilen Aydilge'nin üçüncü müzik videosu, kendi yazmış olduğu "Bulimia Sokağı" adlı romanın kahramanı "Tuğyan"a çekildi. Roll Dergisinin 2006'nın en iyi albümleri arasında gösterdiği Küçük Şarkı Evreni'nin çok sevilen parçası Tuğyan, Dream TV top 10 listesinde bir numaraya kadar yükseldi.

Aydilge, ''Sobe'' ismini verdiği ikinci albümünü DSM etiketiyle önümüzdeki hafta sevenlerinin beğenisine sunuyor. Albümde dokuz adet eser yer alıyor. Aydilge, eserlerin tamamının sözlerini, altısının da müziklerini yaptı. Albümün çıkış şarkısı Yollara Düşsem’e bir de klip çekildi. İlk albümünü büyük bir keyifle dinlemiştim Aydilge'yi ve hakkında ilk yazıyı ben yazmıştım. Yeni albümünü heyecanla bekliyorum adıma.


19 Ekim 2009 Pazartesi

PS (Pazartesi Sendromu)

Geçtiğimiz ay ilk albümü ‘’İçimdeki Gökyüzü’’ ile sitemizde konuğumuz olan Serkan Özcan bu akşam saat 22’de TRT FM' de Murat Evgin' in sunduğu "Geceye Doğru" programının konuğu oluyor. Bu arada bu ilk albümünden bir de şarkıya klip çekti sevgili Serkan. Green Box animasyon tekniği kullanılarak HD sinema filmi formatında çekimleri gerçekleştirilen ‘’Evvel Zaman İçinde’’ şarkısı bundan sonra çekilecek kliplerdeki hikayelerin başlangıç senaryosu olacak aynı zamanda ve yakında ekranlarda buluşacağız çalışma ile. Müzisyen adına son bir not. 29 Ekim Perşembe günü saat 16 itibari ile Kale Center’da Alem FM sponsorluğunda gerçekleşecek bir söyleşi ile dinleyicisi ile buluşacak.

Beyoğlu’nun sevdiğim mekanlarından Jazz Stop 17 yıllık birikimini Boğaz’ın diğer yakasına taşıyor. Suadiye By Mirror olarak da bir alternatifimiz var artık. Cuma ve Cumartesi mekanda program başladı ama resmi açılışı yarın akşam gerçekleştiriyor. Saat 23’den itibaren Zuhal Olcay ve Güvenç Dağüstün sahne alacak. Aynı mekanda bir gün sonra Bay J & Geveze & Fazla Mesai, 22’sinde Birsen Tezer, 23’ünde Hale Caneroğlu performansları olacak. Haftanın yedi günü farklı konseptlerde gerçekleşecek sahnelerle bu kış Anadolu yakasında olanlar için başka bir renkte yaşanacak, yaşanabilir.

Vokalde Korhan Çelik, davulda Ergün Yıldız, elektro gitarda Can Bezgen ve bas gitarda Altuğ Şenkal’dan oluşan ve geçtiğimiz aylarda da sitemizde konuk ettiğimiz Batı Yakası’na bayılıyorum. Hâlâ o muhteşem kapaklarının posterini çerçeveletememiş de olsam bu senenin en başarılı albümlerinden birine imza attıklarına eminim, bütün şarkılarını keyifle dinliyorum. Grup rock müzik camiasına girişini “sıcak bir hoşgeldin” ile karşılamak adına, yine yarın gece (20 Ekim) herkesi “Batı Yakası 2009/2010 Sezon Açılışına” Jolly Joker Balans’a davet ediyor bizleri. Kapak çekimlerini yine çok beğenirken orada olamayacağım ama mutlaka diğer performansları ile bu kış buluşacağım.



Yaklaşık yedi yıl ‘’Elifname’’ isimli TV programının yapımcılığını ve sunuculuğunu yaptı. Şimdi bir albümle müzik dünyasında Elif Güvendik. Çıkış şarkısı ‘’Karagün’’ tipik bir Serdar Ortaç şarkısı ‘’Aşk Nağmeleri’’nde. Beraberinde Yıldız Tilbe, Mustafa Sandal, Ferda Anıl Yarkın, Sude Bilge Demir, Bülent Özdemir, Emrah Gökelma, Murat Tekyıldız çalışmalarından bir repertuar var. DJ Funky C. İle de ‘’Hey Onbeşli’’ düet olarak yer buluyor albümde, albüm OSSİ Müzik tarafından müzik marketlerde.

- Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler

‘’Filmekimi’’ artık bir klasik bunu biliyoruz. İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen ‘’Filmekimi’’ sekizinci yaşında 17 - 25 Ekim tarihlerinde yine Beyoğlu Emek Sineması'nda (23-25 Ekim ayrıca Cinebonus Maçka G-mall Sineması'nda). Ayrıca bu sene yoğun ilgi üzerine 9 güne uzatılmış etkinlik. Yine programda bu yıl daha fazla film, daha fazla seansta seyirciyle buluşacakmış. http://www.iksv.org/filmekimi_2009/index.asp adresinden tüm detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. Bu hafta sizlere tavsiye etmek istediğim ilk film ‘’Deception - Şantaj’’. Başlıca rollerini Evan McGregor ve Hugh Jackman paylaşıyor ve yönetmen Marcel Langenegger. Bir denetleme firmasında çalışan Jonathan’ın aynı firma adına çalışan avukat Wyatt ile tanışmasından ve arkadaş olmasından sonra gelişen olaylar zinciri. Bu film izleyicileri biraz bölmüş gibi, izledikten sonra yazılan yorumları okuyunca; ben soluksuz ve büyük bir keyifle izledim ve haftamın en iyisiydi diyebilirim. Bir diğer keyifle izlediğim film ise ‘’Thick As Thieves - Son Oyun’’ 2009 yapımı bir hırsız-polis filmi. Morgan Freeman ile Antonio Banderas başrolde. Filmin içi sürprizlerle dolu ve ara ara kafanız karışıyor kim - kim diye ama hepsi güzel bir şekilde bağlanıyor. Ayrıca bir Spike Lee filmi ‘’She Hates Me - Benden Nefret Ediyor’’ ve ‘’A Song of Martin – Martinin Şarkısı’’da izlediğim diğer kareler oluyor, öyle çok çok keyif aldığımı söyleyemiyorum onlar adına.


Bu hafta dizilerim kaldığı yerden devam etti. ‘’Dexter’’ ve ‘’Desperate Housewives’’ her yeni gelen bölümleri ile daha da mı güzelleşiyor ne. Bu yılın dizisi ‘’Flashforward’’ kesinlikle ve her bölümünü iple çekiyorum. ‘’Castler’’da nihayet ilk sezonu bitirmenin mutluluğunu yaşıyorken ‘’Damages’’in ikinci sezonunda finale doğru geri sayıyorum. Ayrıca ‘’Heroes’’un üçüncü sezonunu da bitirmeyi çok istiyorum artık ama şunu söylemeden geçmek istemiyorum, bu dizi adına bu denli yol alamam sanıyordum fakat her bölümünü iple çekiyorum. Bu hafta hemen hemen hepsini ve hatta bu saydıklarımdan da ötesini izleme şansını buldum. Şu an yeni bir dizi arayışı içinde değilim ama ekranlarda geçen hafta ilk bölümü yayınlanan ‘’Nefes’’ isimli dizi adına çok şey duydum. Uzun bir zamandır bir yerli yapım izlemiyordum açıkçası ama çok merak ettim ve izledim. İkinci bölümden sonra net bir şeyler söylerim.

Yazının hemen başında Zuhal Olcay ile ilgili bir haberimiz vardı yine ona dair bir not ile bu haftaki sendromumuzu noktalayalım. Sanatçı uzun bir aradan sonra yeniden tiyatro sahnelerinde. Oyunun adı ‘’Şölen’’ ve ülkemizde ilk kez ‘’Tiyatro Stüdyosu’’ tarafından sergileniyor. Ahmet Levendoğlu’nun yönetmenliğini yaptığı oyunun konusuna gelince varlıklı bir ev sahibesi olan Paige, yazar kocası Lars’ın yeni kitabını kutlamak amacıyla bir şölen düzenliyor ve bu gece için özel bir garson tutuyor. Toptan bir yok oluşa doğru giden dünya için kaygılanan Paige, bu duruşunu hazırladığı özel mönüye yansıtıyor. Oyunun başında kendini gösteren, özellikle Paige ile konuklar arasındaki kaba ve kırıcı söylem ve davranışlar giderek aşağılayıcı, saldırgan tavırlara dönüşüyor ama şölen devam ediyor. Oyun 22 - 23 Ekim’de Muammer Karaca Tiyatrosu’nda, 24 - 25 Ekim’de Caddebostan Kültür Merkezi’nde zira o tarih ve mekan izleyebilmem için uygun görünüyor. Tiyatroyu da çok özledim yahu.


Sımsıcak, güneşli bir hafta başladı. Herkese güzel Pazartesi’ler ve beraberinde haftalar.





17 Ekim 2009 Cumartesi

Sakman Bir Aşktır

Bundan iki sene önce doğumgünümü Sakman Club’de kutlamaya karar vermiştik; o zaman üst katta eski yerindeydi mekan. Küçük bir topluluk eşliğinde yeni yaşımı Vedat Sakman şarkıları ile kutlamak kuşkusuz benim için çok özeldi. Gecenin özel bir de sürprizi olmuştu adıma ki; değerli hocamın gitarı eşliğinde bir şiirimi de seslendirmiştim o gece o güzel renklerin içinde ve pastamı keserken, mumları üflerken tek bir dileğim olmalıydı; artık bir kitabımın olması olabilirdi bu. O sene içerisinde Sakman’da bir de şiir gecesi düzenleme şansı bulan ben bir sene sonraki doğumgünümü bir kitap ile birlikte karşılamaya da hazırlanacaktım artık. ‘’Ben Bu Filmde Kadri Karahan’ı Oynuyorum’’ ve yeni yaşım. Ne güzel ki; yeniden aynı mekanda yine, aynı dostlarla, aynı huzurla. Derken birkaç ay sonra sitemizin yeni yaşında da bir başka özel gece ve yine aynı mekanda ‘’Şiirlerle… Şarkılarla…’’ Geçen sene sitemizin kutlama gecesinde güzel bir ekip ne mutlu ki yeniden Sakman’daydık. Ve dün akşam; sitemizin yeni yaşında ve yine nerede olabilirdik acaba; elbette yine tam da orada.

Sevgili Zeki’nin bir gün öncesi olan doğumgününü özel olarak kutlamamıştık ve ertesi Sakman’da olmak adına sözleşmiştik. Aynı gün Vedat Sakman’ın da Facebook hayran sayfası dostlarının da orada olacağını biliyorduk ayrıca. Programdan önce kendisi ile sohbet edebilme şansını buldum. Küçük bir talihsizlik yaşamış ve kolunu sakatlamıştı Sakman, gitar çalamayacaktı belki bir süre ama piyano ile eşlik edecekti ve aksamayacaktı sahne, bir kere o muhteşem sesi, şarkıları, yüreği yeterdi. Mekan adına bir güzel haber verdi hocamız bizlere. Yakında Sakman Club’de olan tüm etkinlikler sanatçının web adresinden izlenebilecek. Doğru duydunuz; her akşam evinizde, odanızda, bulunduğunuz mekanda canlı canlı varacaksınız bu tada. Şu anda hazırlıklarda son noktaya geliniyormuş, buna çok sevindim. Ayrıca başka duyumlarda aldım kendisinden ki; yakın zamanda buluşturacağım bunları da sizinle.

