31 Temmuz 2010 Cumartesi

MFÖ ile Sallandık


Kartal Festivali çerçevesinde izledim son konser MFÖ’nün oldu. Bugüne kadar müzik dünyasına çok önemli şarkılar kazandıran gruba gösterilen ilgi gerçekten görülmeye değerdi. Konserin açılışını grubun orkestrası yaptı ve ‘’Hatasız Kul Olmaz’’ ile başladı gece. Derken grup sahnede yerini ‘’Ele Güne Karşı’’ ile aldı ve hemen ardından ‘’Mazeretim Var Asabiyim Ben’’ isimli şarkılarını seslendirdiler. Gecenin final şarkıları ise ‘’Sarı Laleler’’, ‘’Ali Desidero’’ ve ‘’Sude’’ olurken özellikle ‘’Yandım Yandım’’, ‘’Güllerin İçinden’’ ve ‘’Yalnızlık Ömür Boyu’’ isimli şarkılarına performansları görülmeye değerdi. Kesinlikle çok büyükler, kesinlikle. Onlardan da yeni şarkılar dinlemek hakkımız. Sizler için paylaşacağım şarkıları ise ‘’Sakın Gelme’’.

MFÖ - Sakın Gelme

30 Temmuz 2010 Cuma

Bir Leman Sam Rüzgarı


Kartal Belediyesi’ne teşekkür etmek lazım zira bir geldiler pir geldiler. Geçen yaz bir aydan fazla uzun sürmüştü festivalleri bu sene on gün ile sınırlı ama her şey öyle güzel, öyle içten ve öyle nezih ki; Perşembe akşamı sahnede Leman Sam’ı ağırladı Kartallılar ve yıllar sonra sanatçıyı yeniden dinleyecek olmanın heyecanında ben de yerimi aldım meydanda ki; Samsara grubu ön sahneydi ve bakın onlar da müthişti.

Aynı heyecanı Sam adına açıkçası duyamadım. Son derece sıcak, samimi bir şekilde sahnede yerini aldığında gerçekten tüm sahneyi kapladı ve bir anda bir enerjisi tüm herkesin üzerine de geçti, bunu o gözlerde görebildim. ‘’İlla’’ ile yaptığı açılışı ‘’Rüzgar’’ ve ‘’Gül Güzeli’’ izledi ama biraz tutuktu Sam; bu şarkıları istediğim gibi duyamadım açıkçası. Derken üçüncü şarkı sonrası sahneye vokalini de yapan Şehnaz Sam’ı aldı ki biliyorsunuz bir albüm yayınlamıştı kendisi de ve ‘’Gemiler’’, ‘’Anlıyorsun Değil mi’’, ‘’Resimdeki Gözyaşları’’ Şehnaz’ın sesinden dinleyiciye ulaştı. Henüz çok konserin başıydı ve bir şarkı yeterli olabilecekken üç şarkı biraz fazla mıydı; belki de değildi ama gerçekten Leman Sam’ı dinlemek istiyordum ben.

Derken o unutulmayan şarkılar ve özellikle ‘’Kavak Yelleri’’nde ‘’Yol Ver’’de yaşanan coşku görülmeye değer ki; bir o kadar ‘’Anladım ki’’de yaşanan içtenlik de. Bu şarkıda sahneden aşağıya indi Sam ve onu izleyen fiziksel engelli gençlerin yanında söyledi bu şarkıyı. Derken sanatçının hayvansever olduğunu bilen bir izleyici köpeğini getirmişti meydana ve onun da yanına gitti Sam kendini alamayıp; derken kalabalığa karışmıştı bir kere tüm sahneyi gezdi de peşinden gelen ‘’Gönül’’ ile. ‘’Aşkımdan Vazgeçme’’ ve ‘’Kıyamam Sana’’ yine kendisinden beklenendi ve onları da yorumladı ardından. Şarkı aralarında orkestrası ile bir sorun yaşamış görünmemesine rağmen şarkı aralarında sürekli onlarla konuşması, sebebini bilmediğimiz bekleme sürelerinin yaşanması konserden koptuğumuz anlardı.

‘’Biraz türkü söyleyelim mi’’ sorusuna dinleyicinin yanıtı evet olunca ‘’Ahirim Sensin’’i çıplak sesle yorumladı Sam ve hemen ardından sesinden ilk kez dinlediğim bir Ahmet Kaya şarkısı geldi ki ‘’Ağladıkça’’ performansını sizler için aşağıda paylaşacağım. Derken ‘’şarkılar kardeştir’’ dedi sanatçı ve ‘’Telli Telli’’yi Rumca yorumladıktan sonra onu ‘’Hüdayda’’ya bağladı ki bu yorumdan sonra onu tutan olmadı ve zira beni de; çünkü bir anda ortalık bir Leman Sam konseri olmaktan ciddi anlamda uzaklaştı ki ‘’eyvah dimme dimme nazlı yar dimme’’ türküsüne kadar ulaşıldı düşünün. Sonradan söyledi mi bilemiyorum ama Livaneli şarkıları en azından bir ‘’Yiğidim Aslanım’’ bir ‘’Sürgün’’ sonra sevilen şarkılarından ‘’Hey Yıllar’’, ‘’İçime Sinmiyor’’, ‘’Ayrılığa Dayanamam’’ yine Azeri türküleri olan ve sesinden bir başka dinlenen ‘’Ayrılık’’, ‘’Alagöz’’ falan olmadı bu konserde.

Sahnede yıllardır albüm yapmayan bir kadın vardı, onu özlemiştik ve sesinden yeni şarkılar dinlememek onun gerçek dinleyicileri için ne kadar kötü bir kayıptı. Öyle güzel izler bırakılmış ki ama kuşkusuz haklı sebeplerden uzak durulmuştu artık. Birçok özel müzisyenin geldiği nokta bu değil mi ki? Yine de üzücü, dinleyicileri için gerçekten büyük bir boşluk. Yepyeni şarkılarını bir gün dinleyebilmek temennisi ile bu konseri saymadım nedense bir kere daha bekleyeceğim bir başka yerde karşılaşmayı.

Bu arada festival çerçevesinde Edip Akbayram’dan Suzan Kardeş’e, MFÖ’den Emre Aydın’a, Neşet Ertaş’tan Emre Saltık’a, Ege'den İstanbul Gelişim Orkestrası'na (Festivaller Demet Akalın'dan, Serdar Ortaç'tan ibaret değil ne güzel ki) büyük bir zenginlik yaşandı ya da yaşanacak. ‘’Kartal’ı Seviyorum’’ sloganı ile gerçekleştirilen bu festival sadece konserlerden ibaret değil birçok atölye çalışmasından imza günlerine, açılan kitap standlarında çeşitli etkinliklere her şey çok özel hazırlanmış. Dinleyici muhteşem; bir konser alanında polis yok düşünün zira en küçük bir taşkınlık yaşanacak gibi durmuyor, tüm herkes orada gerçekten ailesi ile bir coşku içinde yaşıyor bu festivali, kimse bir tatsızlığın yaşanmasına izin verecek gibi durmuyor. Başta komşu belediyesi olmak üzere birçok belediyeye ciddi anlamda da ders olması dileklerimle.

Leman Sam - Ağladıkça

22 Temmuz 2010 Perşembe

40.Yılında Bir Ortaçgil


Bülent Ortaçgil müzik dünyasında 40’ncı yılını muhteşem bir konserle Açıkhava Tiyatrosu’nda kutladı. Kolay kolay hafızalarımızdan kazınmayacak bir lezzetle, sanatçının müzisyen dostları ile ve bir o kadar da yakışır dinleyicisi ile.

Öncesi kulisteyiz. Bülent Ortaçgil son derece rahat hatta diğer müzisyen arkadaşlarının kendisinden daha fazla olan heyecanına tanığım. Herkes içerde orada olmanın ve birbirileri ile yeniden karşılaşmanın mutluluğunda. Bildiğiniz üzere bu konserler serisinin (Avea Müzik) müzik editörü Candan Erçetin (Konserde şarkı söylemedi ama finalde yerini aldı). Sanatçı kuliste dostları ile bizzat yakından ilgileniyor. Oturduğumuz masada Birsen Tezer, Gündoğarken ve Gülcan Altan var daha sonra Jehan Barbur’da dahil oluyor. Bir iki saat öncesi alınan provalara rağmen herkes yine de şaşkın, kendilerine dağıtılan sahne sırasını inceliyor. Özel olarak bastırılan ve sanatçının şarkı sözlerinden alıntıların yazılı olduğu tşirtler ise herkese ayrı bir renk katıyor. Ben bana sunulanlar içinde ‘’Beni Kategorize Etme’’yi tercih ediyorum ve hatta hemen üzerime geçiriyorum.

