5 Temmuz 2010 Pazartesi

Pazartesi Sendromu

Müzik dünyasının en renkli isimlerinden Kibariye ve onu gerçekten sevmeyen yoktur diye düşünüyorum. ‘’Dört Mevsim’’ adını verdiği yeni albümü ile karşımıza bambaşka bir Kibariye çıkmıyor ama kimse de ondan değişmesini zaten istemiyor. Biraz eski biraz yeni şarkılar bir araya gelmiş bu albümde. Tarkan şarkısı ‘’Arada Bir’’de kendisine vokal yapmış. Tarkan’ın Kibariye’ye olan sevgisi önceden de aşikar ve de uyum renginde. Haricinde Soner Sarıkabadayı şarkısı ‘’Buz’’u yeniden yorumlamış ki Sarıkabadayı’nın yorumcu kimliği haricinde bu şarkısı çok sevilmişti, bakalım bu kez nasıl karşılanacak. Geçen yılın hit şarkılarından ‘’Yanayım’’ yine bu albümde yer almış ve de şık yakışmış. Fakat Sezen Aksu şarkısı ‘’İkinci Bahar’’ ile Zülfü Livaneli bestesi ‘’Yiğidim Aslanım’’ albümde sırıtmış ve iyi yorumlamış olsa da daha başka alternatif yorumlara gidilebilirmiş. Haricinde beş yeni şarkı var ki bunlardan öne çıkacak olanlardan biri olan ‘’Aşk Zeki Kadını Sevmiyor’’ yavaş yavaş söz yazarı - besteci olarak da öne çıkmaya başlayan Tan’a ait. Bu arada aynı tarihlerde aynı firmadan Tan’ın da yeni albümü ‘’Taş Yürek’’ yayınlandı, ilgilenenler için duyurulur.
90’lı yılların sonuna doğru ilk albümü ‘’Yolun Açık Ola’’ bir hayli dikkat çekmişti. Zeynep Dizdar’ı bugün bile ‘’Vazgeç Gönül’’ ile ayrı bir dinlerim. Uzunca bir süre kendisinden haber alınamadıktan sonra karşımıza ‘’İlle de Sen’’ isimli bir albüm ile çıktı önce. O da gayet keyifli bir albümdü ama iki sene önce yayınladığı ‘’Sana Güvenmiyorum’’ için aynı şeyleri söyleyemeyebiliriz. Geçen sene bir single yayınladı ki ‘’Aşkın Büyüsü’’ bu yeni albümünde de var. Dizdar ve yeni albümü ‘’Hayat Benim Elimde’’ on şarkıdan oluşuyor. Sezen Aksu’nun bence çok önemli şarkılarından biri olan Onno Tunç bestesi ‘’Bir Çocuk Sevdim’’de albümde akustik ve karaoke olarak yerini alıyor. Albüme adını veren şarkının da karaoke versiyonu ekleniyor üstüne ve albüm elimizde. Yanlış bir cover seçimi yaptığını düşünüyorum Dizdar’ın zira ‘’Bir Çocuk Sevdim’’ her iki hali ile sesinden heyecan vermedi. Ama diğer şarkılar için olumlu konuşabilirim. Özellikle Dizdar söz yazarı ve besteci kimliğini biraz daha öne çıkarmalı, albümde yer alan dört imzası da diğer şarkılara göre daha sıcak, daha samimi. Bir de eklemeden geçemeyeceğim albüm için çekilen fotoğrafları beğenmedim.

Son yılların öne çıkan DJ’lerinden Hüseyin Karadayı her ne kadar son aylarda DJ patlaması yaşansa ve bu cümleyi herkes için kuruyor olsak bile bir şekilde durum böyle; tutuyorlar çünkü ve ciddi bir patlama var bu anlamda. Herneyse ‘’Fashion-U’’ isimli bu albüm yine yaz aylarının rengi düşünülmüş ve neler yapabiliriz diyerek çıkışmış yola; örneğin aklınıza kırk yıl düşünseniz gelmeyecek şarkılar Karadayı tarafından bu albüme dahil edilmiş. ‘’Böyle Ayrılık Olmaz’’ ile kim dans edebilir örneğin ya da ‘’Biz Ayrılamayız’’ kaldı ki bu iki şarkıyı bilin bakalım kim yorumlamış? Ferhat Göçer elbette. Göçer’in dünyasını çok merak etmeye başladım artık nöbetçi şarkıcı gibi olmuş. Bir de Ajda Pekkan’ın ‘’Eğlen Güzelim’’i dahil edilmiş ki bu ilginç bir şarkıdır ve ‘’Oyalama Beni’’den sonra hadi canım dedirten ikinci remixe bu şarkı ile imza atılmıştır. Şarkıyı Işın Karaca tüm haşmeti ile yorumlamış, sıkıysa eğlenmesin sevgili :) Buzuki Orhan, Giorio Sopidi, Nekk, Mc Syco, Alex Roque, Pink Noisy, Consoul Training, Gio Di Leva ve DJ Tekin albüme diğer katkısı olanlar. Karadayı’nın çekimlerde saç ve makyajını ise Justin Timberlake ile çalışan ünlü saç ve makyaj uzmanı Georgina Billington yapmış, bakın bu çok önemli bir detaydı neyse ki atlamadım :)

Haftanın Sözü: Kayahan, benim yaptıklarına bir nokta koyacağımı hiç düşünmedi. Artık öyle bir noktaya geldik ki, onunla barışırsam ben, ben olmam. (Helal olsun Nilüfer’e)

Mustafa Ceceli ve Soner Sarıkabadayı. Yani durdular durdular da turnayı gözünden mi vurdular? Belki. Her ikisi de son günlerin aranılan ismi ya da aranılan demeyelim netice de yerleri yurtları belli ki bir şekilde her albümün içinde kendileri ile karşılaşıyor olmak şaşırtıcı gelmiyor gibi. Yalnız her iki müzisyeni de cidden taktir ediyorum o ayrı ama bu denli adlarına hızlı koşulsun istemiyorum. Kaldı ki genel olarak baktığımda bu popülerliğin onlardan çok bazı kişilerin başını döndürdüğünü görebiliyorum. Ferhat Göçer’e yaptığının benzerini yapıyor DMC Ceceli için. Bir albümü sunuyor da sunuyor şekil şekil üzerimize, e tamam ama, anladık, dinledik, güzel şeyler yazdık çizdik neden abartıyorsunuz. Ceceli’nin albümü yanına bir CD daha eklenmiş ve ‘’Remixex’’ adı altında sunulmuş dinleyicilere. Ne var içinde farklı olarak 8 şarkı 10 mix. Yok club mix yok pop mix yok summer mix ne kadar gerekli ya da ne kadar gereksiz. Bir şarkıyı bırakın da dinlediğimiz şekilde sevelim dinleyelim değil mi ya da bırakın bir sesi biraz özleyelim ve yeni bir şeyler yapana kadar bekleyelim.

Single modasına uyanlardan Levent Yüksel. Demiş ki kendisi Sezen Aksu ile yeni albümüme hazırlanıyorum ama heyecanlandım ve dinleyicilerim ile bu iki şarkıyı paylaşmadan edemedim. ‘’Aşk Mümkün müdür Hala’’ Murathan Mungan’ın sözleri ile dikkat çekiyor beste Taner Ayan’a ait. Habil Ceylan sözü ve Levent Yüksel müziği bir şarkı daha var hemen sonrasında ki ‘’Hangimiz’’. 2006 yılından beri solo albüm yapmamıştı Yüksel ama en son geçen sene 0 KM. isimli grubun bir üyesi olarak karşılaşmıştık kendisiyle. Albümün Kasım ayında dinleyicisi ile buluşacağını belirtelim ve bir dinleyin bu iki şarkıyı bakalım derim, doğrusu ben birkaç kere dinledim ve herhangi bir etkilenme içine girmedim, yanılıyor olabilir miyim? Bir diğer isim de Burcu Güneş. Geçen sene ‘’Sihirbaz’’ isimli bir albümü yayınlanmıştı Güneş’in ve içimize pek eskisi gibi doğmadığı bir gerçekti. ‘’Tamamdır”ın sözleri Burcu Güneş, Gülşah Tütüncü ve Gözde Hatiboğlu’ya ait bestesi Burcu Güneş ile Volga Tamöz’ ün ortak çalışması. Altı çeşit sunum ile tamam mıdır acaba? Bu arada Volga Tamöz demişken Miss N. İle feat yapmış kendisi ve ‘’Forget’’ yine Burcu Güneş ile aynı firmadan 11 versiyonu ile dinleyicinin karşısına çıkmış. Başarılı bir çalışma ‘’Forget’’ sevdim diyebilirim.

