6 Mayıs 2010 Perşembe

Önüm Arkam Sağım Solum Cover

Kaldı ki hepsinin dünden bugüne ilk albümlerinden son albümlerine ama iyi ama kötü bir şekilde yolunda giden bir çizgileri var. Bir şekilde albümlerinde zaman zaman elbette cover şarkılar dinledik ve tadında benimsedik de. Ama baştan sona bir cover albüm ile karşımıza çıkmaları düşündürücü olacaktı elbette. Zira dört bir yanı söz yazarları ve bestecilerle çevrili ülkemizde bu hâlâ bir ihtiyaç mı? Satmıyorlar mı? Dinlenmiyorlar mı? Pek de anlamış değilim ama durumu pek sağlıklı bulmuyorum. Velhasıl bu duruma biraz yakın temas yapalım istiyorum ve o şarkılarla düne mi dönelim bu şarkılarla bugünü mü yaşayalım bir karar vermemiz gerektiğini düşünüyorum.



GÖKSEL - Hayat Rüya Gibi / Avrupa Müzik

Önceki albümlerinde yer alan Göksel coverlarından bazıları: Kurşuni Renkler, Günün Birinde, Kim Bilir gibi şarkılar Göksel’in ilk albümlerinde yer alan cover şarkılardandı. Düzenlemeleri ile özellikle öne çıktı, yorumu ile ayrı beğenildi ve hiç kimsenin itirazı olmadı. Kaldı ki Göksel tam da geçen yıl bu zamanlarda ‘’Mektubumu Buldun mu’’ isimli bir albüm daha yayınladı. Bu albüm ise bütünü ile cover şarkılardan oluşmuştu ve bunların içinde zamanında hit olmuş çok önemli şarkılarda yer almıştı. Anımsamak gerekirse ‘’Baksana Talihe’’, ‘’Ağlamak Güzeldir’’, ‘’Senden Başka’’, ‘’Sen Bensiz Ben Sensiz’’ ilk anda hatırladıklarımız arasındaydı. Albümdeki şarkılar doğru bir seçimdi, Göksel’den bu şarkıları dinlemek küçük çapta da olsa bir heyecan verdi ama yine de çok ses getiren bir albüm olup olmadığına pek de karar verilemedi. Zira iyi bir satış grafiği yakaladı ve geçen yaz Göksel’de bundan payını aldı.

Bu albüm ve Göksel coverları: ‘’Mektubumu Buldun mu’’ isimli albümü için Göksel müzikal yolculuğum için çok özel bir deneyimdi demişti. Her şarkının onda hatırası vardı, falandı filandı ama nereye kadardı? Bence tadında kalmalıydı. Zira bu işin sonu yoktu ve durum söz yazarı ve besteci kimliği ile zaten ayrı bir yerde duran Göksel için gereksizdi. Evet bir sene sonra ‘’Hayat Rüya Gibi’’ dedi bu kez Göksel öyle ki bu kez daha bir kafaları karıştıracak bir seçki şarkı ile. ‘’Mektubunu Buldun mu’’ en azından şarkılar arasında bir paralellik gösteriyordu ama bu kez durum abartıya kaçıyordu. ‘’Hasretinle Yandı Gönlüm’’, ‘’Kabahat Seni Sevende’’, ‘’Eylülde Gel’’ gibi şarkılar bu albümde ‘’Ah Nerede’’, ‘’Sevil Neşelen’’ ya da ‘’Tek Başına’’, ‘’İçime Sinmiyor’’ gibi şarkılarla nasıl yan yana duruyordu? Adeta geçişler arasında bir tezatlık yok muydu? Yani bir kura çekilse bu kadar birbirini tamamlamayan şarkılar yan yana gelemezdi gibi. Netice de bu albüm de satacak, bu albüm de çok dinlenecek, bu albüm de ödüller falan alacak; bu şarkıları Göksel’den her albümünde bir iki tane okursa heyecan bulurdum ama bir anda böylesi bir yığılmanın pek de bir isteyerek önünde durdum, alamadım içeriye. Bu arada belirtmeden geçmek olmaz, enteresan bir de düet mevcut bu albümde. Teoman ile Göksel birlikte ‘’Palavra’’yı yorumluyorlar ki sözler neye yarar.

Göksel’e bundan sonraki albümleri için cover önerileri: Yeni bir nostalji kraliçesi mi doğuyor sorusu bir sonraki albümde netlik kazanabilir, temennimiz Göksel’in tek idolünün Muazzez Ersoy olmaması yönünde elbette. Ama neden olmasın bir albüm daha gidelim, iyi böyle deniliyorsa Göksel bundan sonraki çalışmasında bizi daha da şaşırtsın. Erkin Koray’dan ‘’Çöpçüler’’i de okuyabilir mesela bir sonraki şarkı Gönül Yazar’dan ‘’Çapkın Kız’’ olabilir. Onu Sezen Aksu’dan ‘’Kaybolan Yıllar’’ neden izlemesin mesela ardından da Nermin Candan’dan ‘’Hayat mı Bu’’ bizi bekleyebilir. Tanju Okan & Ajda Pekkan düeti ‘’Hancı’’yı da isterse eğer yine Teoman ile düet yapabilir.

Işın Karaca – Arabesque ‘’Geçmiş, Geçmemiş Hiç’’ / Seyhan Müzik

Önceki albümlerinde yer alan Işın Karaca coverlarından bazıları: Işın Karaca’nın beşinci albümü ‘’Arabesk’’ pardon ‘’Arabesque’’ ki bu durumda ayrı bir yazı konusu ya neyse ‘’Geçmiş, Geçmemiş Hiç’’ en azından şık duruyor yanında. Karaca’nın beşinci albümü bu ama bildiğiniz gibi ilk albümü ‘’Anadilim Aşk’’ baştan sona bugün bile dinlendiğinde kaç albüme bedel bir yerde duruyor. Sonraları tempo biraz düşüyor ama her ne olursa olsun diyorum ve her albümünü merakla bekliyorum. Karaca öncelikle iyi bir vokal ben buna inanıyorum ama biliyorum ki benim ona hayran olduğum bu durum yani sesinin çok güçlü olması bazı dinleyici tarafından da fazla abartılı bulunabiliyor. Her neyse söz ve bestelerin ona özel yani orijinal durum olmasından öte Karaca albümlerinde cover şarkılara yer verdi daha önce. ‘’Hoşgörü’’, ‘’Gece’’, ‘’Bambaşka Biri’’ albümlerinde yer alanlardı. Ayrıca çeşitli projeler içinde de karşılaştık kendisi ile ‘’Sen Gittin mi Ben Ölürüm’’, ‘’Aynı Cemin Bülbülüyüm’’, ‘’Ben Sana Vurgunum’’ ilk anda akla gelenler. Bu yorumların kötü olduğunu kimse iddia edemez belki ama dinlemek istemez o da ayrı.

Bu albüm ve Işın Karaca coverları: Adından da anlaşılacağı üzere arabesk temalı çıkılmış yola. Duyduğum anda şaşırdığım bir proje zira karşılaştığım anda üzerinde biraz düşüneceğim de. Bu yazının temel esası şu ki; böyle şeylere böyle güçlü isimlerin ihtiyacı yok, bunun altını çizmek gerekirse burada bu durum Göksel’in durumundan biraz farklı. Ben ne okusam kendime yakıştırırım diyebilir Karaca, yakışır da ama bunu bütününe yaydığında bir albüm biraz abartı noktada. Proje danışmanı ve vokal koçu bir usta isim Selami Şahin yapmış. Şahin bu iş için kuşkusuz doğru isim zira albüm içinde ‘’Yalan’’ isimli şarkısını da sunmuş Karaca’ya ki burada doğru bir karar verilmiş. Ama ‘’Ben Sevdalı Sen Belalı’’ için aynı şeyi söyleyemeyebilirim. Daha önce Sezen Aksu tarafından nefis bir şekilde cover yapılan bu şarkıyı üstüne adeta başka kimse yorumlamamalıydı. ‘’Dert Bende Derman Sende’’, ‘’Tanrım Beni Baştan Yarat’’, ‘’Dilektaşı’’ yine Şahin bestesi ‘’Ne Duamsın Ne de Bedduam’’ albümün çizgisi dahilinde doğru şarkılar. Ama aynısını ‘’Mavi Mavi’’ ya da ‘’Hor Görme Garibi’’ için geçerli değil gibi. Yorum ya da düzenleme falan filan değil bütününde bu şarkılar üzerinde hoş durmamış Karaca’nın. Gencebay’ın ‘’Hor Görme’’ yerine ‘’Bir Teselli Ver’’ örneğin bu albüme daha çok yakışmaz mıydı? Bu albümü bir kere baştan sona dinlerim, içinden birkaç şarkı alır birkaç kere daha dinlerim ötesine gidemem. Bir de eleştirim albümün fotoğraflarına ki Maldiv adalarında gerçekleşen bu çalışma böylesi bir albüm formatına nasıl ve ne kadar uygun acaba?

Işın Karaca’ya bundan sonraki albümleri için cover önerileri: Az önce de dediğim gibi Karaca’nın yorumuna hiçbir şarkı uzak değil. Özellikle canlı performanslarında bunun tadına varmak yeterli ama dinleyici için. Bunun illa ki bir albüme taşınması şart değil. Ben Karaca’nın kesinlikle sıfır şarkılar ile bizlerle buluşmasını diliyorum bundan sonraki çalışmalarında ve asla asla cover dinlemek istemiyorum kendisinden. Bir de biraz daha relax mümkünse.


İzel – Jazznağme / Poll Production

Önceki albümlerinde yer alan İzel coverlarından bazıları: İzel kariyeri boyunca ne güzel ki cover şarkılardan kendini hep uzak tuttu. Öyle ki ‘’Gülmek İçin’’i saymazsak daha öncesi albümlerinde bu çizgide bir şarkı yok, hepsi sıfır sözler ve besteler bekledi bizi kendisinde. İzel 2007 yılından beri albüm yapmıyordu ama her şekilde geride bıraktığı albümler sağlam bir yerde durmaya devam ediyordu. Adıma velhasıl çok güzel şarkıları var İzel’in.

Bu albüm ve İzel coverları: Albümün ismi ‘’Jazznağme’’. Adından da anlaşılacağı üzere sound caz motiflerle süslenmiş. Bu albüm uzun yıllar önce annesine ve babasına verdiği sözden yola çıkılarak hazırlanmış bir albümmüş ve hayatındaki bu özel şarkıları yorumladığı için çok mutluymuş İzel. Açıkçası bu albüme gayet sağlıklı yaklaştım. En başta repertuar düzgün seçilmiş ve belli ki işin ticari yanı burada pek öne çıkmamış. Polat Yağcı prodüktörlüğünde Selim Çaldıran direktörlüğünde yayınlanan albüm 15 şarkıdan oluşmakta ve bir tanesi (İzel çalışması ‘’Baba Beni Maziye Götür) hariç hemen hemen hepsi bir döneme imzasını katmış. Yıldırım Gürses bestesi ‘’Gurbet’’ ile muhteşem bir giriş yapılan albümde Orhan Gencebay’dan Ali Ekber Çiçek’e, Saadettin Kaynak’tan Yusuf Nalkesen’e eserler yorumlanmış. İzel’in vokali, başarılı enstrümantal sanatçıları ve usta düzenlemeler albümü kesinlikle başarılı kılıyor. ‘’Şiire Gazele’’ yorumunu beğenmedim İzel’in, Azerice yorumu albümde sırıtmış ve yine ‘’Kal Bu Gece’’de diğer şarkıların arasında olmasa da olurmuş. Ötesinde sağlıklı bir albüm mü? Kesinlikle. İzel’i özleyenlere ve bu şarkıları sevenlere ‘’Jazznağme’’.

İzel’e bundan sonraki albümleri için cover önerileri: İzel zaten hafızalara birçok şarkı kazımış bir isim. Özellikle duygusal şarkıları bugün hâlâ müzik listemdedir. Belki albümlerinde birer ikişer yine benzer çalışmalara yer verebilir. Yeniden Çelik - Ercan defterini aralamadıkça ya da asla ve asla Serdar Ortaç’a bulaşmadıkça İzel’i dinlemek özel olacaktır sanırım.


Ayrıca Baha’nın ‘’Aşkı Duymak İstediğin Her Zaman’’ ve Gönül Yazar’ın ‘’Forever’’ isimli albümleri de geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Yine enteresan denemeler mevcut bütününde, farklı bir solukta özlediğiniz şarkılar olabilir içlerinde.

Popüler müzik yorumcularından gelen benzer albümleri de anımsayacak olursak Candan Erçetin, Yaşar, Deniz Seki gibi isimler de bu kervana katılanlar arasında. Hiçbirinin albümü kariyeri boyunca çok fazla öne çıkmadı ama yine de hafızalarda öncelikle olarak yer etmeyi başardı.

5 yorum:

Estar Abi dedi ki...