Yerimizi tam olarak bulamamanın ya da nerede oturacağımızın bir türlü netleştirememenin telaşında kendimizi arkadaşlarımızın yanına merdivenlere atıyoruz. Merdivenler bile ücretli olmasına rağmen feci dolu öyle ki sürekli birileri iniyor ve birileri çıkıyor konserin başlamasından önce ve elbette konser arasında. Küçük kazalar yaşanmıyor değil bu arada.

Konserin finaline doğru sahne alacak olan Zuhal Olcay’ın küçük bir sunum için hemen konserin başında sahne alması biraz büyüyü bozmuş aslında hemen direk çocuk korosu gelebilirdi ve böyle başlayabilirdi konser. Evet müthiş bir koro, sevimli mi sevimli hepsi, iki şarkı boyunca sahnede kalıyorlar ve yerini Ezginin Günlüğü’nden Hüsnü Arkan’a bırakıyorlar. ‘’Yağmur’’ şarkısında Arkan ne yazık ki kendisinin alışık olduğumuz yorumu sunamıyor dinleyiciye.

Sıralar karışmasın diye bundan sonrasındaki durumu alfabetik şekilde özetlemem gerekirse. Akın Eldes ve Serhat Ersöz ‘’Dalyan’’ isimli şarkıda sahnede oluyor. Eldes daha sonra Pinhani’ye (Değirmenler) ve Bulutsuzluk Özlemi’’ne (Normal) de gitarı ile eşlik ediyor.

Aylin Aslım gecenin ortalarına doğru pembe ve çok sık bir kostümle sahnede yerini alırken ‘’Mavi Kuş’’u kendisinden dinlemek seyirciye büyük bir keyif veriyor. Aslım aslında birçok kişiye sürpriz oldu çünkü sonradan dahil oldu projeye ve dinleyicinin duyurulardaki değişikliği sonradan görememeleri normal. Aslım şarkısının sonunda Yaşar’ın hastalığından dolayı geceye katılamadığının altını çiziyor ama başka bir sürprizin ilk sinyalini veriyor. O sürpriz ne mi?

Birsen Tezer sahnede en büyük alkışı alanlardan. Beyaz kıyafeti ile son derece şık olan dostumun da heyecanına gün boyu tanıktım. Kaç kere canlı dinledim sayamam kuşkusuz ama inanın bu kez de bambaşkaydı ‘’Çığlık Çığlığa’’ öyle ki şarkı bitmeden alkışlar almıştı ortalığı ve hatta ‘’bir daha bir daha ‘’ diye sesler duyar gibi oldum. ‘’Kimseye Anlatmadım’’ şarkısında düet yapmıştı daha önce Tezer ve Ortaçgil e birlikte bir kere daha dinlenebilirdi sonrasında. Kaldı ki bu şarkıyı çok kişinin istediği söyledi Ortaçgil ama vermediğini, vermeyeceğini de ekledi.

Erkan Oğur usta da gecenin sonlarına doğru sahne alan isimlerden. ‘’Pencere Önü Çiçeği’’ni iki ustadan bir kere daha dinlemek öyle bir keyif ki birkaç şarkı daha birlikte kalsınlar istiyorsunuz ama nafile aynısı Fuat Güner için de geçerli. Güner ile sahnede ilk kez birlikte buluşuyor Ortaçgil ve ‘’bu Su Hiç Durmaz’’ı birlikte seslendiriyorlar. Gönül isterdi ki bu şarkıyı Leman Sam orada olsaydı da söyleseydi hani, ne güzel olurdu ama güzel bir düet oluyor her şekilde ve Güner itiraf ediyor şarkının sonrasında: Bu piyasada üç kişiye çok özel hayranımdır, biri Bülent Ortaçgil’dir.

Feridun Düzağaç tribute albümünde yorumladığı ‘’Sevgi’’ ile sahnede yerini alıyor. Yine aynı albümdeki yorumlardan bir diğeri de Gündoğarken’in ‘’Bahar Türküsü’’. Tahmin edebileceğiniz gibi her ikisi de fevkalade. Burhan Şeşen önemli bir durumun altını çiziyor şarkı sonrasında. Bu ülkede bağırmadan da müzik yapabildiği için kutluyorum kendisini diye tamamlıyor kendisine ayrılan vakti.

Jehan Barbur her zaman ki gibi çok naifti. ‘’Aşk Var’’ şarkısını hemen konserin başında yorumlamıştı ama daha sonra bir sürpriz Levent Yüksel’e vokal yaptı ‘’Sensiz Olmaz’’da. Barbur’un müzik hayatında çok önemli bir isimdir Ortaçgil bu sebep belki heyecanı bir hayli yansıdı sahneye kendisinin de. Levent Yüksel’e gelince her zamanki gibi doğal ve özel bir ses, başka ne denir ki?

Sahnenin bence en büyük sürprizi Mirkelam. ‘’Bütün Çiçekler Su İster’’ zaten onunla bambaşka olmuştu ama sahnede canlı dinlemek ne büyük bir keyifmiş. Şarkısını söylerken hopladı zıpladı Mirkelam ve genel havanın dışına çıktı ama bambaşka bir renk olmayı başardı yine. Aynı enerji mesela Mor ve Ötesi’nde yoktu. Kaldı ki ‘’Sen Varsın’’ı yine de dinlemek güzeldi onlardan da.

Bir ara sahneye gelen Ortaçgil aslında sürprizlerden hoşlanmadığını itiraf etti ama bu sürprize çok şaşırdığını da eklemeden geçemedi. Evet hepimiz şaşırdık ve kopan alkış fırtınasını düşünün artık. Sezen Aksu çıkıp gelmişti ve ne ilginçtir bu yaz nerelerde diye konuşurken aramızda işte tam da karşımızdaydı. ‘’Yüzünü Dökme Küçük Kız’’ düeti kesmemişti kraliçeyi öyle ki bunu itiraf da etti; seyirci için de aynısı geçerliydi ama yapacak başka bir şey yoktu sanırım. Ve toplu final (Kulis listesinde bu durumun adı ‘’Tutti Frutti’’ diye geçiyordu ve çok güldüm bu duruma) öncesi Zuhal Olcay sahnedeydi. ‘’Oyuna Devam’’ düetini ‘’Beni Kategorize Etme’’ izledi. Gayet ama gayet başarılıydı. Finalde tüm katılımcılar sahnede yerini aldı ve ‘’Benimle Oynar mısın’’ ile ‘’Olmalı mı Olmamalı mı’’ ile başta Ortaçgil ve tüm katılımcılar ayakta alkışlandı. Daha sonra bir bis durumu olabilir hatta oldu da sanırım ama kalabalığa kalmamak için ben kendimi bir an önce dışarı attım ve eve dönmeden önce bir süre tek başına yürüyerek tüm gece söylenen şarkılardan bazılarını kendi kendime mırıldandım.

Vtr’leri de unutmayalım zira başta Naim Dilmener, Orhan Kahyaoğlu, Ali Kocatepe, Selçuk Yöntem gibi birçok değerli isimden görüşleri alınmıştı ve şarkı aralarında sahneye yansıdı bu görüntüler. Ama ufak tefek sorunlar oldu mu oldu. Ses konusunda da bazı aksaklıklar vardı ki bu duruma adapte olmak için başta zorlandık hani derken kaptırdık da pek hissetmedik durumun anormalliğini. Bir de küçük duyum aldım ki bu konserin DVD’sinin yayınlanacağı yönünde, çok yakışacak eminim arşivimize. Finalde ekrana yansıyan yazı gibi ‘’50’nci Yılında Görüşmek Üzere’’ Bülent abi.

19 Temmuz 2010 Pazartesi

Haftanın Konserleri


Bu hafta İstanbul'da iki etkinliğe katılacağım. Bunlardan birisi müzik hayatının 40.yılını 21 Temmuz tarihinde Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sanatçı dostları ile birlikte muhteşem bir konserle kutlamaya hazırlananan Bülent Ortaçgil'e ait. Akın Eldes/Serhat Ersöz, Birsen Tezer, Bulutsuzluk Özlemi, Candan Erçetin, Erkan Oğur, Ezginin Günlüğü, Feridun Düzağaç, Fuat Güner, Gürol Ağırbaş, Grup Gündoğarken, Jehan Barbur, Levent Yüksel, Mirkelam, Mor ve Ötesi, Pinhani, Yaşar, Zuhal Olcay gibi konuk sanatçılarla bir hayli keyifli geçeceğe benzeyen konsere dair notlarımı ertesinde sizinle ayrıca paylaşacağım. Kaçırmamanızı tavsiye ediyorum.


Ve bir gün sonra Sakman Bar'da olacağım. Akın Vardar ilk albümü ''Yalnızsın'' ile bu yıl başarılı bir çıkış yapmıştı. Belçika'da yaşayan müzisyen sık sık dinleyicisi ile buluşmak üzere Türkiye'ye gelmiş ve çeşitli mekanlarda da sahne almıştı. Vardar 22 Temmuz tarihinde saat 22:30 itibari ile Sakman Bar'da bir akustik performans gerçekleştirecek ve gerek albümünden gerek seçtiği özel şarkılardan bir repertuar sunacak dinleyicisine. Akın Vardar ile gerçekleştirdiğim söyleşiyi bir kere okumak isteyenler için linkimiz.

6 Temmuz 2010 Salı

Tatil Zamanı


Ve yaz kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı artık. Adımıza biraz izin isteme ve tatile çıkma vakti öyleyse. Yaza dair sizler için seçtiğim sımsıcak şarkılarla ayrılıyorum kısa bir süreliğine ve en yakın zamanda görüşmek üzere diyorum. Kendinize iyi bakın, harika bir yaz diliyorum hepinize.


Ayten Alpman - Yaz Yağmuru
Bengü - Bu Yazı Bir Kenara Yaz
Betül Demir - Yaz Geliyor (Remix)
Ceyhun Çelikten - Yaz Akşamı
Eda Karaytuğ - Bir Yaz Akşamı Çamlıca Mehtabına Geldin
Grup Gündoğarken - Bir Yaz Daha Bitiyor
Herdaim Yonca - Yüreğim Yaz Yorgunu
Hümeyra - Yaz Bitti
Işın Karaca - Yaz
Melike Demirağ - Yaz
Sezen Aksu - Geçen Yaz
Teoman - O Yaz
Yaşar - Yaz Bitti
Zerrin Özer - Bu Yaz
+
Ege - Yaz Aşkım
Antonis Remos - Ma Den Ginete (Ege - Yaz Aşkım / Grek Versiyon)