Biletix’i şöyle bir turladım ve enteresan konserlerle karşılaştım. Örneğin 29 Temmuz Pazartesi günü Turkcell Kuruçeşme Arena’da Yüksel Uzel’in konseri varmış. Bahsedilen mekanda Uzel çok ilginç geldi hakikaten, tamam yıllar sonra kendisini dinlemek isteyenler için bir güzellik olabilir bir konser ama orayı doldurabilecek mi, bugün birçok isim yan yana gelerek burada ancak bir konser verme imkanına sahip oluyorlar çünkü örneğin Yaşar - Yulduz Usmanova ile Meyra - Burak Kut olarak takibinde sahne alacaklar, merak ediyor olacağım. 01 Ağustos tarihinde ise İlhan İrem konseri olacakmış, buna gerçekten gidilir işte. İrem bir süre önce kurallarını bozmuş ve bir dizi konser yapmıştı zaten ama ara yine açılmıştı. Bu arada işi gücü her şeyi bırakıp 21 Temmuz akşamına sakın bir program yapmayın. Bülent Ortaçgil sahnede olacak ve 40’ncı yıl özel konserinde Açıkhava’da kendisine Birsen Tezer’den Candan Erçetin’e, Zuhal Olcay’dan Jehan Barbur’a, Ezginin Günlüğü’nden Bulutsuzluk Özlemi’ne, Yaşar’dan Levent Yüksel’e ve daha fazlasına birçok isim eşlik edecek.

Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler:

‘’Persons Unknown’’ isimli bir diziye başladığımı söylemiştim sizlere. Dizinin üçüncü bölümü de yayınlandı ve mutlu ayrıldım yeni bölümünden de. Dizi oyuncuların performansları ile öne çıkmasa da yaz sezonuma kesinlikle damga vuracak gibi. Bir de polisiye dizilerimde yavaş yavaş sona geldiğim için yeni arayışlar içine girmeye başladım. Bu anlamda ‘’Dark Blue’’ ile tanıştım. Örneğin ‘’The Forgoten’’e devam edemedim, dahil olamadım çizgisine ama bu diziyi izleyebilirim diye düşünüyorum. Yine gizli polisler var burada da devrede ve kimse onların gerçek hayatta kim olduklarını bilmiyor ve yine oyunlar üzerinden suçluların üzerine gidiliyor. İzlediğim ilk iki bölümü ile nereye kadar devam ederim bilmiyorum ama on bölümden iki ayrı sezon var elimde. Bu hafta da inşallah ‘’Flashforward’’a ve ‘’Life’’a son noktayı koyacağım.

Haftamın bir – iki filmine gelince ilk olarak ‘’Bernard and Doris - Bernard & Doris’’ ile başlayabilirim. 2006 yapımı filmde iki önemli başrol oyuncusu var. Susan Sarandon ve Ralph Fiennes ki bütün bir film ikisinin başarılı oyunculukları ve diyalogları ile su gibi akıyor diyebilirim. Doris Duke bir tütün milyarderi ve de yalnız ve de tüm varlığı ile özünde mutsuz. Bernard ise rehabilitasyon eğitiminden çıkmış bir eşcinsel. Bernard’ın bir gün evinin uşağı olması için Doris’in kapısını çalması ile başlayan hikayesi nereye varacak dersiniz? Fiennes’in oyunculuğu çok başarılı, Sarandon ise zaten ayrı kraliçe ama bu filmde çok ama çok güzel. Filmi tavsiyem asla Türkçe dublajlı izlemeyin ben ömrümde böyle kötü bir seslendirme görmedim.

Yine Türkçe dublajlı izlemek zorunda kaldım ve yine hata yaptım biliyorum ama en azından kaçırmadım bu şansı. Tim Burton ve Mike Johnson yönetmenliğinde stop-motion tekniğinde çekilen bir animasyon ‘’Corpse Bride - Ölü Gelin’’. Victor’ın hikayesi enteresandır. Bir ölü gelin’in parmağına taktığı yüzükle kendisini ölülerin diyarında bulan Victor peki asıl gelin adayı Victoria’ya kavuşacak mıdır? Gotik ve de karanlık ama klasik olmayan bir animasyon olan bu çalışmayı nicedir merak ediyordum. Sonuçtan memnun ayrıldım ama başta da dediğim gibi orijinal dilinde izlemediğim için pişman oldum zira Johnny Deep, Emily Watson, Helena Bonham Carter filmi seslendirenler arasında.

Temmuz ayının ilk Pazartesi günündeyiz. O zaman güzel bir hafta olsun hepimize :) ...

Hiç yorum yok: