5 Ekim 2009 Pazartesi

PS (Pazartesi Sendromu)


Eurovision’a 2010’da kim gitsin? Bu soruna bir çözüm derhal bulunmazsa ortalık fena karışacak. Bir dönem herkesin burun kıvırdığı yarışma için şimdilerde ama dolaylı ama direk birçok kişi mesajlar gönderiyor, sinyaller veriyor. Geçtiğimiz günlerde üç isme davet götürüldüğü haberi ulaştı öncelikle. Şebnem Ferah, Manga, Deniz Arcak ki; kendileri böyle bir teklif almadıklarını iletti. Arcak; haber için onur verir açıklamasında bulundu. Katıldığı bir TV programında teklif gelirse ne kaybederim, neden kabul etmeyeyim açıklaması yaptı Zerrin Özer. Başka bir TV programında Ragga Oktay’da benzer bir yorumda bulundu ve TRT’ye bir iki proje sunduğunu, katılmaktan mutlu olabileceğini iletti. Bu yarış daha çok kızışacak gibi. Keşke eskisi gibi olsa, tüm bu isimler bir ön eleme ile bir platformda çıksa birbirleri ile yarışsa, biz karar versek bu defa.

‘’Doğa İçin Çal’’dılar. Bir zamanlar üyesiydim; ağaclar.net adresinin bir projesi. "Playing For Change Stand By Me projesinin Türkiye’deki versiyonu hani. Birçok müzisyen bir araya geliyor ve bir şarkıda seslerini, enstrümanlarını buluşturuyor. Altı çiziliyor yalnız bu bir taklit değil projenin ülkemizdeki ayağı. Seçilen şarkı ‘’Divane Aşık Gibi’’. 45 müzisyen bir araya geliyor. İçlerinde Aslı, Kutsal, Can Şengün, Murat Evgin, Serdar Öztop gibi tanıdığımız isimlerde var ilk kez karşılaşacağımız nicesi de ve dünyanın hâline, doğanın verdiği sinyallere, küresel iklime vs. dikkat çekilmek isteniyor. Fırat Çavaş’ın yapımcılığında - yönetmenliğinde bir de başarılı klip ile desteklenen bu çalışmayı beğenerek izledim, keyif alarak dinledim.

Antalya’da olmak vardı, Altın Portakal Film Festivali heyecanında. Bu sene 10 - 17 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek yarışma sürecinde Antalyalılar bir de müzik ziyafetine tanık olacak. Genellikle film müziği de yapmış 12 sanatçı ve grup, açık hava konserleri verecek. Aylin Aslım, Baba Zula, Erkan Oğur, Fuat Saka, Göksel, Gülay, Koçani, Moğollar, Tolga Çandar, Yeni Türkü, Mazlum Çimen ve Kardeş Türküler desek de başka bir şey demesek. http://www.altinportakal.org.tr adresinden tüm detaylara ulaşabilirsiniz.
Önümüzdeki Pazar yani 11 Ekim’de Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda bir mini festivale imza atılacak adı: Tanışarock 2009. Saat 10 itibari ile kapıların açılacağı festivalde katılımcıları çeşitli etkinlikler bekliyor. Tiyatro, dans, doğa sporları, müzik, resim-güzel sanatlar ve fotoğraf alanlarında farklı üniversitelerin ilgili öğrenci kulüplerinin katılımları ile renklenecek olan festival üniversiteli gençleri öncelikle hedef kitlesine almış. Saat 16’da Friendly Fire, 18:00’de TNK, 20:00’de Özge Fışkın, 22:00’de ise Kurban sahnede. Gidin ve tanışın, güzel güzel kurtlarınızı dökün bakalım.

Geçenlerde Popstar Alaturka’yı izledim uzun bir zaman sonra. Sürekli tartışmalar ile öne çıkan ve bu sahneleri ile haber kanallarında karşılaştığım yarışmada bu hafta öyle bir hava yoktu. Yarışmacılar daha önceki yarışmacılar ile düetler yaptılar. Her eski yarışmacı şunu söyledi hemen hemen, albümüm çıkacak; ya çıkanlar? Bugüne kadar birçoğu albüm yapmadı mı, kaçı hafızamızdalar? Yarışmada gayet güzel sesler var kabul ama bir renksizlik de var, bir eksiklik. Zira bir önceki yarışmanın birincisi Mehtap ekrana bir çıktı da kendime geldim. Doğallığın bu kadarı, bu kadında gerçekten bir hava var; Armağan Çağlayan’ın dediği gibi buyrun starsa star. Mehtap’ın sesi gerçekten çok güçlü; albümü sağlam olmadı ama şans tanınır, tanınmalı ve diğerlerinde doğru seçimler yapılmalı. Dakikalarca güldüm hallerine. Yarışmada ikizler varmış onlarla ‘’Acıların Kadınıyım’’ı seslendirdi. Alın işte neden bu şarkı mesela albümünde olmadı. Küçük bir de not: Kendisinin diğer programlarda konuk olduğu zamanlarda da dikkatimi çekti. Popstar Mehtap olarak anılması hani, bence bu şekilde sunulmaktan da ayrıca kaçınmalı.

- Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler

Bu hafta müzik pek susmadı açıkçası. Hafta bir başladı pir başladı. Bu yoğunluk içerisinde web adresimizi de güncelledik ve de güzel tepkiler aldık sizlerden bu da bizi çok mutlu etti. Geçtiğimiz hafta kitapları ihmal etmeyelim dedi Gökçe; haklı. Kitaplar başucumuz olmaya devam etmeli ki; önümüzdeki günlerde edecek de. O ana kadar başka bir kitaba dokunmayacağım ve heyecanımı koruyacağım. Emre Kalcı’nın başta yeni kitabı ve beraberinde sürprizleri için birkaç gün daha bekleyeceğiz sadece. Detaylarda ayrıca buluşacağız, nefeslerimizi tutalım. Dergilere bir göz atalım mı? CNBC-e dergisi tarot kartları vermiş Ekim sayısında, ilgimi çekmedi değil; içinizde tarot bilen var mı :) D-Smart dergisi ‘’Cesurların Vatanı - Home Of The Brave’’, Milliyet Sanat ise ‘’Dünya Haritası - Map of The World’’ filmlerinin DVD’lerini veriyor. İlk filmi seyretmiştim. ‘’Bir savaşçı evinde huzur bulabilir mi’’ sorusuna yanıt aranıyor ve Irak savaşından evlerine dönen gazilerin hayatlarını işliyor. Samuel L.Jackson’un başrollü bu filmi izlerken yer yer sıkıldım şahsen ama bir şey kaybetmedim. Diğer filmi ise çok merak ediyorum. Büyük ihtimalle bu hafta içinde izleyeceğim, sizlere fikrimi söyleyeceğim.

Bu hafta filmlere ara verdim ve dizi dizi gittim. Öncelikle ‘’Dexter’’ 4’ncü, ‘’Desperate Housewives’’ 6’ncı sezonuna merhaba dedi. Hem de ne merhaba. İkisini de soluğumu tutarak izledim ki; çok da özlemişim. Yeni oyuncular da katılmış her iki diziye ve yeni cinayetler, yeni u-mutsuzluklar peşinde koşacağımız bir gerçek yine, hayırlı olsun izleyenlerine. Ve yepyeni iki diziye de başladım. Birisi yine polisiye vaka, yine bir birim var ortada ve yine suçlar işlenmekte, suçluların peşinde düşülmekte. Başımdaki deliler ve deliller yetmezmiş gibi bir de ''NCIS Los Angeles’'a merhaba dedim. Birçok diziden ve filmden tanıdığımız yakışıklı oyuncu Chris O’Donnell başrolde. Diğeri ise bu yılın dizisi olma yolunda ilk iki bölümü ile şimdiden iddialı. ‘’Flashforward’’ın enteresan bir konusu var. Dünyadaki herkes - biz de dahil :) - 2 dakika 17 saniyeliğine bilincimizi yitiriyoruz, bayılıyoruz yani derken bir uyanıyoruz ki; asıl her şey orada başlıyor sanki. Rüyasında herkesin gördüğü bir tarih var, evet gelecek ve bakalım nasıl hayra yorulacak. ‘’LOST’’un Penelope’si Sonya Walger başrolde. Ayrıca başka dizilerden de tanıdık isimler var ‘’Coupling’’den Steve karakterini tanıyorum mesela. Çok konuşacağız bu diziyi çok. Bu arada ‘’LOST’’da Juliet’i oynayan Erica Evans’da bir başka yeni dizide başrolde; onu en son ‘’LOST’’da pek de iyi bir yerde bırakmamıştık anımsarsanız bu da anlaşılıyor ki gidiş o gidiş :) ‘’V - Ziyaretçiler’’ isimli bu yeni dizisini henüz izlemedim. Adından da anlaşılacağı gibi bir bilim - kurgu dizisi.

Ergin’le kahve içtim bu hafta uzun zaman sonra, sonra Balans’da Gülbahar Kültür - Naim Dilmener performansını izledim. Site güncellendi yani yayına merhaba dedik; Hasret Murat’ın sözlerini yazdığı bir çalışmaya (Yollar) bir klip hazırladım; arkadaşlarımla Heybeliada’da mehtaba çıktım. Özel dostlarıma hazırladığım sürprizler adreslerine bir bir ulaşmaya devam etti bu süre içinde, evde güz temizliği yapıldı ve her şey dağıldı yeniden toparlandı beraberinde. Gökay’la oyunlar oynandı, yerimizde bir an olsun durulmadı. Bir ay cephemde hareketli başladı ve de böyle memnunum halimden de. Sendrom mendrom yok bana ne bugün ne de başka bir hafta; yaşayanların, yaşanan her şey ile yanında olmak adına :)


Hiç yorum yok: