7 Eylül 2009 Pazartesi

PS (Pazartesi Sendromu)

Sanat güneşi Zeki Müren’in aramızdan ayrılışının 13’ncü yılına yaklaşırken Odeon Müzik’ten bir sürpriz albüm haberi geldi. Sanatçının yayınlanan bu albümünün ismi ‘’Lunapark Konseri’’ ki; bu bir ilk. ‘'Derdimi Ummana Döktüm'’’ ile açılışı yapılan albümde; ‘’Kader Kime Şikayet Edeyim Seni'’, '’Baharı Bekleyen Kumrular Gibi'’, ‘'Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine’' gibi muhteşem eserleri canlı canlı dinleyeceğiz yıllar sonra. Şarkı aralarında sanatçının her biri efsaneleşmiş anonslarına da tanıklık edeceğiz ayrıca. Zeki Müren adına daha öncesinde birçok albüm yayınlanmıştı belki ama bu albüm ile yıllar sonra yeniden o gazino sahnelerine gidecek dinleyici ve bir devin onu seven dinleyicileri ile buluşmasına tanıklık edecek yeniden, ne güzel değil mi; bin kere yaşanılası.

Bir dönem evimize her albümü alınırdı, o sebepten kulaklarım aşinadır da müziğine. Ara ara çalışmalarında yer verse de bütününde hiç olmadı. Metin Şentürk geçtiğimiz günlerde ‘’Metin Şentürk ile Türk Sanat Müziği’’ isimli bir albüm yayınladı, TSM olunca durum albüme hemen bir göz atıldı. Repertuar seçkin şarkılarla dolu, fena da yorumlanmamış hani. ‘’Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine’’, ‘’Her Mevsim İçimden Gelip Geçersin’’, ‘’Pişman Olur da Bir Gün’’, ‘’Çile Bülbülüm Çile’’ Şentürk’ün sesine yakışan çalışmalar olurken Sezen Aksu’nun yorumu ile sevdiğimiz ‘’Yine mi Çiçek’’ bu albümde neden ‘’Madam Despina’’ olarak yer aldı, enteresan.

Gümbür Gümbür (Tarık), Annem Kızıyor (Berdan Mardini), Mantık Evliliği (Demet Akalın), Uçurum, Her Şeyi Yak (Murat Boz), Kasaba (Murat Dalkılıç) ve en son Bu Böyle (Sertab Erener) sözü müziği kendisine ait olan çalışmalardı ve hepsi yayınlandığı dönemlerde ilgileri üzerine çekti. Uzun zamandır bir albümde Soner Sarıkabadayı ismi olursa o şarkıya mutlaka dikkat ediyordum. Ve geçtiğimiz günlerde bir single yayınladı kendisi ki (powerclub.com.tr adresinden satın alınabiliyor) keşke bir albüm olsaydı. ‘’Buz’’ başlı başına bir başka. Şu sözlere bakar mısınız, nasıl muhteşem bir beste ve yorum taşımasın ki üstüne. ‘’Kim bakar ardına sen mi ben mi, adın ne senin gül mü diken mi, yana yana ben yandım, benim adım korken senin adın buz mu, söyle erimez mi’’. Bu arada kendisinin 2001 yılında ‘’Kara’’ isimli bir albümünün daha olduğunu ayrıca hatırlatalım.




10 Eylül Perşembe günü enteresan bir konser var ki mekan Haydarpaşa Garı. Gelen istek üzerine Tuluyhan Uğurlu yeni albümü ‘’Akdeniz’’i bu mekanın büyülü atmosferi ile bir kere daha buluşturuyor. Piyanonun büyüsü, kavalın hüzünlü melodileri, bağlamanın Anadolu tınıları, viyolanın kararlı ve mağrur duygusallığı ve Akdeniz’in mavilik içinden sonsuzluğa ulaşan muhteşem ritmi olarak tanımlanıyor gece. Ve konserde Tuluyhan Uğurlu’ya kendi müzik topluluğu eşlik ediyor. Konserin sürprizi ise Akdeniz coğrafyasındaki Müslüman ülkelerin anlatıldığı bölümde sema gösterisinin yer alması.