Program sanatçının gitaristinin birkaç performansı ile başladı ve daha sonra Sakman sahnede yerini ‘’Hayallerim’’ ile aldı. Bir başka büyü Sakman dinlemek, o şarkılarda her defasında yeniden yeniden kaybolmak başka bir telaş; yeri geldiğinde hüznün doruğuna yeri geldiğinde orkestra ile aralarındaki konuşmalara, esprilere, atışmalara bir o kadar da eğlenceli (Özellikle gitarda Hakan çok ayrı bir neşeli, çok sevimli). Ayrıca katılan konuklarında sahne alması ile bir o kadar da zengin gece. Zira ilk olarak mekanda da Salı günleri sahne alan Selen Servi (Sarılsam Üşür müsünüz) daha sonra benim için çok özel bir an bu ikiliyi ilk kez aynı sahnede dinlemek Birsen Tezer ki; ayın 28’inde Sakman Club’de sahne alacak ayrıca (Yalnızlığım, Değirmenler), yine çok sevdiğimiz bir diğer dost, başarılı yorumcu Gülcan Altan (Benim Adım Kırmızı, Kandilli) ve Murat (Kimseye Etmem Şikayet) ile de bir başka tat. Derken aramıza gecenin sonunda katılan F.Gül ve Gözde de dahil çorbacıda alınan soluk ve sabahın ilk ışıklarına doğru dönülen ev, üzerine hâlâ bir tatlı sarhoşluk. Ayın birinde sayfamızda özel söyleşilerle, yazılarla hep birlikte kutladığımız yeni yaşımız dün de küçük ama çok eğlenceli bir grupla gününde ayrıca kutlandı özetinde. Biz hepinizi orada hissettik; aşağıdaki keyifli performansı yine yorumsuz kalacak biliyorum ama olsun sizlere armağan etmenin mutluluğunu taşıyorum :) ...

Vedat Sakman - Herneyse

15 Ekim 2009 Perşembe

Armağan Olsun

Şiir : Zeki Çelik

Müzik - Vokal: Emre Olgun

Klip: Önder Kızılkan

Nice yaşlara Zeki ... Doğumgünün kutlu olsun ...

En İyileriyle Erkut Taçkın


Elli yılı aşkın bir süre müzik dünyasında hakimiyetini sürdürmüş plaklar ve o plaklarda kalan yüzlerce unutulmaz şarkı Ossi Müzik marifetiyle bugünlere taşınmaya devam ediyor. İşte Türk popunun öncülerinden biri olan ERKUT TAÇKIN’ın orijinal plak kayıtlarından ve ilk defa yayınlanan sürpriz şarkılarından oluşan 20 şarkılık “En İyileriyle ERKUT TAÇKIN” albümü !

Yıl 1955: Erkut Taçkın ve arkadaşları Türkiye’de ilk rock müzik ateşi tutuşturuyor!
Yıl 2009: Erkut Taçkın’ın ilk CD’si yayınlanıyor!

Türkiye’de batı müziğinin bayrağını ilk dikenlerden olan Erkut Taçkın’ın şarkıları, pırıl pırıl kayıtlarla elimizin altında artık. Türk popunda çoktan kült bir statü edinmiş “Beyaz Ev”den, Sevgi Sanlı’nın “cennet”i anlatırken “destan” yazdığı “Yeryüzü Cenneti”ne, bizzat Erkut Taçkın tarafından yazılmış bir “nihilist senfoni” olan “Çaren Yok”tan, her biri bir başına dahi 60 rüzgarları estirmeye yeterli “Cadillac”’a, “Blue Suede Shoes”a kadar çok sayıda şarkı ihtiva eden muhteşem Erkut Taçkın şarkıları.

1974-1979 yılları arasında yayınlanmış orijinal plak kayıtları ‘’Beyaz Ev’’, ‘’Sorsam ki’’, ‘’Yeryüzü Cenneti’’, ‘’Çaren Yok’’, ‘’Sen’’,’’Seni Görünce’’ dışında Erkut Taçkın’ın sadece sahnelerde ve televizyon programlarında söylediği ‘’Be Bop A Lula’’, ‘’Shakin’ All Over’’, ‘’King Creole’’, ‘’What’d I Say’’, ‘’I Need You’’, ‘’Blue Suede Shoes’’ ilk kez bu albümle yıllar sonra tekrar dinleyici karşısına çıkıyor.. Albümün bir diğer sürprizi ise Erkut Taçkın’ın 1973 yılında Tv programı için yapmış olduğu ‘’Erkut Taçkın Jenerik’’ müziğinin yayınlanması.

“En İyileriyle ERKUT TAÇKIN” albümünün yapımcısı Hakan Eren. Kartonet yazısını Naim Dilmener’in yazdığı albümdeki şarkıları orijinal stüdyo bantlarından dijital ortama Bora Ebeoğlu aktardı. Kapak grafik tasarımı Şeref İnce tarafından yapıldı.

“Gençliğin sevgilisi çılgın Ye-Ye kralı Erkut Taçkın” muhteşem şarkılarıyla geri döndü. Erkut Taçkın ve arkadaşları, Türk popunda resmen tarih yazmışlar. Tarih de onları, hiç şüphesiz. Buyurun dinleyelim !

(Basın Bülteni)

Erkut Taçkın - En İyileriyle / OSSİ Müzik

14 Ekim 2009 Çarşamba

Emir Ersoy & Projecto Cubano Salsa ile Latin Rüzgarı

Emir Ersoy & Projecto Cubano Salsa Orkestrası, 17 Ekim 2009 Cumartesi saat 20.30'da Caddebostan Kültür Merkezi (CKM)'nde latin severlerle buluşacak. Özellikle son yıllarda eğlence dünyasının vazgeçilmez isimlerinden biri olan Emir Ersoy & Projecto Cubano salsa orkestrasıyla bu konserde Metin Ersoy ve Kürsat Başar gibi isimler de sahne alacak. Geçmişten günümüze uzanan geniş bir yelpazeden seçilen Celia Cruz, Tito Puente, Ruben Gonzales, Willy Chirino, Gloria Estefan ve Oscar De Leon gibi dünyaca ünlü isimlerin salsa, merengue, bolero, bachata, cumbia, rhumba, son ve cha cha ritmlerinden oluşan melodilerini kendi aranjmanlarıyla dinleyicilere sunacak olan Emir Ersoy & Projecto Cubano, üçü Kübalı toplam 11 müzisyenle sahne alacak. Dans gösterileriyle de adeta bir şölen havasında gececek olan konserin gelirinin bir kısmı da Sokak Hayvanları yararına harcanacak.

Geçtiğimiz aylarda sitemizde konuğumuz da olan Emir'in ayrıca bugün doğumgünü. Nice güzel yaşlar kendisine.


Emir Ersoy ile Söyleşi

13 Ekim 2009 Salı

Bir Aşk İçin Fazla Sarışın



Şiir: Kadri Karahan Müzik: Sahila & Samine Düet : Kadri Karahan & F.Gül Yanık

Uçmak (İntro – Final) Söz: Mehmet Teoman Müzik: Vedat Sakman Vokal: Zuhal Olcay

Klip: Kadri Karahan & F.Gül Yanık

Asya Gülgün Özkan’a katkılarından dolayı teşekkürler

12 Ekim 2009 Pazartesi

PS (Pazartesi Sendromu)

Kısa bir süre önce hayatını kaybeden Michael Jackson’ın hiç bir yerde yayınlanmamış yepyeni şarkısı ‘'This Is It'’ tüm dünyadaki hayranlarıyla aynı anda bu sabah itibari ile www.michaeljackson.com adresinde dinlenmeye başladı. Tek kelime ile enfes diyebilirim. 29 Ekim tarihinde yalnızca 2 haftalığına vizyona girecek '’Michael Jackson - This Is It'’ filmine de ilham veren şarkının yer aldığı '’This Is It’' albümü Sony Music etiketiyle çok yakında Tükiye'de de yayınlanacak. Filmle aynı zamanda müzikseverlerle buluşacak olan 2 CD’den ve sürpriz demo kayıtlardan da oluşan albümün, basınla paylaşılan single kapağındaki fotoğraf, Jackson’ın albümünden kısa bir süre önce Staples Center’daki provalar esnasında çekilen yeni bir fotoğrafı ve ilk defa gün ışığına çıkıyor.

Akbank Caz Festivali 15 - 25 Ekim tarihleri arasında 19. kez ‘Şehrin Caz Hâli’nde dinleyenleriyle buluşuyor. Özgün ve yaratıcı programıyla cazın sınırları aşan heyecanını paylaşmaya davet eden Akbank Caz Festivali bir kez daha cazın onlarca farklı rengine kucak açıyor. İki hafta boyunca 13 farklı mekanda 30’un üzerinde canlı performansa ev sahipliği yapacak olan festival konserlerin yanı sıra atölye çalışmalarına ve panellere de programı kapmasında yer veriyor. http://www.akbanksanat.com/caz_festivali adresinden programı öğrenebilir hatta davetiye kazanma şansını elde edebilirsiniz.

16 Ekim Cuma akşamı Hilton Convention Center’da Oscar ödüllü ünlü Hollywood yıldızı Kevin Costner grubu Modern West ile birlikte sahne alacak. 2007 yılında yine ülkemizde benzer bir performans sergilemişti ekip ve de bir hayli dikkat çekmişti. Costner ismi son yıllarda filmlerinden öte bir şekilde dikkat çekiyor ülkemizde, kuşkusuz bu sebeple ilgi bir başka olacak kendisine ve konsere. Konser öncesinde ve sonrasında ise Rock DJ’leri eşliğinde yapılacak müzik ile gece bir rock partisi konsepti ile gerçekleşecek.



Taxi Band grubunu sahnede geçtiğimiz sezon büyük bir keyifle dinledim. Sahne performanslarının yanı sıra bu aydan itibaren akustik programlarına da başlayan grup Türkçe ve yabancı poprock, rock 'n roll, soul, blues parçaları akustik bir set-up' la daha soft bir şekilde seslendirecek. Taxi Band müzisyenleri unplugged olarak dinlemekten zevk alacağınız, eşlik edebileceğiniz; U2 'dan Mor ve Ötesi'ne, Sting'den MFÖ'ye keyifli tüm şarkıları gözden geçirmiş, derlemiş ve yeniden düzenlemiş bu anlamda. İlk performans bu Çarşamba günü saat 22:00 itibari ile Sakman Club’de.

Pendik - Kurtköy’de Via Port isimli bir alışveriş merkezi var. Bana yakınlığının yanında gayet de bulunmaktan keyif aldığım bir mekan. Önümüzdeki Cumartesi günü (17 Ekim) bir etkinliğe ev sahipliği yapılıyor burada: 6. İstanbul Çocuk Festivali. Engelli çocuklar yararına, engelsiz bir Türkiye, engelsiz bir yaşam için duyarlılık sağlamak adına o gün saat 13:oo itibari ile konserler, çekilişler, gösteriler, yarışmalar gerçekleştirilecek. Ersen ve Dadaşlar, Burak Sarıkahya, Ceza, Zeynep, Ekin, Doğa İçin Çal ekibi, Ozan Orhon, Hakan Ergün başta birçok müzisyen ve DJ sahne alacak. Bir aksilik olmadığı sürece ben de oralarda olacağım. Böylesi anlamlı projelere her zaman için destek olmak lazım.

OSSİ Müzik yayınladığı albümler ile dikkatleri çekmeye devam ediyor. Şimdi de Buğra Uğur için hazırlanan bir saygı albümü kapımızı çaldı kendilerinden. Müzikte 30’ncu yılını tamamlayan Buğra Uğur'un daha önce yayınlanmamış besteleri yanında, çok bilinen eserlerinin yeni yorumlarını da içeriyor albüm. Kendisinin piyanosu ile yorumladığı bestelerinin yanında; ‘’Kavak Yelleri'’nde Zuhal Olcay, ‘’Üzüm Buğusu Gibi Ağlarım'’da Nilüfer, ‘’Yalnızım'’da Vokaliz, ‘’İlk Defa'’’da Nino Varon sesleri ‘’İnkar Etme’'de ise Asya ve Yusuf Bütünley düeti yer alıyor. 1983 Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye birincisi olan o meşhur ‘’OPERA’’ isimli şarkıda Türkçe ve İngilizce sözlü versiyonları Çetin Alp'in sesinden orijinal kaydıyla yer alıyor. Henüz dinlemedim ama bu haftanın alternatifi olabilir.


- Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler

Sinema dünyasında birbirinden güzel yapımlar dikkat çekmeye başladı. Açıkçası uzun zamandır ihmal ettiğimi biliyorum ama bilmem neden bu aralar pek de sinemaya gitme havasına giremiyorum; yoksa gerçekten çok çekici filmler var. Çağan Irmak’ın ‘’Karanlıktakiler’’ filmi için sezonu açmayı düşünüyorum. Ötesinde evde film keyfim devam ediyor. Bu hafta izlediğim iki filmi ayrı seviyorum. Birisi ‘’The Prestige - Prestij’’. Christopher Nolan imzalı 2006 yılı filminde Christian Bale ki bu aralar favori oyuncularımdan ve Hugh Jackman başroldeler. İki sahne sihirbazı, giderek şiddetlenen bir savaşa ve birbirlerinin mesleki sırlarını ortaya çıkartmak için doymaz bir susuzluğa dönüşen güçlü bir rekabete girişiyorlar. Baştan sona gözümü kırpmadan izledim. Yine bir başka film olan ‘’Note On a Scandal - Skandal’’ı ise sevgili Emre’nin film arşivinde yakaladım, iyi da yapmışım zira hayatımın karelerine bir film daha ekledim böylelikle. Filmin konusuna gelince Sheba Hart, sanat öğretmeni olarak yeni geldiği okulda, Barbara'nın da ona yakınlık göstermesi ile samimi bir arkadaşlık kurar. Fakat Sheba'ya yakınlık gösteren sadece Barbara değildir. Öğrencilerinden biri ile girdiği, Barbara tarafından da farkedilen yakın ilişki, bir süre sonra Sheba'nın bütün profesyonel ve özel hayatının paramparça olmasına neden olacaktır. 2006 yapımı filmde iki başarılı oyunculuk var ki kendilerini Oscar adaylığına da götürüyor. Judi Dench ve Cate Blanchett’i izlemeye ve alkışlamaya doyamayacaksınız. Haftanın izlediğim bir diğer filmi ise ‘’Next’’ oldu. Yine bir sihirbaz çıktı burada da karşıma. Nicholas Cage ve Julianne Moore başlıca roldeler, 2007 yapımı film. Özellikle sonlarına doğru heyecanımı biraz yitirdim.

Hürriyet Film Kulübü’nü takip ediyor musunuz? Her hafta sonu bir DVD hediye ediyor Hürriyet okurlarına. En başından beri hepsini aldım listeme ve güzel birçok filmle de buluşmuş oldum böylelikle. Bu haftadan itibaren yeni sezona geçtiler ve ilk sundukları film ‘’Slumdog Millionaire - Milyoner’’ oldu. Orijinal kutusunda ayrıca tüm seçenekleri dahil ve sadece 2 YTL ile orjinal bir film arşivimizde, güzel hizmet ve bravo. Ayrıca http://www.hurriyetfilmkulubu.com/ adresini takip ederseniz sunulacak filmleri görebilir, anketlere ve çekilişlere de katılabilirsiniz.

Sinema dünyası usta yönetmen Halit Refiğ’in ölüm haberini aldı. Biz de bu ay sitemizde ‘’Adım Kadın’’ köşemizin konuğuydu; sevgili Arzu Altınçiçek dostumuzun annesinin vefat haberini aldık. Çok çok üzüldüm. Kendilerine Allahtan rahmet sevenlerine başsağlığı dileriz.

10 Ekim 2009 Cumartesi

Cumartesi Şarkısı Ateşi - Serpil Barlas

Serpil Barlas - Ebe Sobe

Kandıramaz beni kimse şeytan gibi biriyim ben
Boş vaatler beni sarmaz kül yutar mıyım hiç ben
İnan çok zor güzelim beni kandırmak boş yere yorulma

İnce işler beni yorar riske giremem ben
Deli dolu yaşıyorken sana kul olamam ben
İnan çok zor güzelim beni kandırmak boş yere yorulma

Önüm arkam sağım solum sobesin
Elim sende kalbin bende ebesin
Koş peşinden koş yakala sobesin
Ebesin sobesin sen

MP3

9 Ekim 2009 Cuma

Alternatif - Eda Karaytuğ



Kesinlikle son yıllarda dinlediğim en iyi albümlerden. Bir TSM albümü ile karşı karşıyayız bütününde. Tam 18 şarkıdan oluşuyor ve raflarda yerini KAF Müzik etiketi ile alıyor geçtiğimiz günlerde. Sanatçının yayınlanan bu ilk albümünün ismi ''Gönülden'' ve gerçekten dinleyenleri bir başka büyüleyen yorumlarla, şarkılarla bir ziyafetin içinde buluyoruz kendimizi adeta.

Müzik öğrenimini 1985 yılında girdiği Adana Büyükşehir Belediye Konservatuarında 1990 yılında mezun olarak başarı ile tamamladıktan sonra TRT'nin açtığı sınavı kazanıyor ve radyo -TV için çalışmalarda bulunuyor sanatçı. 1991 yılında Kültür Bakanlığı'nın açtığı yarışmayı kazanarak ilk profesyonel adımlarını atmaya ve Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği korosunda çalışmaya başlıyor ardından. Müzik hayatına 1997 - 2005 yılları arasında geçici görev statüsü ile Kültür Bakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği topluluğunda devam ettikten sonra bugün İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu'nda çalışmaların sürdürüyor. Bu esnada birçok ülkede de İstanbul Fasıl Topluluğu ile birlikte konserler veriyor, TV programları da yapıyor. Bir hayli uzun ve keyifli bir yolculuk gibi ne güzel ki; bu esnada bir de albümle buluşturuyor bizleri.


Ve albüme gelince ''Gönülden''in müzikal mimarı Göksel Baktagir. Düzenlemelerden kanuna ve yer alan iki besteye atılan bu imza zaten en başında gücünü göstermekte çalışmanın. Bu birlikteliğe elbette birbirinden başarılı müzisyenlerde eşlik etmekte ve 18 şarkı içinde çok değerli söz yazarlarının - bestecilerin eserleri kulaklarımızda bir bir yer etmekte. Kadri Şençalar'dan Avni Anıl'a, Haci Arif Bey'den Sadettin Kaynak'a. Ayrıca albümde anonim şarkılarda karşımıza çıkmakta özellikle bunların içinde ''Bir Yaz Gecesi Çamlıca Mehtabına Geldin'' isimli şarkının yorumu hakkında ne düşüneceksiniz bilemiyorum ama ben bittim.

Karaytuğ; Adanalı bir müzisyen ama kökeni Suriye'ye dayanıyor. Arapça diline de bir yatkınlığı var bu anlamda ki; Baktagir'in gözünden kaçmamış ve o ara dinlediği bu dilde bir tango çalışma - Mısır'ın çok sevilen çalışmalarından biriymiş - repertuara eklemiş böylelikle. ''Tango El Amal''a da özellikle dikkat albümde. Yine ''Gönül Penceresinden Ansızın Bakıp Gittin'', ''Bakmıyor Çeşm-i iyah Feryade'', ''Gurbet O Kadar Acı ki'' isimli çalışmalarda favorilerim arasında.

Bir söyleşisinde ''Hüzün ve ben birbirimizden besleniyoruz'' diyor ve ekliyor Karaytuğ; ayrılıklar, acılar, ölümler duyguların sanata bakışını etkiliyor. Böyle zamanda bir sanat müziği albümü yapmayı asla riskli görmemiş ve pop şarkıcılarının bile bu anlamda albümler yaptığına dikkat çekmiş, bir ciddi dönüşün olduğu aşikar zaten. Gazelden uzun havaya, türküden tangoya sanatın bu rengi, hüznün bu rengi bir başka dokunuş olmuş bu şarkılara. ''Gönülden''i baştan sona çok seveceksiniz.

5 Ekim 2009 Pazartesi

Gidenlerin Ardından : Mercedes Sosa


Latin Amerika'nın popüler şarkıcısı Arjantinli Mercedes Sosa, hayata gözlerini yumdu. Güçlü pes sesiyle kitlelerin kalbini fetheden 74 yaşındaki sanatçı, 18 Eylülde Buenos Aires'te kaldırıldığı hastanede bu sabah öldü. Hayatında 40'dan fazla albüm çıkaran "La Negra" Sosa, 60'lı yıllarda sanat hayatına atıldı ve 70'lerde bazı filmlerde oynadı.Askeri cunta döneminde 1979'da La Plata'da verdiği konser sırasında gözaltına alınan ve şarkı söylemesi yasaklanan komünist sanatçı, Avrupa'ya giderek önce Paris'e, sonra Madrid'e yerleşti. Sanatçı, ancak 1982 yılının Ocak ayında konser vermek için ülkesine dönebildi. Dünyaca ünlü sahnelerde şarkı söyleyen Sosa, müziğinde folkloru rock ile harmanladı, opera şarkıcılarıyla albümler hazırladı. Meslek hayatında birçok ödül kazanan Sosa, ölmeden önce yaptığı bir söyleşide şunları söylemişti: "Bu ödüller sırf şarkı söylediğim için verilmedi, düşündüğüm için de verildi. İnsanları ve adaletsizlikleri düşünüyorum. Düşünüyorum da, düşünmeseydim kaderim böyle olmazdı..."

PS (Pazartesi Sendromu)


Eurovision’a 2010’da kim gitsin? Bu soruna bir çözüm derhal bulunmazsa ortalık fena karışacak. Bir dönem herkesin burun kıvırdığı yarışma için şimdilerde ama dolaylı ama direk birçok kişi mesajlar gönderiyor, sinyaller veriyor. Geçtiğimiz günlerde üç isme davet götürüldüğü haberi ulaştı öncelikle. Şebnem Ferah, Manga, Deniz Arcak ki; kendileri böyle bir teklif almadıklarını iletti. Arcak; haber için onur verir açıklamasında bulundu. Katıldığı bir TV programında teklif gelirse ne kaybederim, neden kabul etmeyeyim açıklaması yaptı Zerrin Özer. Başka bir TV programında Ragga Oktay’da benzer bir yorumda bulundu ve TRT’ye bir iki proje sunduğunu, katılmaktan mutlu olabileceğini iletti. Bu yarış daha çok kızışacak gibi. Keşke eskisi gibi olsa, tüm bu isimler bir ön eleme ile bir platformda çıksa birbirleri ile yarışsa, biz karar versek bu defa.

‘’Doğa İçin Çal’’dılar. Bir zamanlar üyesiydim; ağaclar.net adresinin bir projesi. "Playing For Change Stand By Me projesinin Türkiye’deki versiyonu hani. Birçok müzisyen bir araya geliyor ve bir şarkıda seslerini, enstrümanlarını buluşturuyor. Altı çiziliyor yalnız bu bir taklit değil projenin ülkemizdeki ayağı. Seçilen şarkı ‘’Divane Aşık Gibi’’. 45 müzisyen bir araya geliyor. İçlerinde Aslı, Kutsal, Can Şengün, Murat Evgin, Serdar Öztop gibi tanıdığımız isimlerde var ilk kez karşılaşacağımız nicesi de ve dünyanın hâline, doğanın verdiği sinyallere, küresel iklime vs. dikkat çekilmek isteniyor. Fırat Çavaş’ın yapımcılığında - yönetmenliğinde bir de başarılı klip ile desteklenen bu çalışmayı beğenerek izledim, keyif alarak dinledim.

Antalya’da olmak vardı, Altın Portakal Film Festivali heyecanında. Bu sene 10 - 17 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek yarışma sürecinde Antalyalılar bir de müzik ziyafetine tanık olacak. Genellikle film müziği de yapmış 12 sanatçı ve grup, açık hava konserleri verecek. Aylin Aslım, Baba Zula, Erkan Oğur, Fuat Saka, Göksel, Gülay, Koçani, Moğollar, Tolga Çandar, Yeni Türkü, Mazlum Çimen ve Kardeş Türküler desek de başka bir şey demesek. http://www.altinportakal.org.tr adresinden tüm detaylara ulaşabilirsiniz.
Önümüzdeki Pazar yani 11 Ekim’de Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda bir mini festivale imza atılacak adı: Tanışarock 2009. Saat 10 itibari ile kapıların açılacağı festivalde katılımcıları çeşitli etkinlikler bekliyor. Tiyatro, dans, doğa sporları, müzik, resim-güzel sanatlar ve fotoğraf alanlarında farklı üniversitelerin ilgili öğrenci kulüplerinin katılımları ile renklenecek olan festival üniversiteli gençleri öncelikle hedef kitlesine almış. Saat 16’da Friendly Fire, 18:00’de TNK, 20:00’de Özge Fışkın, 22:00’de ise Kurban sahnede. Gidin ve tanışın, güzel güzel kurtlarınızı dökün bakalım.

Geçenlerde Popstar Alaturka’yı izledim uzun bir zaman sonra. Sürekli tartışmalar ile öne çıkan ve bu sahneleri ile haber kanallarında karşılaştığım yarışmada bu hafta öyle bir hava yoktu. Yarışmacılar daha önceki yarışmacılar ile düetler yaptılar. Her eski yarışmacı şunu söyledi hemen hemen, albümüm çıkacak; ya çıkanlar? Bugüne kadar birçoğu albüm yapmadı mı, kaçı hafızamızdalar? Yarışmada gayet güzel sesler var kabul ama bir renksizlik de var, bir eksiklik. Zira bir önceki yarışmanın birincisi Mehtap ekrana bir çıktı da kendime geldim. Doğallığın bu kadarı, bu kadında gerçekten bir hava var; Armağan Çağlayan’ın dediği gibi buyrun starsa star. Mehtap’ın sesi gerçekten çok güçlü; albümü sağlam olmadı ama şans tanınır, tanınmalı ve diğerlerinde doğru seçimler yapılmalı. Dakikalarca güldüm hallerine. Yarışmada ikizler varmış onlarla ‘’Acıların Kadınıyım’’ı seslendirdi. Alın işte neden bu şarkı mesela albümünde olmadı. Küçük bir de not: Kendisinin diğer programlarda konuk olduğu zamanlarda da dikkatimi çekti. Popstar Mehtap olarak anılması hani, bence bu şekilde sunulmaktan da ayrıca kaçınmalı.

- Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler

Bu hafta müzik pek susmadı açıkçası. Hafta bir başladı pir başladı. Bu yoğunluk içerisinde web adresimizi de güncelledik ve de güzel tepkiler aldık sizlerden bu da bizi çok mutlu etti. Geçtiğimiz hafta kitapları ihmal etmeyelim dedi Gökçe; haklı. Kitaplar başucumuz olmaya devam etmeli ki; önümüzdeki günlerde edecek de. O ana kadar başka bir kitaba dokunmayacağım ve heyecanımı koruyacağım. Emre Kalcı’nın başta yeni kitabı ve beraberinde sürprizleri için birkaç gün daha bekleyeceğiz sadece. Detaylarda ayrıca buluşacağız, nefeslerimizi tutalım. Dergilere bir göz atalım mı? CNBC-e dergisi tarot kartları vermiş Ekim sayısında, ilgimi çekmedi değil; içinizde tarot bilen var mı :) D-Smart dergisi ‘’Cesurların Vatanı - Home Of The Brave’’, Milliyet Sanat ise ‘’Dünya Haritası - Map of The World’’ filmlerinin DVD’lerini veriyor. İlk filmi seyretmiştim. ‘’Bir savaşçı evinde huzur bulabilir mi’’ sorusuna yanıt aranıyor ve Irak savaşından evlerine dönen gazilerin hayatlarını işliyor. Samuel L.Jackson’un başrollü bu filmi izlerken yer yer sıkıldım şahsen ama bir şey kaybetmedim. Diğer filmi ise çok merak ediyorum. Büyük ihtimalle bu hafta içinde izleyeceğim, sizlere fikrimi söyleyeceğim.

Bu hafta filmlere ara verdim ve dizi dizi gittim. Öncelikle ‘’Dexter’’ 4’ncü, ‘’Desperate Housewives’’ 6’ncı sezonuna merhaba dedi. Hem de ne merhaba. İkisini de soluğumu tutarak izledim ki; çok da özlemişim. Yeni oyuncular da katılmış her iki diziye ve yeni cinayetler, yeni u-mutsuzluklar peşinde koşacağımız bir gerçek yine, hayırlı olsun izleyenlerine. Ve yepyeni iki diziye de başladım. Birisi yine polisiye vaka, yine bir birim var ortada ve yine suçlar işlenmekte, suçluların peşinde düşülmekte. Başımdaki deliler ve deliller yetmezmiş gibi bir de ''NCIS Los Angeles’'a merhaba dedim. Birçok diziden ve filmden tanıdığımız yakışıklı oyuncu Chris O’Donnell başrolde. Diğeri ise bu yılın dizisi olma yolunda ilk iki bölümü ile şimdiden iddialı. ‘’Flashforward’’ın enteresan bir konusu var. Dünyadaki herkes - biz de dahil :) - 2 dakika 17 saniyeliğine bilincimizi yitiriyoruz, bayılıyoruz yani derken bir uyanıyoruz ki; asıl her şey orada başlıyor sanki. Rüyasında herkesin gördüğü bir tarih var, evet gelecek ve bakalım nasıl hayra yorulacak. ‘’LOST’’un Penelope’si Sonya Walger başrolde. Ayrıca başka dizilerden de tanıdık isimler var ‘’Coupling’’den Steve karakterini tanıyorum mesela. Çok konuşacağız bu diziyi çok. Bu arada ‘’LOST’’da Juliet’i oynayan Erica Evans’da bir başka yeni dizide başrolde; onu en son ‘’LOST’’da pek de iyi bir yerde bırakmamıştık anımsarsanız bu da anlaşılıyor ki gidiş o gidiş :) ‘’V - Ziyaretçiler’’ isimli bu yeni dizisini henüz izlemedim. Adından da anlaşılacağı gibi bir bilim - kurgu dizisi.