5 Temmuz 2010 Pazartesi

Pazartesi Sendromu

Müzik dünyasının en renkli isimlerinden Kibariye ve onu gerçekten sevmeyen yoktur diye düşünüyorum. ‘’Dört Mevsim’’ adını verdiği yeni albümü ile karşımıza bambaşka bir Kibariye çıkmıyor ama kimse de ondan değişmesini zaten istemiyor. Biraz eski biraz yeni şarkılar bir araya gelmiş bu albümde. Tarkan şarkısı ‘’Arada Bir’’de kendisine vokal yapmış. Tarkan’ın Kibariye’ye olan sevgisi önceden de aşikar ve de uyum renginde. Haricinde Soner Sarıkabadayı şarkısı ‘’Buz’’u yeniden yorumlamış ki Sarıkabadayı’nın yorumcu kimliği haricinde bu şarkısı çok sevilmişti, bakalım bu kez nasıl karşılanacak. Geçen yılın hit şarkılarından ‘’Yanayım’’ yine bu albümde yer almış ve de şık yakışmış. Fakat Sezen Aksu şarkısı ‘’İkinci Bahar’’ ile Zülfü Livaneli bestesi ‘’Yiğidim Aslanım’’ albümde sırıtmış ve iyi yorumlamış olsa da daha başka alternatif yorumlara gidilebilirmiş. Haricinde beş yeni şarkı var ki bunlardan öne çıkacak olanlardan biri olan ‘’Aşk Zeki Kadını Sevmiyor’’ yavaş yavaş söz yazarı - besteci olarak da öne çıkmaya başlayan Tan’a ait. Bu arada aynı tarihlerde aynı firmadan Tan’ın da yeni albümü ‘’Taş Yürek’’ yayınlandı, ilgilenenler için duyurulur.
90’lı yılların sonuna doğru ilk albümü ‘’Yolun Açık Ola’’ bir hayli dikkat çekmişti. Zeynep Dizdar’ı bugün bile ‘’Vazgeç Gönül’’ ile ayrı bir dinlerim. Uzunca bir süre kendisinden haber alınamadıktan sonra karşımıza ‘’İlle de Sen’’ isimli bir albüm ile çıktı önce. O da gayet keyifli bir albümdü ama iki sene önce yayınladığı ‘’Sana Güvenmiyorum’’ için aynı şeyleri söyleyemeyebiliriz. Geçen sene bir single yayınladı ki ‘’Aşkın Büyüsü’’ bu yeni albümünde de var. Dizdar ve yeni albümü ‘’Hayat Benim Elimde’’ on şarkıdan oluşuyor. Sezen Aksu’nun bence çok önemli şarkılarından biri olan Onno Tunç bestesi ‘’Bir Çocuk Sevdim’’de albümde akustik ve karaoke olarak yerini alıyor. Albüme adını veren şarkının da karaoke versiyonu ekleniyor üstüne ve albüm elimizde. Yanlış bir cover seçimi yaptığını düşünüyorum Dizdar’ın zira ‘’Bir Çocuk Sevdim’’ her iki hali ile sesinden heyecan vermedi. Ama diğer şarkılar için olumlu konuşabilirim. Özellikle Dizdar söz yazarı ve besteci kimliğini biraz daha öne çıkarmalı, albümde yer alan dört imzası da diğer şarkılara göre daha sıcak, daha samimi. Bir de eklemeden geçemeyeceğim albüm için çekilen fotoğrafları beğenmedim.

Son yılların öne çıkan DJ’lerinden Hüseyin Karadayı her ne kadar son aylarda DJ patlaması yaşansa ve bu cümleyi herkes için kuruyor olsak bile bir şekilde durum böyle; tutuyorlar çünkü ve ciddi bir patlama var bu anlamda. Herneyse ‘’Fashion-U’’ isimli bu albüm yine yaz aylarının rengi düşünülmüş ve neler yapabiliriz diyerek çıkışmış yola; örneğin aklınıza kırk yıl düşünseniz gelmeyecek şarkılar Karadayı tarafından bu albüme dahil edilmiş. ‘’Böyle Ayrılık Olmaz’’ ile kim dans edebilir örneğin ya da ‘’Biz Ayrılamayız’’ kaldı ki bu iki şarkıyı bilin bakalım kim yorumlamış? Ferhat Göçer elbette. Göçer’in dünyasını çok merak etmeye başladım artık nöbetçi şarkıcı gibi olmuş. Bir de Ajda Pekkan’ın ‘’Eğlen Güzelim’’i dahil edilmiş ki bu ilginç bir şarkıdır ve ‘’Oyalama Beni’’den sonra hadi canım dedirten ikinci remixe bu şarkı ile imza atılmıştır. Şarkıyı Işın Karaca tüm haşmeti ile yorumlamış, sıkıysa eğlenmesin sevgili :) Buzuki Orhan, Giorio Sopidi, Nekk, Mc Syco, Alex Roque, Pink Noisy, Consoul Training, Gio Di Leva ve DJ Tekin albüme diğer katkısı olanlar. Karadayı’nın çekimlerde saç ve makyajını ise Justin Timberlake ile çalışan ünlü saç ve makyaj uzmanı Georgina Billington yapmış, bakın bu çok önemli bir detaydı neyse ki atlamadım :)

Haftanın Sözü: Kayahan, benim yaptıklarına bir nokta koyacağımı hiç düşünmedi. Artık öyle bir noktaya geldik ki, onunla barışırsam ben, ben olmam. (Helal olsun Nilüfer’e)

Mustafa Ceceli ve Soner Sarıkabadayı. Yani durdular durdular da turnayı gözünden mi vurdular? Belki. Her ikisi de son günlerin aranılan ismi ya da aranılan demeyelim netice de yerleri yurtları belli ki bir şekilde her albümün içinde kendileri ile karşılaşıyor olmak şaşırtıcı gelmiyor gibi. Yalnız her iki müzisyeni de cidden taktir ediyorum o ayrı ama bu denli adlarına hızlı koşulsun istemiyorum. Kaldı ki genel olarak baktığımda bu popülerliğin onlardan çok bazı kişilerin başını döndürdüğünü görebiliyorum. Ferhat Göçer’e yaptığının benzerini yapıyor DMC Ceceli için. Bir albümü sunuyor da sunuyor şekil şekil üzerimize, e tamam ama, anladık, dinledik, güzel şeyler yazdık çizdik neden abartıyorsunuz. Ceceli’nin albümü yanına bir CD daha eklenmiş ve ‘’Remixex’’ adı altında sunulmuş dinleyicilere. Ne var içinde farklı olarak 8 şarkı 10 mix. Yok club mix yok pop mix yok summer mix ne kadar gerekli ya da ne kadar gereksiz. Bir şarkıyı bırakın da dinlediğimiz şekilde sevelim dinleyelim değil mi ya da bırakın bir sesi biraz özleyelim ve yeni bir şeyler yapana kadar bekleyelim.

Single modasına uyanlardan Levent Yüksel. Demiş ki kendisi Sezen Aksu ile yeni albümüme hazırlanıyorum ama heyecanlandım ve dinleyicilerim ile bu iki şarkıyı paylaşmadan edemedim. ‘’Aşk Mümkün müdür Hala’’ Murathan Mungan’ın sözleri ile dikkat çekiyor beste Taner Ayan’a ait. Habil Ceylan sözü ve Levent Yüksel müziği bir şarkı daha var hemen sonrasında ki ‘’Hangimiz’’. 2006 yılından beri solo albüm yapmamıştı Yüksel ama en son geçen sene 0 KM. isimli grubun bir üyesi olarak karşılaşmıştık kendisiyle. Albümün Kasım ayında dinleyicisi ile buluşacağını belirtelim ve bir dinleyin bu iki şarkıyı bakalım derim, doğrusu ben birkaç kere dinledim ve herhangi bir etkilenme içine girmedim, yanılıyor olabilir miyim? Bir diğer isim de Burcu Güneş. Geçen sene ‘’Sihirbaz’’ isimli bir albümü yayınlanmıştı Güneş’in ve içimize pek eskisi gibi doğmadığı bir gerçekti. ‘’Tamamdır”ın sözleri Burcu Güneş, Gülşah Tütüncü ve Gözde Hatiboğlu’ya ait bestesi Burcu Güneş ile Volga Tamöz’ ün ortak çalışması. Altı çeşit sunum ile tamam mıdır acaba? Bu arada Volga Tamöz demişken Miss N. İle feat yapmış kendisi ve ‘’Forget’’ yine Burcu Güneş ile aynı firmadan 11 versiyonu ile dinleyicinin karşısına çıkmış. Başarılı bir çalışma ‘’Forget’’ sevdim diyebilirim.

Biletix’i şöyle bir turladım ve enteresan konserlerle karşılaştım. Örneğin 29 Temmuz Pazartesi günü Turkcell Kuruçeşme Arena’da Yüksel Uzel’in konseri varmış. Bahsedilen mekanda Uzel çok ilginç geldi hakikaten, tamam yıllar sonra kendisini dinlemek isteyenler için bir güzellik olabilir bir konser ama orayı doldurabilecek mi, bugün birçok isim yan yana gelerek burada ancak bir konser verme imkanına sahip oluyorlar çünkü örneğin Yaşar - Yulduz Usmanova ile Meyra - Burak Kut olarak takibinde sahne alacaklar, merak ediyor olacağım. 01 Ağustos tarihinde ise İlhan İrem konseri olacakmış, buna gerçekten gidilir işte. İrem bir süre önce kurallarını bozmuş ve bir dizi konser yapmıştı zaten ama ara yine açılmıştı. Bu arada işi gücü her şeyi bırakıp 21 Temmuz akşamına sakın bir program yapmayın. Bülent Ortaçgil sahnede olacak ve 40’ncı yıl özel konserinde Açıkhava’da kendisine Birsen Tezer’den Candan Erçetin’e, Zuhal Olcay’dan Jehan Barbur’a, Ezginin Günlüğü’nden Bulutsuzluk Özlemi’ne, Yaşar’dan Levent Yüksel’e ve daha fazlasına birçok isim eşlik edecek.

Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler:

‘’Persons Unknown’’ isimli bir diziye başladığımı söylemiştim sizlere. Dizinin üçüncü bölümü de yayınlandı ve mutlu ayrıldım yeni bölümünden de. Dizi oyuncuların performansları ile öne çıkmasa da yaz sezonuma kesinlikle damga vuracak gibi. Bir de polisiye dizilerimde yavaş yavaş sona geldiğim için yeni arayışlar içine girmeye başladım. Bu anlamda ‘’Dark Blue’’ ile tanıştım. Örneğin ‘’The Forgoten’’e devam edemedim, dahil olamadım çizgisine ama bu diziyi izleyebilirim diye düşünüyorum. Yine gizli polisler var burada da devrede ve kimse onların gerçek hayatta kim olduklarını bilmiyor ve yine oyunlar üzerinden suçluların üzerine gidiliyor. İzlediğim ilk iki bölümü ile nereye kadar devam ederim bilmiyorum ama on bölümden iki ayrı sezon var elimde. Bu hafta da inşallah ‘’Flashforward’’a ve ‘’Life’’a son noktayı koyacağım.

Haftamın bir – iki filmine gelince ilk olarak ‘’Bernard and Doris - Bernard & Doris’’ ile başlayabilirim. 2006 yapımı filmde iki önemli başrol oyuncusu var. Susan Sarandon ve Ralph Fiennes ki bütün bir film ikisinin başarılı oyunculukları ve diyalogları ile su gibi akıyor diyebilirim. Doris Duke bir tütün milyarderi ve de yalnız ve de tüm varlığı ile özünde mutsuz. Bernard ise rehabilitasyon eğitiminden çıkmış bir eşcinsel. Bernard’ın bir gün evinin uşağı olması için Doris’in kapısını çalması ile başlayan hikayesi nereye varacak dersiniz? Fiennes’in oyunculuğu çok başarılı, Sarandon ise zaten ayrı kraliçe ama bu filmde çok ama çok güzel. Filmi tavsiyem asla Türkçe dublajlı izlemeyin ben ömrümde böyle kötü bir seslendirme görmedim.

Yine Türkçe dublajlı izlemek zorunda kaldım ve yine hata yaptım biliyorum ama en azından kaçırmadım bu şansı. Tim Burton ve Mike Johnson yönetmenliğinde stop-motion tekniğinde çekilen bir animasyon ‘’Corpse Bride - Ölü Gelin’’. Victor’ın hikayesi enteresandır. Bir ölü gelin’in parmağına taktığı yüzükle kendisini ölülerin diyarında bulan Victor peki asıl gelin adayı Victoria’ya kavuşacak mıdır? Gotik ve de karanlık ama klasik olmayan bir animasyon olan bu çalışmayı nicedir merak ediyordum. Sonuçtan memnun ayrıldım ama başta da dediğim gibi orijinal dilinde izlemediğim için pişman oldum zira Johnny Deep, Emily Watson, Helena Bonham Carter filmi seslendirenler arasında.

Temmuz ayının ilk Pazartesi günündeyiz. O zaman güzel bir hafta olsun hepimize :) ...

4 Temmuz 2010 Pazar

Merhaba Endonezya

Endonezya Kültür ve Tanıtım Fuarı 29 Haziran - 3 Temmuz günleri arasında İstanbul'da gerçekleşti. Bu fuar çerçevesinde yer alan etkinliklerden birine İstiklal'de yürürken denk geldim. Bir grup Endonezyalı müzisyen bir tramvayın içinde halka müziklerini buluşturdu ki gerçekten izlenmeye değerdi. Kamerama yansıyanlar ile o soluğu gelin bir kere de birlikte tadalım.

3 Temmuz 2010 Cumartesi

Cumartesi Şarkısı Ateşi - Ankaralı Turgut

Ankaralı Turgut - Kaymak Lazım


Afyon'dan vekilime taze taze kaymak lazım

1 Temmuz 2010 Perşembe

TEMMUZ 2010


TEMMUZ 2010
İstanbul ÖZEL
yayındayız ...