17 Ocak 2011 Pazartesi

Pazartesi Sendromu


Haftanın ''Solo'’su: Hüsnü Arkan

Aslında çok öncesinden haber vermiştik ama bir ADA Müzik klasiği olsa gerek asla ve asla çıkacak dediği gün çıkmıyor albümleri, biz de üzülmüştük. Netice de kavuştuk geçen hafta içinde ki Ezginin Günlüğü ile yollarını ayırdıktan sonra nefis bir albümle karşımızda Arkan. Beş şarkının sözü ve müziği kendisine ait; müziklerini yaptığı diğer beş şarkının sözleri ise beş usta şairin dizeleri. Ötesi nefis bir albüm, nefis bir yolculuk ile karşı karşıyayız.

Haftanın Sanatçısı: Birsen Tezer

Arkan’ın bu albümünde bir düetleri var kendisinin ki çıktığı gün tüm İstiklal o şarkıyı ezberine aldı bile. ‘’Hoş Geldin’’ isimli şarkıda yine başarılı vokalini, kanununu konuşturdu Tezer ki sevenlerini bu sürpriz çok mutlu edecek gibi. Ötesinde Ankara ve İstanbul’daki Arkan konserlerinde konuk sanatçı olarak yer almıştı Tezer ki bu ayın sonuna doğru İstanbul tekrarı olacak ama öncesi yarın Ankaralı dinleyicilerini mutlu edecek ve Nefes Bar’da ortalığı eminiz büyük bir kavuşma izleyecek.

Cihan Güçlü ilk albümü ‘’Ama’’ için iki yıldır çalışıyormuş. 13 yaşında akordion 14 yaşında gitar ile tanıştıktan sonra Candan Erçetin’in öğrencisi olarak müzik aşkı ile yanıp tutuşmaya yıllar yılı devam ettikten sonra artık hazırmış. Pasaj Müzik etiketi ile yayınlanan albüm kuşkusuz ki Güçlü’yü bir yerlere taşıyacak. Biraz Gökhan Türkmen biraz Murat Başaran gibi bir yerde geldi sesinin rengi bana ve çok fazla çekemedi beni içine şarkılar ama bir tanesini özellikle çok beğendim. ‘’Seni Çok Özledim’’ haftamın en iyi şarkılarından biri oldu diyebilirim ki sırf bu sebepten bu albüme şans vereceğim ve daha sakin bir zamanımda detaylı olarak dinleyeceğim.

‘’Eyvah Eyvah’’ı izlemiştim ama ikincisini bugün yarın seyredeceğim. Çok keyif almıştım ve başta tüm oyuncuları beraberinde müzikleri ayrı alkışlamıştım. Şimdi devam filmi ile birlikte her iki filmde de yer alan şarkılar tek bir albümde Kalan Müzik etiketi ile dinleyicisini bekliyor. 15 şarkının yer aldığı albümde özellikle ilk filme damgasını vuran ‘’Fasülye’’ ki burada remixi ile de yer alıyor ve ikinci filme damgasını vuran ‘’Karaçalı’’ nasıl doğru bir seçimdirler ki başlı başına yetiyor. Bol bol replikli ve klarnet nameli bu soundtrack filmlerin sevenlerine keyifli anlar yaşatacaktır.


Shakespeare’ın 66. Sone’si Can Yücel’in çevirisi ile bestelendi ve son albümüne aynı zamanda adını verdi Efkan Şeşen’in. Şeşen’in ‘’Vazgeçtim’’ isimli 12. albüm çalışmasında 10 şarkı yer alıyor ve tüm besteler kendisine ait. İnsanın kendine ve topluma karşı yabancılaşması karşısında şarkılarıyla önermelerde bulunan sanatçının bu albümünde bir de Lazca türkü yer alıyor. Çok özel albümleri ve şarkıları hep oldu kendisinin ama en son yayınladığı ‘’Renkler ve Islıklar’’ serisini beğenmemiştim.

Bu haftanın konser alternatiflerine bakalım hemen. Geçen hafta da bir sahnesi oldu ki kaçıranlar olduysa eğer Jülide Özçelik Salı günü Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde yine bir konser verecek. Aynı mekanda Cuma günü ise Aylin Aslım olacak. Çarşamba günü bir büyük ustayı Alt.da dinleme şansını bulacaksınız. Erkan Oğur Telvin projesi ile sahnede olacak o gece. Yine Cuma günü Şehnaz Sam Mask’ta sahne alacak. İlk albümü geçtiğimiz yıl yayınlanmıştı, bu ay içinde yeniden başka bir firmanın etiketi ile yeniden dinleyicisi ile buluştu. Sam’ın sahne performansını kaçırmak istemiyorum zira aldığım duyumlara inanıyorum.

Atilla Atasoy, Asya, Ayla Algan, Coşkun Demir, Ersan Erdura, Esin Afşar, Ferdi Özbeğen, Gökhan Abur, İskender Doğan, Nil Burak, Özdemir Erdoğan ve Yeliz’den şarkıları; Ahmet Güvenç, Ali Kocatepe, Ali Rıza Binboğa, Atilla Dorsay, Ara Güler, Bülent Özveren, Bedri Baykam, Erdal, Erkan Özarman, Erkan Yolaç, Figen Çakmak, Gülen Andak, Halit Kıvanç, İzzet Öz, Nebil Özgentürk, Nejat Çetinok, Sebla Özveren, Suna Keskin, Ülkü Tamer ve Yıldız Kenter, Zeliha Sunal’dan anları, anıları hani özetinde bir çınara dair tüm her şey. Ustalara Saygı buluşması kaldığı yerden Selmi Andak ile devam ediyor. Saat 20:00 itibari ile yolunuz Akatlar Kültür Merkezi’ne düşerse muhteşem bir geceye tanıklık edeceğiniz kesin.

Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler:

Çarşı Pazar/tesi:

D&R’da nicedir denk geliyordum. Ferzan Özpetek’in 6 filminin yer aldığı (ki piyasaya çıkmış olmasına rağmen bu seri içinde neden yer almadı bilmiyorum, ‘’Hamam’’ burada yok) box set bir kere kesinlikle evimizde olmalı. Filmlere ayrıca benim yaptığım gibi tek tek de ulaşabilirsiniz. İki filmi hariç benim arşivimde yoktu artık var. Tanesini 5 TL’den seti 30 TL’den satın alabilirsiniz. Çok güzel bir fırsat ve kısa sürede tükenebilir.

İzleme şansını bulmadığım iki filmi vardı Özpetek’in. Bunlardan bir tanesini ‘’Cuero Sacro - Kutsal Yürek’’i hafta içinde bu vesile ile izledim. Küçük yaşta annesini kaybeden ve teyzesi tarafından büyütülen İrene’nin hikayesi. Başarılı bir iş kadınıyken yolu bir gün kendisine miras kalan bir ev ile kesişen İrene o duvarlar arasında kendisi ile yüzleşmeye başlıyor. Bu yolculuk tüm hayatının alt üst olmasına yol açtığı gibi aklının sınırlarını zorlama noktasına bile geliyor. Başrolde oynayan Barbora Bobulova öylesi muhteşemlikte bir performans sergiliyor ki filmi adeta tek başına götürüyor. Ayrıca Camille Dugay Comencini isimli genç oyuncuyu da atlamamak lazım. Filmin bütününden ayrı ama finalinden daha bir ayrı etkilendiğimi söylemeden geçemem ve bugüne kadar izlememiş olmamı affedemem.

30 Aralık 99, dünyanın sonu mu yoksa yeni bir dünyanın başlangıcı mı? James Cameron’un yapımcılığında hazırlanan bu bilim - kurgu filmini seveceğinizi düşünüyorum ki tarzın bana pek yakın olmamasına rağmen tadını alabildim. Milenyuma dakikalar kala Los Angeles sokaklarında yaşanan kontrolsüzlük içinde Lenny’nin kız arkadaşını korumaya çalışması ve bir yandan da hayatta kalma çabası anlatılmış. ‘’Strange Days - Tuhaf günler’’ gerçeğin olağanüstü tadı ki sağlam da bir oyuncu kadrosu var. Ralph Fiennes, Angela Basset, Juliette Lewis, Tom Sizemore başlıca rollerde. Müziklerine ayrıca dikkat.


‘’İnto The Blue - Maviliklere Doğru’’ daha sonra ikincisi de çekilen bir film ki onu da bu hafta içinde ayrıca izlerim. Böyle denizin içinde geçen filmlere oldum olası bir hayranlığım vardır ki burada da bunu fazlası ile tatmin ettim. Bahamalar’ın o maviliklerin güzelliğini görmek için bile bu film izlenir. Uzatmayalım Paul Walker karizmasına Jessica Alba güzeli ekleniyor ve dört gencin serüveni başlıyor. Denizin dibinde yatan gizem ne ve karşılaştıkları manzara başlarına ne gibi işler açacak. Filmin oyuncularından Scoot Caan’da ayrıca çok sempatik adam en son ‘’Havai-00’’ isimli dizide izliyordum kendisini.

Hadi dizilerden devam edelim o halde. Öncelikle ‘’24’’ün ikinci sezonunu bitirdim. Dizinin bu sezonunu daha bir hızla izlediğim kesin. Karakterlere çok alıştım mesela. Jack Baurer geç de olsa bir süre kahramanımdır artık :) Velhasıl üçüncü sezonuna da başladığım dizi daha da önce dediğim gibi benim için iyi bir zamanlamaya denk geldi ki belki de bu akışın en büyük sebebi bu. Dizilerim ya bitti ya da kendimi yeni bir diziye adapte edemedim. Olanlar ise zaten haftalık akışında tek bölüm falan. Bu esnada ara vermiş olan ‘’Desperate Houseviwes’’ ve ‘’The Mentalist’’te benim için iyi bir ilaçtı.

Yelda Karataş’ın sunumunda Nar-ı Mekan’da her hafta ‘’Şiir Aşkına’’ isimli etkinlikte buluşmaya devam ediyoruz. Her hafta bir konuk şairin şiir yolculuğu ile devam eden geceler Akın Vardar’ın müzikleri ile de ayrı renkleniyor. Belli bir saatten sonra da sahne herkesin ki sabaha kadar sürüyoruz. Bu hafta Altay Öktem konuk olacak mekanda ve ayrıca kendisinin doğum gününü kutlayacağız. Her Perşembe yolu düşeni şiiri ile şarkısı - türküsü ile bekliyoruz.

Güzel bir hafta olsun hepimize.

Hiç yorum yok: