28 Şubat 2011 Pazartesi

Şarkılarla Şubat

Geçen aya göre Şubat ayında müzik dünyasında bir takım hareketlilikler gözlenmedi değil hani. Özellikle aynı hafta içinde yayınlanan Deniz Seki, Funda Arar ve Ebru Gündeş uzun zaman sonra yayınladıkları albümleri ile bir yarışın ister istemez içinde oldular ki kim öne çıkacak finalinde merak etmiyor değilim. Beraberinde Nilüfer’in rock müzisyenler ile düet yaptığı konsept albümü de bir o kadar ilgi gördü dinleyiciden ve onun da satış rakamı bu grafikte ciddi bir çıkış gösterdi. Birçok gereksiz şarkı single ya da maxi single adı altında yer bulurken pop - rock cephesinde Efsun, Ogün Sanlısoy, Zakkum, Tolga Burkay, Aydilge yeni albümleri ile merak uyandırdı. Ayrıca Fatih Erkoç, Murat Yılmazyıldırım ve son birkaç gün içinde Gülay, Bertuğ Cemil ve yıllar sonra Cartel yeni albüm yayınlayan ve dikkatleri çeken isimlerdi. Kendimce Şubat ayına dair şöyle bir sonuç çıkarttım.


En İyi Albüm:

01 - Efsun - Sessiz Olmalıyım (Pasaj)
02 - Nilüfer - 12 Düet (DMC)
03 - Deniz Seki - Söz Yaşlarım (Seyhan)
04 - Yıldız İbrahimova - Back To My Love (Türküola)
05 - Tolga Burkay - Rahatsız (3 Adım Müzik)


En Kötü Albüm:

01 - Kayahan - 365 Gün (K Majör)
02 - Ersen ve Dadaşlar - Alüvyon (Kotracı Müzik)
03 - Zeynep - Kutlama (Musicom)
04 - Demet Akalın & Fettah Can - Yanan Ateşi Biz Söndürdük (Seyhan)
05 - Asena - Çatır Çatır (Fa Müzik)


En İyi Şarkı: Efsun - Yavaş Yavaş
En Kötü Şarkı: Kayahan - 365 Gün

En İyi Şarkı (Cover): Nilüfer & Şebnem Ferah - Erkekler Ağlamaz (Nilüfer)
En Kötü Şarkı (Cover): Mehmet Güngür - Eylül Akşamı (Bülent Ortaçgil) & Zakkum - Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun (Birçok isim tarafından yorumlandı)

En iyi Şarkı (Düet): Nilüfer & Şebnem Ferah - Erkekler Ağlamaz
En Kötü Şarkı (Düet): Demet Akalın & Fettah Can - Yanan Ateşi Biz Söndürdük

En İyi Çıkış (Erkek) : ---
En İyi Çıkış (Kadın) : ---
En İyi Çıkış (Grup) : Koz

En Sürpriz Şarkı: Yüksek Sadakat - Live İt Up (Eurovision’da ülkemizi temsil edecek şarkı nihayet açıklandı, direk o gün yarışmada da dinleyebilirdik, sorun değildi :))

En İyi Klip: Nilüfer & Şebnem Ferah - Erkekler Ağlamaz (Nilüfer) & Neslihan Engin - Git Burdan

27 Şubat 2011 Pazar

Pazar'lık - Tren Şarkılar

Geçen hafta ‘’Pazar’lık’’ sizlerle olamadı. Bu hafta da bir ihtimal ‘’Pazartesi Sendromu’’ sizlerle olamayacak. Bahsettiğim gibi bir süredir rahatsızım ve bir yandan sitemiz ile ilgili çalışmalara devam ederken bir yandan da hayatın akışında üzerime düşen görevler var ki elbette dengeyi bulmak gecikmez, daha fazla ara açılmaz ama. Dün bir tren ile şöyle bir seyre dalıp yol alırken aklıma bugünün şarkıları düşmekte gecikmedi, tamam dedim uzağa gitmeyelim :) Binip de bir trene yol almaya hazır mısınız bu şarkılar ile öyleyse?


Barlas - Ayrılık Trenleri
Brothers Of Baladi - Tren Gelir (Train Song)
Deniz Arcak - Sonsuzluk Trenleri
Ezginin Günlüğü - Ayrılık Treni
Gülcan Opel - Gurbet Treni
İstanbul Superband Plays Ömer Göksel - Tren
Kesmeşeker - Ne Zaman Gitti Tren
Kızılırmak - Kara Tren
Nazan Öncel - Geceler Kara Tren
Sibel Can - Yalnızlar Treni
Tarık - Tren
Yavuz Bingöl - Kara Tren

21 Şubat 2011 Pazartesi

Pazartesi Sendromu

Rap’i onlarla bir başka sevdik, bugün anımsayınca da hala aynı renkte tebessüm ediyoruz. Cehennemden çıkan çılgın Türkler geri dönüyorlar hem de ortalığı tsunami gibi silip süpürmeye iddialı bir şekilde :) Valla itirazımız yok; kimler kimler geri dönmedi ki sonuçtan iyi bir şekilde ayrılalım yeter. Tarkan’ın ‘’Bir Oluruz’’ şarkısının nakaratından yola çıkmış öncelikle Cartel ve bu şarkıyı henüz albümleri çıkmadan insanlara ulaştırmak istemiş; gayet de eğlenceli ki sevdim. Albümün sürprizleri de var hani; bir şarkıda Manga’dan Ferman Akgül bir şarkıda Efsun konukluğu. Şarkıların tamamını bu hafta içinde dinleme şansını bulacağız. Zira grup Türkiye’ye gelecek ve orada burada muhtemelen boy gösterecek ve geçen 15 yılın acısını çıkartacak. Hadi bakalım; yaşasın Cartel.

İlk albümü ‘’Küçük Şarkı Evreni’’ benim ilgimi çekmişti ki hatta albüm ile ilgili yazmış olduğum bir yazı o dönem web sitesinde yayınlandığında yalnız olmadığımı anlamıştım. Kendine iyi bir dinleyici yakaladı Aydilge ama aynı hassasiyeti maalesef ikinci albümünde göremedim ve beni hayal kırıklığına uğrattı. Kalemi çok sağlam Aydilge’nin ki sözler şarkılardan daha önde gidiyor o kesin ama bakalım üçüncü albümü ‘’Kilit’’te neler yapmış; onun da yanıtını bu hafta içinde alacağız. Sözlerin bütünü kendisine müziklerin ise kendisi ile birlikte Cem Sarıoğlu’na ait olduğu albüm Dokuz Sekiz Müzik etiketi ile yayınlandı. İlk albümünde düzenlemelerde ismine denk geldiğimiz ki daha sonra kendisinin de solo albümünü büyük bir keyifle dinlediğimiz Atakan Ilgazdağ ile yeniden çalışmış olması heyecan veriyor.


Haftanın Düeti: ‘’Beklemeye Devam’’ adını verdikleri albümleri ile Koz karşımızda. Koz bir grup adı olarak ne kadar yanlış bir seçim. Nette aramaya ve kendileri adına bir şey bulmaya kalktım ama bir sürü şey çıktı, kafam karıştı vazgeçtim. Velhasıl Yaşar ile birlikte onun şarkısı olan ‘’Kör Bıçak’’ı cover yapmışlar ki ilgimi o çekti, bulup dinledim, sevdim. Albümleri bu hafta piyasada olacak. Bol şans.

Artık Fatih Erkoç adına kafamız iyiden iyiye karışmış durumda. Tamam çok başarılı olabilir ayrı ama sürekli ve sürekli de bir şeyler denemek ne kadar doğru acaba. Bu kez karşımızda yeniden pop şarkıları ile bizleri bekleyen bir Erkoç var. Maalesef kötü bir albüm kapağı ve ‘’Yanında Her Kimse’’ gibi akıllarda zor kalacak bir albüm adı ile yeniden dinleyicisi ile buluşacak olan sanatçının albümünde bir tanesi enstrümantal olmak üzere 16 şarkı var, yani bir hayli bereketli. Kendi söz ve beste çalışmalarının yanında Adnan Ergil, Ayhan Çakar, Mahmut Oğul, Gökhan Şahin ve Burcu Tatlıses söz ve müzikleri yer almakta. Albümde aşk ve sevgi teması işlenmiş ki hadi ya ciddi olamazsın basın bülteni :) Velhasıl olumsuz yaklaşacağım bu albüme nedense ama dilerim yanılırım çünkü gerçekten çok ama çok iyi bir müzisyen olduğunu biliyorum kendisinin.

İlk albümü fevkalade bir şekilde dikkatimi çekmişti Tolga Burkay’ın ki ‘’340 m/sn’’ isimli bu çalışmasını daha sonra ‘’Renk Körü’’ izlemişti. Aman aman bir dinleyicisi olmadı belki ya da çok öne çıkmadı hani ama olabilir çok iyi şarkılar ile sadık bir dinleyici yakaladı diye düşünüyorum. Belki bu yeni albümü ‘’Rahatsız’’ ile daha da öne çıkar bir şeyler belli mi olur zira şöyle bir tanıtımını dinlediğimde gayet iyi görünüyor her şey, aslında rahatsız olan bir tek sistem belki de :) Müzik Prodüktörlüğünü Can Alper’in üstlendiği albümde Tolga Burkay elektrik ve akustik gitar, Can Alper elektrik, akustik ve bas gitar, Can Güngör davul, Koray Erkan bas gitar çalmış, Korhan Kodaman ve Berna Keser geri vokalde yer almış. Hadi hayırlısı

Haftanın Kutlama’sı: Zeynep

İlk albümü ‘’İnadı Bırak’’ ve ikinci albümü ‘’Dudaklarımda Sevdan’’dan sonra bence iyi bir şey yapmadı Zeynep ama süreli ve sürekli şansını denedi, eyvallah. Bu çalışması 4 şarkıdan oluşuyor ki bir tanesi Ahmet Akkaya iki tanesi Faruk K. imzalı hani eski yol arkadaşlarından. Eşi, dostları, sevenleri mutlu ise ne mutlu ya da kutlu olsun falan filan işte.


23 Şubat Çarşamba günü Haymatlos’ta sitemizde de iki aydır gerçekleştirdiği söyleşileri okuma şansını bulduğunuz sevgili Akın Vardar’ın bir konseri olacak. 22:00’de başlayacak olan konser sürprizler ile dolu. Vardar’a albümüne enstrümanlarını katan ve şarkıların düzenlemelerini yapan Cenk Erdoğan başta olmak üzere yakın müzisyen dostları Serap Yenici ve Handan Aydın’da eşlik edecek. Sadece bu kadar değil; birlikte şiir akşamları sunuyorlar her Perşembe kendisi ile ki Yelda Karataş yine beraberinde Altay Öktem ve Deniz Durukan’da geceye şiirlerini katacaklar. Ben de bir sürpriz düet ile sahnede olacağım ve bakalım bizi, dinleyicileri nasıl bir renklilik bekleyecek.

Haftanın Alt’ernatifi: Son günlerin öne çıkan mekanlarından Alt.’da 22’sinde Jülide Özçelik’, 23’nde Birsen Tezer’i dinlemenin yanı sıra haftanın diğer günlerinde Cenk Erdoğan Trio, Kürşat Başar Quartet, Erkan Oğur & İsmail Hakkı Demircioğlu sahnede olacak. Âlâ mı âlâ.

Haftanın İmza Günü: Jehan Barbur sevenleri bir sürpriz bekliyor. Beyoğlu Mephisto’da Cumartesi günü 15 - 17 arasında albümlerini imzalayacak kendisi; hani güzel bir fırsat bu.

Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler:

Öncelikle hastalık halleri ile boğuşuyorum. Önemli ya da önemsiz biliyorum ki bir takım dengesiz durumlar mevcut üzerimde ve kafamı diziler ve filmler ile dağıtmaya çalışıyorum. Bu hafta o kadar çok film izledim ki kısaca üç tanesinden bahsedebilirim.

‘’Der Untengarg - Çöküş’’ elimde nicedir duruyordu ve izlemem için uygun bir zamanı bekliyordu. Baktım ki önümüzdeki günlerde bloğuna ekleyeceği yazıları arasında yer alıyor Muhammed’in :) hemen izleyiverdim ki ona eşlik edeyim diye. Evet bir millet çöküşünü bekliyor ve gizli kalmış bir dönem daha aydınlatılıyor. Berlin’deyiz yıl 1945; Berlin düşmüş bir kale artık ama Hitler bildiğiniz Hitler işte. Onun ve yakın çevresinin son günlerini sekreteri Traudl Junge’ın gözlerinden anlatan bu film bir Oliver Hirschbiegel imzalı. Aday olmasına rağmen yabancı film kategorisinde Oscar’ı kucaklayamamış olsa da ortada 2,5 saate yakın bir dram var, gerçekten her soluğunu hissedecek kadar yakınsınız o savaşın içinde. Filmin tüm oyuncu kadrosu çok başarılı ama özelikle Hitler’i ve Junge’u oynayan oyuncular kesinlikle çok doğru seçim. Oscar demişken çok ama çok az bir zaman kaldı biliyorsunuz. Bu hafta merak ettiğim sadece bir aday film daha var onu izleyecek diğerlerini es geçeceğim ne yazık ki ama geçen hafta yabancı film kategorisinde yer alan bir filme izleme şansını buldum.

‘’DogTooth’’ gerçekten çok garip bir filmdi. Filmin konusunu şöyle copy paste yapabilirim. Üç genç kardeş, baskıcı anne babalarıyla, sanki paralel bir evrende, farklı bir gezegende yaşar gibidir. Farkında olmadıkları bir tutsaklıkta yaşadıkları bu evde, günlerini hep aynı kaseti dinleyerek geçirirler. Sürekli yeni kelimeler öğrenen bu gençler için anlam bilindik sınırların çok dışındadır. İzole yaşamlarını erkek kardeşleri fark etmeye başlayınca, ailedeki dengeler alt üst olur. 2009 Yunanistan yapımı film kuşkusuz ki birçok seyirciyi gerek konusu gerek sunumu itibari ile kasabilir, etkisinde kalabilirsiniz ve dağılabilirsiniz. Yani ortada kalma gibi bir durum söz konusu değil adeta ya seveceksiniz ya da izlediğiniz için bin pişman olacaksınız. Netice de cesur bir film ile karşı karşıyasınız ve dengeleri bıraktığınızda bir kenara oturup birçok şeyi sorgulayacaksınız belki ama kahramanları adına ama hayatın gerçekleri adına.

Bir diğer film ise ‘’Fair Game - Dürüst Oyun’’. Politik filmleri sevenleri fazlası ile tatmin ettiği gibi Naomi Watts ve Sean Penn ile coştukça coşuyor film. ABD'deki Valeri Plame skandalı çevresinde gelişen olayları anlatan film, Joseph Wilson'ın Irak'ta nükleer silah olmadığını yazması üzerine ABD hükümetinin üzerine oynadığı komplo üzerine kurulu. Yedi tane yapımcının bir arada olduğu filmin yönetmeni Doug Liman. Ve bir de vaktiniz varsa eğer ben keyifli buldum ‘’Labor Pains - Doğum Sancısı’’. Film; patronunun işine son vereceğinden korkan bir asistanın bir anda hamile olduğunu uydurması çerçevesinde gelişiyor. Başrol oyuncusu Lindsay Lohan; çok güzel bir kadın ama çok sabıkalı hatırlatalım; üç kere ayrı suçtan hapse yollanmış, kefaletle falan yırtmış :)

Bana ayrılan sürenin sonuna geldim :) İyi haftalar herkese.

14 Şubat 2011 Pazartesi

Sevgililer Günü Sendromu

Nerelere Gidelim:

Aslında planlar çoktan çizilmiştir güne dair ama yine de paylaşmakta sakınca görmüyorum. Bugünün İstanbul mekanlarına ve programlarına hep birlikte göz gezdirelim, sevgilimizin olması şart değil yahu.

Öncelikle Beyoğlu’ndayız ve ilk durağımız İndigo. 22:00 itibari ile Birsen Tezer sahne alacak ki bu mekanda ilk solo konserini gerçekleştirmiş olacak sanatçı. Tezer’in sahnesini bilen bilir, daha önce seyretmiş bile olsanız hatta bunu kaç kere kaç kere tekrarlamış bile olsanız fark etmez her daim dinlenir. Yine Tezer gibi vazgeçilmesi mümkün olmayan bir diğer özel müzisyen Vedat Sakman ise kendi mekanı Sakman’da sevgililere söyleyecek şarkılarını.

Jolly Joker Balans’ın bugüne dair alternatifi MFÖ olurken Babylon’da da o gün bir diva sahne alacak. Bugüne kadar beş kere Grammy adayı olan Macy Gray sahne alacak ki bu konserin ertesi günü de tekrarı olacak. Gray’in beşinci ve son albümü ‘’The Sollout’’ geçen yaz piyasaya çıkmıştı. Ayrıca kendisinin ‘’Training Day’’, ‘’Scary Movie’’ ve ‘’Spider-Man’’ gibi Hollywood filmlerinde de rol alarak oyunculuk kariyerine de devam ettiğini de hatırlatalım ve bir başka sahneye uçalım.


Yeni albümü ‘’Hayat’’ ile ikinci kez dinleyicisi ile buluşan Jehan Barbur konserlerine tüm hızı ile devam ediyor. Bu özel günde onu dinlemek isteyenlerin adresi Caddebostan Kültür Merkezi olacak. Sevgililer Günü’ne özel akustik olarak gerçekleştirilecek olan bu konser de şiddetli bir şekilde tavsiyelerim arasındadır. Yine aşka özel şarkıların okunacağı bir diğer mekan da Beyoğlu Hayal Kahvesi. Bu gece mikrofonda Özge Fışkın ve ‘’Aşklı Şarkılar’’ı olacak.

Günün en enteresan etkinliği ise CRR’de gerçekleşecek. Kolektifistanbul geleneksel düğün müziklerine dayalı repertuarını funk ve jazz altyapılarıyla yeniden yorumlayan bir grup, Türk düğünlerinin vazgeçilmezi Anadolu Köçek’ten Karadeniz tulumu ile Bulgar gaydasını buluşturan Laz Horonu’na kadar birbirinden güzel parçaları müzikseverler için çalacak o gece. Sinan Çelik (Kaval), Şenol Filiz (Ney), Birol Topaloğlu (Tulum), Selim Sesler (Klarnet), İzzet Kızıl (Perküsyon), Elena Hristova (Vokal) ve Ahmet Özden (Kaba zurna) gibi birbirinden değerli isimler müzisyenler de programın artısı.

Neler Alalım:

Kuşkusuz alternatifler çok ama ben tercihini müzikten yana yapanlardan kullanacağım.

Geçen hafta içinde üç önemli ismin albümleri ile karşılaştık ki hepsi adına heyecan duymamak elde değildi. Yeni albümü ‘’Beyaz’’ ile Ebru Gündeş’ten başlayalım. Aslında albümü uzun uzun yazmıştım ama bir şekilde teknik arızaya kurban gitti ve sizlerle buluşturamadım, bir daha da kaleme alamadım. Gündeş’in 12.albümü 12 şarkıdan oluşuyor. Albümün içinde beni bir şarkı dışında diğerleri çok ilgilendirmedi ilk dinlemem sonucunda. ‘’Vatan’’ isimli şarkıya bayıldım diyebilirim. Bu arada sözü müziği Serdar Ortaç’a ait olan ‘’Ferman’’ Bengü’nün yorumladığı ‘’İki Melek’’ ile bu kadar mı kardeş olur, sanki farklı bir söz yazılmış şarkı yeniden yorumlanmış gibi :)


‘’Aşkın Masum Çocukları’’ Funda Arar’ın yeni albümü. Son bir iki albümde Gündeş’te olduğu gibi yavaş yavaş bir ivme göstermişti Arar ki bu albümde bir çıkış gösterebilir. Öncelikle Mehmet Turgut imzalı fotoğraflarına bayıldım albümün, sade ve yakışır olmuş. İki tane şarkının sözleri Aysel Gürel’e ait ki ne yazık bu şarkılarını dinleyemedi. Febyo Taşel, Günay Çoban, Saro, Burcu Tatlıses, Hülya Şenkul gibi isimlerin çalışmalarını yorumlayan Arar’ın bir de Cem Karaca sürprizi var ki ‘’Herkes Gibisin’’in yorumunu bakalım sevecek misiniz?