Ergin’le kahve içtim bu hafta uzun zaman sonra, sonra Balans’da Gülbahar Kültür - Naim Dilmener performansını izledim. Site güncellendi yani yayına merhaba dedik; Hasret Murat’ın sözlerini yazdığı bir çalışmaya (Yollar) bir klip hazırladım; arkadaşlarımla Heybeliada’da mehtaba çıktım. Özel dostlarıma hazırladığım sürprizler adreslerine bir bir ulaşmaya devam etti bu süre içinde, evde güz temizliği yapıldı ve her şey dağıldı yeniden toparlandı beraberinde. Gökay’la oyunlar oynandı, yerimizde bir an olsun durulmadı. Bir ay cephemde hareketli başladı ve de böyle memnunum halimden de. Sendrom mendrom yok bana ne bugün ne de başka bir hafta; yaşayanların, yaşanan her şey ile yanında olmak adına :)


4 Ekim 2009 Pazar

Yollar

Yollar

Söz: Hasret Murat Yıldız
Müzik - Düzenleme: Işıl Aksünger

E-bow: Emrah Gürbay
Kanun: Asım Doğanalp
Gitar - Vokal : Işıl Aksünger

Kayıt: Barış Yerli

Klip: Kadri Karahan

2 Ekim 2009 Cuma

Alternatif - Zardan Adam


Bundan tam 7 yıl önce bu tarihlerde kurulan bir grup Zardanadam. Yıllardır biriktirdikleri şarkıları bir adım öteye taşımak ve birbirileri ile çalmak yerine dinleyici ile buluşturmak amacı ile çıktıkları bu yolda farklı bir duruşla bugüne kadar da devam ediyorlar. Mart 2002’de ''Tamamböceği'', Aralık 2002’de ''Korsan'' adlı self-albümleri, Mayıs 2003’te ''Süreyya'' ve Ocak 2004’te Sevgililer Günü self-single albümlerini yayınlıyor grup ve bu self-yapımlarda yer alan toplam 26 adet şarkıyı internet sitelerinden ücretsiz download olanağı sağlayarak dağıtmaya başlıyor.

Grup bu durumu şöyle açıklıyor web adresinde. ''Müzikten kazandığımız tüm geliri müziğe aktardık ve Zardanadam dostlarının da katkısıyla ''Tamamböceği’'nin 5000, Korsan’ın yaklaşık 7500 kopyasını rock severlere (kargo masraflarında bize yardımcı olmak kaydıyla) ücretsiz olarak ulaştırdık. Underground Rock camiasının gücünü böylece keşfettik. Unkapanı'nın henüz pek tanımadığı bu ağ sayesinde Türkiye'nin 60 iline albümlerimizi hiç bir karşılık beklemeden dağıttık. Böylelikle mevcut müzik endüstrisine alternatifler üretmiş, kendi müziğini üretemek isteyen gruplar için de cesaret verici bir örnek oluşturmuş hissediyoruz kendimizi ve bu bize gurur veriyor.''

2004 yılında Tibet Ağırtan’ın prodüktörlüğünde üçüncü albümlerinin kayıtlarını tamamlıyorlar. “Dibini Gör” isimli bu albüm ise Mayıs 2005’te Müzik Mahsülleri Ofisi etiketiyle yayınlanıyor. Albümün yayınlanması ile birlikte dinleyici kitlesini daha da arttıran grup artık çeşitli festivallerde de çalmaya başlıyor. 2006 yılında yayınladıkları albümlerinin ismi ise ''Kalbim Yok''. Kurulduğundan beri tüm şarkılarını ve videolarını evet internet adreslerinde dinleyici ile paylaşıyor grup ve ''Bizim satmaya kıyamayacağımız kadar değerli bulduğumuz şarkılarımızı siz de sevdiklerinizle gönlünüzce paylaşmayı sürdürebilirsiniz'' umudunu taşıyor.

Ve gelelim Nisan 2009 tarihinde yayınladıkları beşinci stüdyo albümlerine. Adı ''Kafam Seninle Güzel''. Deniz Yılmaz süpervizörlüğünde, Taylan Özdemir ve Ergin Özler mixleri, Çağlar Türkmen masteringi ile Umut Töre kapak tasarımlı - fotoğraflı bir albüm bizi beklemekte. 10 yeni ve de gayet başarılı parçadan oluşan bu çalışmada elbette grubun web adresinden download edilebiliyor. Yalnız şarkıları değil şarkıların sözlerine ve akorlarına da ulaşmanıza imkan veriliyor ayrıca. Bir hayli de başarılı bir tasarım. Böyle bir zamanda böylesi biraz fazla mı :) Ama ötesinde dinleyicisi onları hep bir başka seviyor, bu gözle görülür bir gerçek ve de hep böyle dinlemeye devam etmek istiyor.

www.zardanadam.com işte tam da bu adres.

1 Ekim 2009 Perşembe

EKİM 2009 - 8'nci Yıl ÖZEL

EKİM 2009
8'nci Yıl ÖZEL
yayındayız ...