Bu sanatçıların yapmaları gereken bir tek şey vardı. O da hangi şarkıyı seçiyor olurlarsa olsunlar kendi tarzlarında söylemeleriydi. Fakat her biri (İzel'i dinlemedim henüz) bu tip toplu cover albümlerinde bir şekilde orijinal yorumun taklidine kaçıyorlar. Deniz Seki, Böyle Gelmiş Böyle Geçer için aynı şeyi yaptı,Işın Karaca, Selami Şahin bestelerinde, muhtemelen Şahin'in de dürtmesiyle orijinal yoruma benzetmeye çalıştı. Göksel desek adeta toplu katliama girişti. Oysa yapmaları gereken tek şeyi hep unuttular. Ki senin de dediğin gibi hemen hepsi albümlerinde yer verdikleri birer şarkılık coverlarında doğruyu yapmışlardı. Nerde çokluk... diyorum ben bu duruma:)) Ayrıca umarım Funda Arar da bu tuzağa düşmez diye de ekliyorum.

Kadri Karahan dedi ki...

Funda Arar coverları gerçekten başarılı oldu hep ama son olarak o da bu kervana uydu ve bir TSM albümü yaptı. Sanırım bir dönem bu, tıkanma süreci belki de ya da başka bir kesimi de yakalama düşüncesi ...

Estar Abi dedi ki...

Rüya albümünü bu formatın dışında tutuyorum. Orada tanımsal olarak yine bir cover örneği olabilir ama albüm bir tarz değişikliği örneğine daha uygun duruyor. Zamanında Tarkan da albüm haline getirmese de benzeri çalışmalara girmiş ama asıl işinden ayrı tutmuştu. Fakat Rüya'nın Funda Arar için bir sendeleme albümü olduğu da bir gerçek.

F.Gül Yanık dedi ki...

Rüya'nın sendeleme albümü olduğuna katılmıyorum Muhammed'cim. Rüya, Funda'nın rüyasıydı. Funda'nın eğitimi de TSM kökenli olduğu için bir gün bu şarkıları söyleyebileceği bir albümünün olmasını hep hayal ettiğini dile getiriyordu. Bir de sanat müziği eserlerini seslendirmeye çalışan ve içine eden bazı yorumculara da bir cevaptı bu albüm, "öyle söylenilmez, böyle söylenilir"di bir yerde. O anlamda da cesur buluyorum... Bu yüzden, Kadri'nin aksine ben Funda'yı cover kervanına dahil edemem.

Öte yandan, Göksel ve Işın artık cidden sinir bozucu olmaya başladılar. Özellikle Göksel bunalımda mıdır nedir anlamadım, niye böyle yapıyor. Bir tane cover albüm yaptın (ki bence o bile rezaletti), ikincisini niye yapıyorsun? Sevenlerinin artık senin üretemediğini mi düşünmelerini istiyorsun?

Ben her zaman, bir şey üreten insanın, daha önce var olan üretilmiş eserlere yeni bir şey katmadığı sürece o üretimi yeni bir şey söyleyene kadar dondurması gerektiğine inanırım. Göksel, eyvallah yenilik yapamıyor olabilirsin, belki öyle bir dönemdesin, ama o zaman bir şey yapma. Bırak, kalsın biraz böyle. Üretime geçtiğinde gelsen ve adam gibi bir albümle çıksan daha saygın ve sağlam bir yerin olurdu...

Işın'a da pes diyorum. 2005'te benle radyoda yaptığı söyleşide "ben arabesk söyleyemem, herkes bildiği işi yapsın" diye yanıt vermişti benim bir soruma. Ve de o yanıt çok da isabetliydi. Çünkü gerçekten Işın arabesk okuyamaz. Okuyamamış da zaten... Selami abi de kurtaramamış durumu üzgünüm...

Işın gibi bir sesim olacak, ben gidip inim inim inleyeceğim "mavi mavi" diye... Gerçekten çok yazık...

Estar Abi dedi ki...

Sendelemeden kasıt albümün Funda Arar'ın çekici bir iş sunmayan tek albümü olmasıydı. Funda Arar, burada tıpkı TRT Sanat Müziği departmanındaki sanatçılar gibi bir yorum getirdi şarkılara. Hepsi "doğru" icralardı ama "iyi" değildi. Kendi kitlesine ulaşmaktan ziyade, tür içinde bir laboratuvar çalışması olmaktan ziyade, pek muhafazakar bir anlayışla gerçekleştiriyordu sunumu.

Bu tarz değişikliği meselesinde Zara'yı da atlamamak lazım. Adı Neşecik'ken yaptığı arabesk albümler, sonra Zara olup kotardığı türkü albümleri, sanat müziği albümü, dini müzik... Sırada Ceza'nın yönetiminde bir rap albümü olursa hiç şaşmam:))

Işın Karaca'nın sana verdiği beyanatla şimdiki albümü arasındaki çelişki de dikkate değer.