Ama beni asıl heyecanlandıran albüm Deniz Seki’den geldi. ‘’Sahici’’ gibi nefis bir albümden sonra yaşadığı onca koşturmacadan sonra bakalım neler yapacak derken ‘’Söz Yaşlarım’’ beni hemen etkisi altına alıverdi. Albümün ilk şarkısı ‘’Suya Hapsettim’’i dinler dinlemez daha tamam dedim, böyle bir şarkı ile açılan bir albüm kötü olamaz. Deniz Seki. İlk albümünden bugüne sevenleri hayal kırıklığına uğratmadı Seki; bu albümününde de kesinlikle boş şarkı yok. Özel bir yazı yazmaya çalışacağım albüm hakkında o yüzden şimdilik bu kadar şey söyleyebilirim.

DMC Müzik 6 CD ve 75 şarkıdan oluşan bir albüm hazırlamış: Aşkın Son Şarkıları. Normal CD fiyatına yakın satılan bu çalışma DMC kadrosunu bir araya getirmiş. Çok rahat bir şekilde yan yana getirmeniz mümkün olan bu şarkıları üşeniyorum derseniz gidip alırsınız ve sevgilinize armağan edebilirsiniz.

Neler İzleyelim:

Valla rahatsızlığımdan dolayı bu hafta filmlere veremedim kendimi ki izlediğim bir tek film vardı ki …

Oscar’a Doğru: 127 Hours - 127 Saat

Yönetmen: Danny Boyle
Oyuncular: James Franco gerisi fasa fiso

6 dalda Oscar’a aday olan bu filmi izledikten sonra Ekşi Sözlük’te yapılan yorumları okuyordum ki bir tanesi çok hoşuma gitti. ‘’Filmi 17 dakikada indirdim izlemem 15 dakika sürmedi’’ demiş biri. Bu yazıya neden katıldığımı anlatmadan önce filmin konusuna bir göz atalım. Genç bir dağcı ve bir kaya yüzünden düştüğü yerde sıkışıp kalması ve kurtulmak için verdiği mücadele. Hani başlarda neden düştüğünü görün, birkaç dakika oyalanın ve direk sona atlayın desem az önceki arkadaşla yakın bir söylem içinde olduğum çıkar sanırım ortaya. Gerçek hayattan alınmasının ve Franco’nun başarı ile sıkışıp kalmasının dışında yerlere göklere sığdıramayanlar hayatta olmalarına şükrettikleri için mi sevdiler bu filmi bilemem ama içim sıkıldı resmen. Kaldı ki canım filmler çekile dursun bu filmler mi Oscar’a aday oluyor. Sonra bana neden ucuz filmler seyrediyorsun diyorsunuz :)

Dizilere de dokunalım kısaca. Geçen hafta içinde ‘’24’’ün üçüncü sezonunu bitirdim ve yeni sezona başladım. Sevgili Muhammed’i de yanıma aldım ki ilk üç sezona yorumlarını keyifle okumuştum; bakalım neler olacak bu sezonda? Bu hafta hangi dizide neredeyim vs. onları paylaşayım sizlerle. (S:Sezon B:Bölüm) Brothers & Sisters S3 B12, Castle: S3 B13, Chase: S1 B5, Desperate Housewives: S8 B13, Human Target: S:2 B:6, Nikita: S01 B:14, Scoundrles B:3, Spartacus Gods Of The Arena B:3, The Cape S1 B3, The Mentalist S3 B13. Önerilerinizi bekliyorum.

Ve Sürprizler:

Sitemiz olarak ara ara Sevgililer Günü’ne özel sürprizlerimiz oluyor sizlere. Bugün yayına yine özel bir dosya daha açıyoruz. Sevgili Zeki Çelik hazırladı ve tam 100 kişinin kapısını çaldı, onlardan sizler için bir kısa şiir - dörtlük istedi ki gelen cevaplar yan yana geldiğinde ortaya nefis bir tablo çıktı. Kahvenizi alın ve aşkla yudumlayın.


Ve dün de kısaca bahsetmiştim. Gelmiş geçmiş unutamadığım aşk şarkılarından birini seçtim ve farklı versiyonlarından bir ‘’Pazar’lık’’ konseptimiz sizlerle paylaşmak istedim. Bazılarını arşivinizde olacağı için onların yanına eklemeniz adına konser kayıtlarından seçtim. ‘’I Will Always Love You’’ bugün dinleyeceğiniz tek şarkı olmasın yine de. Daha çok şarkı çalsın yüreğinizde ve daha çok sığmayın kendinize, dolun taşın işte.


Dolly Parton
Hande
Jennifer Hudson
Julie Drouin
Katherina Jenkins
Kenny G.
Lara Fabian
Leaan Rimes
Linda Ronstand
Sarah Washington
Vanessa Mae
Whitney Houston

MP3


Sevgililer Günü kutlu olsun arkadaşlar. Aynı zamanda bugün Mevlit Kandili. Kandiliniz kutlu olsun arkadaşlar. İyi haftalar.

13 Şubat 2011 Pazar

Pazar'lık - B/Aşka Düetler


Ve yarın 14 Şubat Sevgililer Günü.

Elbette bir gün değil her gün sevgiye - sevgiliye ait olmalı, onun renginde yaşamalı - yaşanmalı ama madem böyle bir şey var ki uzağında değiliz, biraz daha yakınında olalım. Öncelikle yarın sitemizde çok özel bir dosya sizleri bekleyecek ve aşka bakalım bu kez nasıl dokunacağız. Sonrasında yine blog sayfamızda Sevgililer Günü Sendromu ÖZEL sizlerle olacak ki bakalım nasıl bir seçki sunacağım sizlere. Ayrıca yarın yine blog sayfamızda çok özel bir şarkının farklı farklı yorumlarına kulak vereceğiz ki kabul ediyorum. Bence gelmiş geçmiş en güzel aşk şarkısı budur ve soluğu tarafımda ayrı durur. Hangisi olduğuna yine yarın yanıt bulacaksınız.

Ama öncesi sizi bir ‘’Pazar’lık’’ bekliyor ki yine çok özel bir seçki sunacağım sizlere. Öncelikle 12 tane düet şarkı seçtim sizin için ki bu şarkıların çok temiz kayıtlar olduğunu söyleyemem. TV programlarından ya da konser kayıtlarından yan yana getirdim ki pek de önemi yok zaten bunun, öyle şarkılar ve öyle yorumlar ki eminim bir başka çevreleyecek gününüzü. O halde haydi biraz ısınalım.


Deniz Seki & Hüsnü Şenlendirici - Adaletsiz Seçim
Emre Altuğ & Funda Arar - Aşk-ı Kıyamet
Feridun Düzağaç & Yıldız Tilbe - Beni Bırakma
Gökhan Kırdar & Burcu Güneş - Yerine Sevemem
Gülay - Özcan Deniz - Cesaretin Var mı
Hüsnü Arkan & Birsen Tezer - Hoş Geldin
İlhan Şeşen & Candan Erçetin - Sensiz Olmaz
Levent Yüksel & Jehan Barbur - Sensiz Olmaz
Mustafa Ceceli & Sıla - Bekle
Sezen Aksu & Levent Yüksel - Vazgeçtim
Vedat Sakman & Zuhal Olcay - Sarılsam Üşürmüsünüz

7 Şubat 2011 Pazartesi

Pazartesi Sendromu

‘’İksir İçtim Değiştim’’ isimli son albümü ile yeniden karşımızda Murat Yılmazyıldırım ki bugüne kadar 24 albüme imza atmış; sahi oldu mu o kadar? Ben çok fazla dinleyicisi olmadım kendisinin ama geçenlerde katıldığı bir TV programında izledim, dinledim ki buralarda yaşamıyor pek :) Olumsuz anlamda demiyorum bunu elbette zaten isminin başına da eklenmiş ‘’Düşlerin Ressamı’’ diye ne güzel. 3 CD’lik bir çalışma bu. Tinsel ve dünyevi felsefenin tam ortasında durduğunu ve insanları nasıl bir aşka, nasıl bir yola ve nasıl bir rüzgâra çağırdığını yaldızlı ve derin sözcüklerle dile getirdiğini anlatıyor şarkılar; çok fazla dinlememiz kaybolmamıza yol açabilir ama sakıncası da yok hani. Cem Adrian, Okan Bayülgen, Köksal Engür gibi isimlerin de konuk olduğu bu düşler albümü - biliyorum ki çok özel bir dinleyicisi var - heyecan uyandırdı.

Dün vizyona girdi ‘’Aşk Tesadüfleri Sever’’. Ömer Faruk Sorak’ın yönettiği film daha vizyona girmeden izleyiciyi merak içinde bırakmıştı ki bu birkaç günde izleyen insanlar tarafından da olumlu tepkiler aldı. Gözyaşları içinde ayrılacağımız söylenen film sevgililer günü öncesinde reva mı hani :) Aşk güzel bir şey tabi ki neleri sever neleri sevmez bilinmez ama inandığınız sürece var hep. Filmi izlemedim ve de izlemeyi düşünmüyorum, DVD’sini bekleyebilirim ama şarkıları ile ilgileniyorum. Güzel bir seçki yapılmış burada. Filme adını da veren şarkı zaten tanıdık biliyorsunuz ki Murathan Mungan sözler, Müslüm Gürses yorum. Beraberinde Şebnem Ferah, Teoman, Demir Demirkan, Redd, TNK, Ozan Ünlü, Mert Çetinkaya ve bir usta Tanju Okan şarkılarından bir seçki sunuluyor. Sürpriz şarkı ise bir Bülent Ortaçgil çalışması olan ‘’Eylül Akşamı’’ ki filmin başrol oyuncusu Mehmet Günsür yorumluyor. Pasaj Müzik etiketi ile yayında.


Albümü ‘’Harikalar Ülkesi’’ yayınlandığında sahibi Zehra Belevi ile tanışma şansını bulmuştum. Dinlediğimde ve bir söyleşi gerçekleştirme şansını bulduğumda anladım ki artık kendisini yakından takip edecektim. Geçen yıllar içerisinde sahne çalışmaları dışında bir projenin içinde yer almadı Belevi ama geçenlerde karşılaştığım bir albüm beni açıkçası şaşkınlığa uğrattı. Asena daha öncesi şarkılar söyledi biliyorsunuz, çeşitli denemeleri oldu ama yorumcu kimliği hiçbir zaman bir ön safha geçemedi. Yeni bir albüm çıkarttığı haberini alınca aynı önyargı ile yaklaştım ama bir baktım ki tam beş şarkıda - ki aralarında Asena, Erman Tazegül ortaklıkları var - imzası var. Eğer işin içinde Belevi varsa bence orada dinlenilebilir, kayda değer bir şeyler olmalı. Çok merak ediyorum şarkıların tamamı ile tanışmayı ve bu albümde Asena’nın ortaya koyduğu tavrı. ‘’Çatır Çatır’’ Fa Müzik etiketi ile raflarda.

Haftanın Rakamları:

Bir iddia olduğu söyleniyor ki doğru ise bile şaka derim ben buna. Tarkan’ın Eurovision’a katılmak için istediği rakamın 5 milyon dolar olması. Kaldı ki bu isteğine TRT’nin 3 milyon dolarda anlaşalım dediği yine yazılan çizilen arasında. Bu sene katılacak olan Yüksek Sadakat’in 300 bin dolar aldığı düşünülürse varsın Tarkan katılmasın zaten bu yarışmaya. Bu kadar da yüksekten uçulmasın lütfen.

‘’Hayat bir yol gibi. Bazen öyle zor gelir ki hızla koşup hemen bir sonraki durağa varmak isteriz. Bazen öyle mutlu oluruz ki zaman dursun, hiç ilerlemeyelim diye düşünürüz. Bazen tek bir anda donup kalırız. O an zihnimizde donar, ruhumuzda donar. Bir fotoğraf gibi. Gelenler, gidenler her şey donar. Bizimle birlikte doğanların, terk edip gidenlerin, sonsuza yelken açanların her şeyin donup kaldığı o anda fonda bir müzik olacaksa eğer, Ogün bu albümde her biri için şarkılar yazmış. Çünkü yaşamış, donup kalmış ve ancak içinden geçen müzikle birlikte bir sonraki adımı atmış gibi. Sanki müzikle bir kez daha yola çıkmış gibi. Sen gibi. Ben gibi.’’ Böylesi güzel bir sunumla tanıtılıyor Ogün Sanlısoy’un yeni albümü; kesemedim - kırpamadım; harika bir tanıtım metni olmuş her kim kaleme almış ise tebrik ederim. 12 sözü ve müziği kendisine ait olan bir tanesi o unutulmayan ‘’Anma Arkadaş’’ coverı ile müzisyenin yeni albümü ‘’Ben’’ bugünden itibaren raflarda.