Radyo - TV Üst Kurulu ya da kısaca ki rütük hayatımızı korumaya devam ediyor. Onlar olmasa zaten nasıl bir bataklık içinde olacağımızı bilemiyorum, iyi ki varlar. Justin Timberlake ile Ciara’nın birlikte yorumladıkları ‘’Love Sex Magic’’ adlı şarkıyı ne iyi yaptılar da yayınlayan Number One TV’deki yayınını yasaklattılar, çok minnettarız kendilerine. O nasıl rezil sözler şarkıda, o nasıl cinsellik içeren kıyafetler ve danslar, büyük bir ahlaksızlığı önlediler şahsen zira gelişimim için büyük bir engel teşkil ediyordu bu klip!!! Şaka bir yana acaba daha nelerle karşılaşacağız bilmiyorum, bence birileri bizlerle ciddi şekilde kafa buluyor arkadaşlar, bir an önce böyle saçmalıkların bitmesini her beraber en içten şekilde dilemeli. Klipten bugüne kadar haberi olmayan ben şimdi bu klibi izlemek için paylaşım sitelerine ışınlıyorum kendimi; sizinle de orada karşılaşacağıma inanıyorum.

Bu yılın en büyük sürprizi kuşkusuz ki Birsen Tezer’in ‘’Cihan’’ isimli albümü oldu. Tezer’in yıllardır sahnelerde ekibi ile göstermiş olduğu performansı nihayet bir albüm olarak bizlere ulaşmıştı ve çok daha fazlasını elbette hak edecekti. Albüm son iki haftadır müzik marketlerin en çok satanlar listesinde. Üstelik Sezen Aksu, Nilüfer, Göksel, Kenan Doğulu, Sibel Can, Göksel gibi isimlerle. Bugüne kadar hakkında yazılan yazılar da elbette cabası. Onu tanıyan bizler biliriz ayrı bir yerdedir duruşu ve kişiliği ile de, albüme de kattığı bu samimiyet yansıdı elbette müzik severlere de. Bütün bir yaz canlı performanslarını da çok özledik, benim gibi düşünenlere güzel bir haber. Sanatçı bayramdan sonra İstanbul sahnelerinde yeniden dinleyicisi ile buluşuyor. Üstelik biri yepyeni diğeri ise çok bildiğiniz ve sevdiğiniz özel bir mekanda. Yakında tarihleri ve isimleri elbette sizlerle paylaşacağız.


- Müziğin sustuğu yerden alternatifler

Birkaç günlüğüne İstanbul’dan aldım başımı ve gittim, size de oradan sesleniyorum. Bu süre içerisinde yanıma aldığım kitaplar, dergiler, filmler belli; kısmen de olsa önceki Pazartesi’lerden kalma, yani yola devam ayrı ama eklemek istediklerim var yanında. Örneğin Milliyet Sanat’ın Eylül sayısı. Bu sayının en büyük saklanmaya değer yanı kuşkusuz ki Yılmaz Güney özel dosyası. Sanatçının ölüm yıldönümü 09 Eylül 1985 ve üzerinden 25 yıl geçiyor ve dergi sanatçıyı unutmuyor. En büyük sürpriz kuşkusuz ki Yılmaz Güney'in Muş'ta askerdeyken Fatoş Güney'e yazdığı mektup ve Fatoş Güney'in 25 yıl sonraki kendisine cevabı, bir hayli etkileyici. Yeni kuşak yönetmenlerden Güney’e dair yorumlardan tutun da sinema yazarlarından özel yazılara dolu dolu bir kucaklaşma bu.

Bu arada dergi sizlere her ay olduğu gibi bir de DVD hediye ediyor. Bu ayın filmi Spike Lee imzalı ‘’Benden Nefret Ediyor - She Hates Me’’. 2004 yapımı filmde başlıca rolleri Monica Belluci ve Kerry Washington paylaşıyor ki; izlemedim henüz. Gelmeden hemen önce bir arkadaşımın arşivinden birçok film aldım yanıma ama birçoğunu henüz izleme şansım olmadı. Bu hafta nicedir izlemek istediğin ‘’Açık Deniz - Open Water’’ filmine dokunabildim ve de ertesi günü hiçbir şey olmamış gibi yüzmeye devam ettim (Bu arada ‘’Açık Deniz II’’ bu akşam SHOW TV ekranlarında olacakmış, onu da izlemeli :)) Dizilerim dizi dizi yine ama çok enteresandır içlerinden bir tanesi sadece komedi dizisi; nedense bu tarz daha az tercihim olmuştur hep. Altı bölümlük ilk sezonu sonrasında ‘’Coupling’’i yüzde yüz tamamlamaya niyetliyim. Dizide yer yer öyle kahkaha krizlerine girdim ki; defalarca başa alıp alıp izlediğim bile oldu aynı sahneleri. Oynayan tüm karakterleri ayrı ayrı seviyorum ve geç de olsa benim gibi izlemeyenler için bir an önce buluşmalarını diliyorum.

Bu arada bir de şiir yazdım. Fakat bu şiirimi sizlerle bu kez bambaşka bir ortamda paylaşacağım. Yakın zamanda yayın hayatına başlayacak olan bir sitede - şu an için süre aralığını bilemiyorum ama - şiirlerim ile yer alacağım. Açılışı için yepyeni bir şiirimi ilettim kendilerine ve yayına girdiği an itibari ile sizlerle de elbette paylaşacağım.

Evet önce uzun bir kış ardından sıcak bir yaz geçti. Göz aç kapa neler geçmiyor ki; en son evet kendimi attım az da olsa şehirden uzağa ve bir kısa süre daha burada olacağım. Görüldüğü üzere PC burada da en yakın arkadaşım ve paylaşımlardan da uzak değilim, lütfen git kardeşim dinlen, işin gücün mü yok demeyin, yok çünkü :) Yolu düşen olursa beklerim ellerimden kendisine mis gibi köpüklü bir kahve pişiririm. Olmasa da kalbimiz bir değil mi zaten, nicesini yudumlarız. Herkese güzel bir Pazartesi dilerim. Mis gibi maviliklere hep.


6 yorum:

tuncywashere dedi ki...

Evvela bloğunun yeni görüntüsünü çok beğendiğimi söyleyerek başlamak istiyorum. Zeki Müren'in albümü kesinlikle alınacaklar listesine eklendi. Soner Sarıkabadayı'nın "kara" albümü arabeske daha yakın bir yerdeydi. Hatta diğer sanatçılara verdiği eserlerde yakaladığı dans ritmleri beni çok şaşırtmıştı. Bu hali daha hoş :) Rtük için yazdığın yazıyı bir an için gerçek sanıp fenalaşacaktım ama sonra devamını okuyup ohhh dedim :) Birsen Tezer'in albümü bu senenin çıkan en iyi albümlerinden birisi. Önerin için defalarca minnettarım. Dinlettiğim tüm arkadaşlarım da şarkılara hayran kaldı dipnot olsun :)

Kadri Karahan dedi ki...

Çok teşekkürler Tunç :))) ...

gokciceks dedi ki...

Blog güzelde yorum sayfası neden başka yerde Keram okurken yazıyorum ben atladığım bir sürü nokta oluyor sonra, geri dönmesi zor yada ben teknoloji özürlüyüm kolay yolu var mı bilmiyorum :))
aha dur yazarken gördüm "orginal kayıdı gör" diye yer var oraya tıklıyorum bekle 2 sn.:)Aha oldu ta daaa:)
yavaş yavaş öğreniyorum desene:))

Bugün pazar bir sendrom günündeyiz yine ama muhtemelen okuyanlar bunu bir pazartesinde okuyacaklar ehh buda amaca uygun (gecikmiş olsada :))
Lunapark konseri ve Zeki Müren tanrım ikisini bir arada düşünmek bile şimdiden beklentilerimin artması için yeterli bir sebep..
Sabırsızlık ötesi bekliyorum diyebilirim..

Metim Şentürk hep mesafelidurduğum biri ve öyle durmaya devam edeceğim.Çünkü eğer sanatçıysan ve ürettiğine inanıyorsan bir şekilde sendeki diğer farklılıklar! var diye onları gösterme ihtiyacı duymamalısındır diye düşünüyorum.Yapılan her şeyin samimiyetle yapılmasına onu taktir edecek kişi tarafından yani benim gibi insanların inanması gerek sanırım..(ee sendroma uygun gidiyorum değil mi Keram )Ama yine güzel bir TSM yorumu varsa albümde dinlemekten keyif alırım elbette..

Bilmediğim bir yer burası yeni popçular ve şarkıları hiç bir fikrim yok o yüzden pas geçiyorum izininzle:)

Mevlana yılı çok doğal; popüler kültürde buna çok iyi hizmet ediyor okunan! yazarların çıkardıkları kitaplar pembe kaplımı gri kaplımı olması gerektiği üzerine yazılan onlarca yazı vs. vs. Daha öncede söyledim "samimiyet" her şeydir :)

Ya benim ahlakım bozuluyomuşta benim haberim yokmuş..Daha çok şeyle karşılacağımız çok aşikar Keram merak etme şimdi gizli bir savaş var medyada..Zamanı gelince anlatırım :)
Birsen Tezer için söylenecek kelimeler kifayetsizdir çizdiği yolda başarı,şans dilemekten ve desteklemekten başka yapacak bir şey yok ..Dilerim bir gün o sesi canlı dinleyebilirim..

Popüler kültürle ilgili ekleyeceklerim bunlar :)

Şimdi gelelim benim sendromlarıma ..
Şiddetle tavsiye edeceğim bir film var "the fall" lütfen izleyin hiç bir şey anlatmayacağım sadece izleyin demek yeterli olur sanırım..
kyle xy e hiç başlamayın 3. sezonun 10. bölümünde pat diye bitiyor çünkü kalıyor hikaye ortada.
True blood u es geçmeyin.Aykırı farklı olmayı kabul edebilirliğinizin sınırlarını gösteriyor..
Kahve kokusunu yazılarından bile alabiliyorum orda olmama gerek yok.
Dediğin gibi kalplerimiz bir hep öyle oldu hep öyle olacak dilerim ve umarım :)
Düştü çenem..Bayram hazırlığı benimkisi gidiyorum biraz uzak kalacağım herşeyden gitmeden diyebileceklerimi diyim dedim.ki zaten sanırım ben bunu yazarken sen dönmüş olacaksın..
yeni şiirlerini sabırsızla bekliyorum zaten bunu söylememe bile gerek yok

Kadri Karahan dedi ki...

"The Fall"

Öncelikle listeme ekliyorum Gökçe zira bu aralar beni yakalamayı iyi başaran filmlerden gidiyorum ve de hemen hemen hepsi eş - dost tavsiyeleri ki maşallah yanıltan olmuyor ...

''True Blood''

Şu sanırım vampirli dizi ben kanın Dexter yanında akmasını seviyorum :) zira o da yakında başlıyor, çok mutluyum ...

Bu arada bloğu beğenmenize sevindim yeni görüntüsü itibari ile zira daha da geliştirmeyi düşünüyorum gücüm yettiğince ...

Bir de Pazartesi oldu ben yavaş yavaş yeni sendrom olayına girip sabah hemen kapınızı çalayım ...

Çok teşekkür ederim :))) ...

Ergin dedi ki...

The Fall'a ben de kefilim. Kesinlikle 2000 li yıllarda izlediğim en iyi filmlerden birisi. Mutlaka izle derim Keram.

Dexter'a da her an başlayabilirim, hatta başladım başlayacağım :)

Kadri Karahan dedi ki...

Yarın artık bugündür ... Hemen o halde zaten afişi çok çarpıcı :))) ...

Dexter için elinde üç sezon var ki dördüncü de başlıyor, of ne güzel :) ...