Son albümü ‘’Kayıp Çocuk Masalları’’nı dinledikten sonra ilk albümünden bu yana kendisini yeniden bir performansla dinlemek için yanıp tutuşmaktayım. Cem Adrian’ın ben de sağlam bir etki bırakan bu şarkılarını bu Çarşamba günü dinlemek adına Hayal Kahvesi Beyoğlu’nun yolunu tutabilirim. Hem sonrasında da Özge Fışkın sahne alacak ki nefis bir gece - geçit olur. Mekan bu sene çok sağlam bir kadro ile yola devam ediyor. Ay içinde Suzan Kardeş, Jülide Özçelik, Aylin Aslım, Bulutsuzluk Özlemi, Aslı Gökyokuş, Erdem Yener, Ceylan Ertem gibi müzisyenlerin konserleri olacak.

Ve bildiğiniz üzere 14 Şubat’a az kaldı. 14 Şubat günü kim nerede sahnede olacak haftaya bugün Sevgililer Günü Sendromu ÖZEL’de sizlerle birlikte olacağız. Bir gün öncesi ‘’Pazar’lık’ta özel bir seçki yapacağız ki o gün sizi yalnız bırakmaması gereken şarkıları sunacağız. Ayrıca kk.net adresimizde özel bir dosya ve seçki yine sizleri bekleyecek. Velhasıl bizi izlemeye - dinlemeye takip edin efendim.

Ve geçen hafta hepimizin bildiği üzere Defne Joy Foster’ı kaybettik. Her ölüm kalpte bir yara ama genç ölümler bir başka acı gerçekten, üstelik böylesi hayat doluyken. Müzik dünyasını yakından takip edenler de bilirler ki onlar da acı bir kayıp yaşadı geçen hafta içinde. Müzisyen Tarık Öcal’ı da kaybettik. ‘’Gitar Alaturka 1 - 2 - 3’’ başta olmak üzere çeşitli enstrümantal albümlere imza atan sanatçı bugüne kadar Esin Afşar, Alpay gibi müzisyenler ile de çalıştı. ‘’Düttürü Dünya’’, ‘’Ses’’, ‘’Bir Avuç Cennet’’, ‘’Pehlivan’’ filmlerinin müziklerini yaptı.

Yıllar öncesine gittim dün gece, o eski yazlara. Bir şarkıydı, bir senfoniydi ki ‘’Still Got The Blues’’ nasıl bir aşkla çalardı akşamlarımızda. Ve sonrası yıllarımızda nerede çalarsa çalsın, karşılaşırsak karşılaşalım bizi öyle bir avucuna almıştı ki hiç bırakmamıştı. Dün gece, evet; Gary Moore’da hayata gözlerini yumanlardandı ki bu kez onun anılara değil onun anısına dinledim bu haberi almamla. Hepsi huzur içinde uyusun.


Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler:

Öncelikle iki yeni diziye daha başladım. Geçen hafta da bir diziye başlamıştım ki bu yenilik iyi geldi. İlk tavsiye edeceğim dizi ‘’The Cape’’. Suç oranının arttığı bir şehirdeyiz ve bir şirket polis teşkilatı da başta olmak üzere her yeri kendi tekeline alarak dünyaya hükmetmeye hazırlanıyor. Ailesi ile mutlu bir yaşam süren Vince Faraday isimli bir polis memuru bu komplonun kurbanı oluyor ve tek başına bir mücadelenin içine giriyor. Yani yeni bir kahraman ile karşı karşıyayız ki sağlam oyuncular ile uzun bir serüvene çıkıyor gibiyiz. Bugün 6’ncı bölümü yayınlanacak olan dizide en son ‘’The Tudors’’ ve ‘’Flashforward’’ isimli dizilerde de başarılı oyunculuğu ile izlediğim James Frain büyük bir renk. Kahramanımız Pelerin’i canlandıran oyuncu ise David Lyons; ben ilk kez karşılaşıyorum kendisi ile zaten uzun bir kariyeri yok.

‘’Scoundrels’’ bir diğer yeni dizim. Dizi yaz sezonunda 8 bölüm yayınlanmış ve daha sonra yayından kaldırılmış. İlk iki bölümü izledim ve bu nasıl olur dedim, diğer bölümlerde tamam lezzet düşmüş olabilir ama keyif almaya devam edeceksem de üzülürüm hani. West ailesi pek de normal bir aile değil. Sıradışı bir hayatları var ki her üyesi kendi içinde suç potansiyeli; bundan vazgeçmeye çalışma çabaları ise ayrı trajedi. Dizinin oyunculu kadrosu da bir hayli başarılı. Özellikle evin annesini oynayan Virginia Madsen bugüne kadar birçok yapımda rol almış ama çok fazla öne çıkmamış bir oyuncu. Bu arada artık bir ‘’24’’ fanatiği olarak oradaki her karakterle başka bir dizide - filmde karşılaşınca çok heyecanlı olacağımı biliyordum. Bu dizide karşıma Carlos Bernard çıktı yani Tony Almeda’mız; büyük sürpriz oldu.

Ötesinde yayınına kısa bir ara verilen ‘’Nikita’’ nefis bir bölümle yeniden merhaba dedi. Bu da geçen haftamı renklendirdi. Tempom diziler adına çok iyi, bu koşuşturmayı özlemişim.


Oscar’a Doğru: The Kids Are All Right

Yönetmen: Lisa Chodelenko

Oyuncular: Annette Bening, Julianne Moore, Mark Ruffalo, Mia Wasikowska, Josh Hutcherson

Nic ve Jules, yapay döllenme ile üstelik iki kere çocuk sahibi olan bir lezbiyen çift. Çocuklar bir gün geliyor ve büyüyorlar. Paul ise donör babaları ve bir gün onunla tanışmak istiyorlar. Paul’ün hayatlarına girmeleri ile aile düzenleri tamamı ile değişiyor ve yepyeni bir süreç başlıyor kahramanlar için.

Film 68. Düzenlenen Altın Küre ödüllerinde en iyi komedi filmi ödülünü kazanırken Bening’e de en iyi Komedi - Müzikal oyuncusu ödülünü getirmişti. Film şimdi dört dalda Oscar’a aday. En iyi film, kadın oyuncu (Bening), yardımcı erkek oyuncu (Ruffalo), orijinal senaryo olmak üzere. Bening’in ödülü almasını isterim ama Portman gibi bir rakip ile karşı karşıya. Portman’ın ödül almasına kesin gözü ile bakılıyor ama Bening’de alırsa şaşırmayacağım. Ruffalo için aynı şeyleri söyleyebilmem için diğer oyuncuları da izlemem gerekiyor. Sıkılmadan izlediğim, gayet güzel bir akışı olan bu filmin geceden sadece senaryo dalında ödül alarak ayrılacağını düşünüyorum. Julianne Moore ile nerede olursa olsun karşılaşmak öyle güzel ki; bu notu da eklemeden geçmek istemiyorum. Bening oyunculuğunun öne çıkan yanına hiçbir itirazım yok ama Moore yine her zamanki gibi büyüleyici.

Haftanın diğer izlediğim filmlerine gelince ki burada karşımda bir lezbiyen çift vardı. ‘’Release’’ isimli izlediğim bir diğer filmde de gay bir çift ile karşı karşıya kaldım. 2010 İngiltere yapımı olan filmde bir mahkum ile gardiyanın ilişkisi anlatılıyor ki bir kere oyunculuk çok kötü ve ilerleyen dakikalarda başlardaki tempo iyice dağılıyor ve psikolojiniz fazla zorlanıyor. Kesinlikle uzak durulmalı.

Aslında iyi bir temposu ve oyuncu kadrosu olan ‘’Cleaner - Temizlikçi’’ içinde aynı şeyleri söyleyeceğim. Samuel L.Jackson her zamankinden farklı değil, Eva Mendes yine çok güzel, Ed Harris ayrı usta ama filmin ilginç bir konu üzerine kurulu, sürpriz de bir finali var ama çok ağır yol alıyor ve kısa sürede anlatılıp çözülebilecek bir durumu uzattıkça uzatıyor. Emekli bir polisin karşılaşmış olduğu suçlamalar karşısında hakkını arama mücadelesi kaosu.

‘’Tournament - Turnuva’’ ise yine merakla izlediğim bir film oldu ayrı. Son yıllarda bu tarzda filmler bir hayli çekilmeye başlandı ki gerçekle alakası uzaktan yakından olmasa da sürüklüyor mu sürüklüyor. Bir kasaba var ve kasabaya otuz tane azılı suisktçı salınıyor. Oyunun amacı öldürmek ve birinci olabilmek. Ama bu işi organize edenleri de çeşitli sürprizler beklemiyor değil. Oyuna istemeden de olsa dahil olan bir alkolik rahip bütün dengeleri alt üst ediyor. Muhteşem bir şey beklemeyin ama şöyle bir süreliğine bu kasabaya bir uğrayalım da demeden geçmeyin karşılaşırsanız bir yerde.

Perşembe günü Yelda Karataş’ın sunduğu Akın Vardar’ın müzikleri ve katılan şairlerin şiirleri - şarkıları ile devam ediyoruz ‘’Şiir Aşkına’’ gecelerine. Nar-ı Mekan’da gerçekleştirilen etkinliklerin bu haftaki konuğu Ertan Mısırlı olacak. Yolu düşenleri bekliyoruz.

Güzel bir hafta dileklerimle.

6 Şubat 2011 Pazar

Güneş Şarkılar

Uyanmak sımsıcak bir güne. Soğuk olsun ya da olmasın bir güneş olduktan sonra gökyüzünde günün rengi bir başka değil mi üzerimizde. Benim için bugün daha bir öyle. Bu şarkılar güneşe inananlar için gelsin, yüreği güneşe eş olanlara gelsin, içimizi ısıtsın bu Pazar.

Aydilge - Güneş
Aylin Urgal - Güneş de Doğar
Çiğdem Gürdal - Bir Güneş Ki Doğmayacak
Ersen - Güneşe Dön Çiçeğim
Gülcan Altan - Güneş Bir Kere Doğdu
Haluk Levent - Güneşin Battığı Sahilde
İdil Üner – Güneşim
Kızılırmak - Güneşin Olsun
Mustafa Keçeli - Güneş Işığı
Sarp Maden - Güneş ve Bulut
Serap Yağız & Suların Uğultusu - Güneş Olmalı İnsanlar
Zülfü Livaneli - Güneş Topla Benim İçin

4 Şubat 2011 Cuma

Son Rocker: Nilüfer

Nilüfer müzik yolculuğuna bambaşka çizgide bir albüm ile devam ediyor. ‘’12 Düet’’ albümün ismi ve düne kadar hayal bile edemeyeceğimiz bir proje karşımıza çıkıyor ki sanatçı unutulmayan şarkılarını rock müziğin önemli temsilcileri ile birlikte yorumluyor.

Böyle bir albüm gerekli miydi? Belki evet zira uzun zamandır Nilüfer’den kayda değer şarkılar dinleyemiyorduk ve bir konsept albüm durumu kurtarabilirdi. Aslında hayır demem için de sebeplerim var ama bunları albümü dinledikten sonra pek de önemsemiyorum sanki. Çünkü karşımızda belli ki özenle hazırlanmış bir çalışma var ve muhalif durmak istemiyorum karşısında.

Öncelikle albümde yer alan şarkılar içinde kuşkusuz en öne çıkanı ya da çıkacak olanı Şebnem Ferah ile yorumladığı ‘’Erkekler Ağlamaz’’. Zaten çok güzel olan bir şarkı düzenlemesi ve Şebnem Ferah’ın güçlü sesi ile çok ayrı bir lezzet bulmuş. Daha öncesi ıvız zıvır birçok şarkıyı cover yapan solistler, gruplar acaba bu şarkı için neredeymiş?

Albümde ikinci şarkıyı bu yıl ki Eurovision temsilcimiz Yüksek Sadakat ile yorumlamış Nilüfer. ‘’Göreceksin Kendini’’ de en az ‘’Erkekler Ağlamaz’’ kadar nefis bir şarkı ama bayan bir vokalle bana daha iyi bütünlenirmiş, etki yaratırmış gibi geldi ama yorumu ve düzenlemeyi beğenmedim anlamında değil bu.

Üçüncü şarkı olarak ‘’Ara Sıra Bazı Bazı’’ seçilmiş ki sanatçının ilk 45’liklerinden. Adıma çok öne çıkan bir Nilüfer şarkısı olamadı hiçbir zaman ama bu albümde Malt grubu ile öyle bir yorumlanmış ki bu kadar heyecanlanacağımı bilemezdim. Malt grubuna özellikle büyük bir artı kazandıracağı kesin. Albümde en beğendiğim yorumlardan.

Albümün düzenlemeleri sanatçıların ya da grupların kendilerine ait olması tercih edilirken bir istisna Teoman ile seslendirdikleri şarkı olan ‘’Sensiz Olmaz’’a Atilla Özdemiroğlu imza atmış. Diğer şarkılara göre tempo biraz daha düşük ama Teoman ile Nilüfer’in bu düeti birkaç dinlemede sizi kesinlikle sarmaya yetiyor. İkilinin yan yana gelmesi ve beraberinde doğru bir şarkı seçmesi durumu söz konusu.

Sıradaki şarkı ise ‘’Haram Geceler’’. Nilüfer bu şarkıyı Gece Yolcuları ile birlikte yorumlamış ki Adnan Ergil’in bu şarkısı doğası ile çok naiftir. Ben o bildik sakinliğinde dinlemeyi tercih ederim her zaman bu şarkıyı. Bu düeti şarkı seçiminden dolayı pek doğru bulmadım. Başka bir şarkı ile çok daha rock sularında gezilebilirdi bu yolculukta.

Yine sanatçıya ait önemli bir şarkı da ‘’Hey Gidi Günler’’dir ki bu şarkı albümde Ogün Sanlısoy ile birlikte seslendirilmiş. Bugünlerde yeni albümü ile dinlemeye hazırlandığımız Sanlısoy varlığı ile albüme çok önemli bir katkı elbette ama şarkı tartışmaya açık. Kötü değil ama albümün içinde çok fazla öne çıkabilir mi sanki zaman gösterecek.

Badem grubu hakkında çok fazla bilgim yok ve aklımda tek bir şarkıları var sadece. O şarkıdaki yorumu düşününce ve birlikte yorumladıkları ‘’İntizar’’ı dinleyince kafamda bir kopukluk olmuyor. ‘’İntizar’’ şarkısı birçoğumuzun zaten ezberindedir ki birçok sanatçı da yeniden yeniden yorumlamıştır geçen yıllar içinde ama rock versiyonu biraz olmamış gibi.

Albümün en enteresan düetlerinden bir tanesi de Hayko Cepkin ile gerçekleşmiş. ‘’Aşk Kitabı’’ özünde sözünde yakıp yıkan şarkılardandır en başta ve her versiyonu düşünülebilir de bir gün rock bir şekilde karşımıza çıkacağına inanamayabilirdik. Belki başkası yapmış olsa kesinlikle burun kıvırabilirdik. Ama albümde başka bir yerde bu şarkı kesinlikle ve özellikle finaline yakın çok daha başka bir yerde.

‘’Unut Gitsin’’i eminim hepimiz yıllardır büyük bir keyifle dinlemişizdir ama alıp da şarkıyı çok öte bir yere götürmemişizdir. Hani saklı hitlerdendir adeta ki bu albüme dahil olmasına sevindiğim şarkılardandır. Şarkıyı Cingi ile yorumlamış Nilüfer ve sesler birbirine çok güzel uymuş, küçücük de olsa rahatsız edici bir şey yok şarkıda.

Aynı bu şarkı gibi adeta patlaması için bu albüme saklanmış olan ‘’Uzak Dur Ateşimden’’i dinliyoruz sırada ve kendisine Rashit grubu eşlik ediyor bu kez. Kendilerini en son Gönül Yazar ile bir enteresan düette de dinlemiştik ama bu kesinlikle çok daha başarılı, çok daha güzel bir uyum olmuş. Mesela bu şarkının stüdyo sürecinde orada olmayı çok isterdim.

Son iki şarkıda ise Nilüfer’e TNK ve 4X4 eşlik eşlik ediyor. TNK ile yorumladığı ‘’Selam Söyle’’, 4X4 ile yorumladığı ‘’Kim Arar’’ oluyor. Öncelikle grupların albümde olmalarına sevindim; genç soluklar ve sağlam çizgiler ki önümüzdeki günlerde adlarını daha sık duyacağıma eminim. Şarkılara gelince albümün çizgisinden uzak değil. Mesela bu albümde değil de kendi albümlerinde bu coverlar olsaydı daha çok öne çıkarlardı ayrı.

Albümün kapak fotoğraflarını Mehmet Turgut çekmiş. Turgut’un imza attığı hangi iş kötü ki bu olsun. DMC Müzik etiketi ile raflarda yerini alan albümün kayıtları Ozan Çolakoğlu’nun süpervizörlüğünde gerçekleşmiş.

Yine, yeni, yeniden Nilüfer ile buluşmanın tadı uzun zaman üzerimizden gitmeyecek.

1 Şubat 2011 Salı

Şarkılarla OCAK

Yeni bir yılın bu ilk ayında müzik dünyasında beklenen hareket olmadı. Daha çok toplama albümlerin ve kısmen de olsa yeniden basılan albümlerin dikkat çektiği Ocak ayında özellikle pop müzik dinleyicilerini tatmin edecek herhangi bir gelişme de yaşanmadı. Dinlemiş olduğum şarkılardan - albümlerden ay adına çıkardığım sonuçları sunuyorum ki (tarzlara göre bir ayırım yapacak kadar şansımız yoktu bile) seçerken hiç zorlanmadım ama Şubat ayı adına kafamın daha çok karışmasını diliyorum; o kadar fazla seçeneğimiz olsun hani.

En İyi Albüm:

01 - Hüsnü Arkan - Solo (Ada Müzik)
02 - Nardis Jazz Club - Live At Nardis Jazz Club (IMM Müzik)
03 - Ayhan Günyıl - İspanyol Yağmuru (M&A Production)
04 - Eyvah Eyvah Film Müzikleri (Kalan Müzik)
05 - Elif Çağlar - M.U.S.İ.C (IMM Müzik)


En Kötü Albüm:

01 - Ebru Polat - Dinle 2011 (Dokuz Sekiz Müzik)
02 - Petek Dinçöz - Yalanı Boşver (DMC Müzik)
03 - Aşkın Nur Yengi - Gözümün Bebeği (Emre Müzik)
04 - Özlem Özel - Kısaca Arabesk (Ati Müzik)
05 - Hüner Coşkuner - Güle Güle Git (Elenor)

En İyi Şarkı: Hüsnü Arkan & Birsen Tezer - Hoş Geldin

En Kötü Şarkı: Soner Sarıkabadayı - Seveni Arıyorum

En İyi Şarkı (Cover): Eşref Vakti - Yanıyom Ölüyom (Rengin)
En Kötü Şarkı (Cover): Ebru Polat - Hadi Git (Aşkın Nur Yengi)

En İyi Çıkış (Erkek) : Cihan Güçlü
En İyi Çıkış (Kadın) : Elif Çağlar
En İyi Çıkış (Grup) : Eşref Vakti

En İyi DVD: Grup Yorum - 25. Yıl Konseri (Kalan Müzik)

ŞUBAT 2011


Atilla Birkiye
Özlem Taner
Şehnaz Sam
Kraker
Naim Dilmener
F.Gül Yanık
Kadri Karahan
Akın Vardar
Asya Gülgün Özkan
Muhammed Tiryaki
Zeki Çelik


yayındayız ...