Yaşar Plak’tan güzel bir sürpriz geldi: Ferdi Özbeğen şarkıları ki; 3 CD’lik tam 39 şarkılık bir çalışma. Yılların başarılı müzisyeni - piyanisti Özbeğen’in yorumu ile sevdiğimiz birçok şarkıyı bir çırpıda çocukluğumda bıraktığı izlerin etkisi ile söyleyebilirim. Örneğin ‘’Kandil’’ içlerinde en özelidir. Düşünsenize sözleri Zeki Müren’e müziğe Selmi Andak’a ait en başta. Bu iki değerli ismin yanında çok değerli diğer isimler de var ki bu liste saymakla bitmez, Aysel Gürel’den Sezen Aksu’ya, Ülkü Aker’den Coşkun Sabah’a; hepsi değerli bu isimlerin Özbeğen yorumlu bu çalışmaları ilk kez bir CD üzerinde yer alıyor. Sanatçının firma ile kayıtlı 12 albümünün de zaman içerisinde yayınlanacağını düşünürsek dev bir koleksiyon ile karşı karşıya kalacağız dönüp baktığımızda.
Haftanın Şarkı Sözü : Cihan Okan - Karım (Söz - Müzik: Sezen Aksu)
Karım, karıcığım gel seni özledim, karım, karıcığım ben seni özledim :)
Barış Manço’yu rahmet ile anmak istiyorum önce ve sonra onun için hazırlanan bir albüme gelmek istiyorum. Zamanında şarkıları Mahsun Kırmızıgül’lü, Hülya Avşar’lı bir kadro tarafından bir albümde yeninden yorumlanmıştı, facia sanıyordum ama şimdi o albümün daha da ötesine gidilmiş ve hatta daha da kötü bir albüme imza atılmış. Lütfen kimse alınmasın hele o çocuklar asla zira her şeyin iyi niyetle yapıldığı ortada zaten Manço başta çocukları çok severdi öyle değil mi? Duygu Korosu isimli çocuklardan oluşan bir topluluk iki ayrı CD halinde sevilen 20 Manço şarkısını bir albümde okumuş. Şahsen gerek var mıydı bence yoktu; peki kim dinleyicisi olacak bu albümün, anneler - babalar çocuklarına mı alacaklar, sanmıyorum ya da keşke. Yani ne gerek var ki bırakın da bu şarkıları dinlediğimiz gibi anımsayalım, çocuklar da öyle anımsasın.
Manço gibi bir başka müzisyeni daha saygıyla analım mı? Bakın bu kez farklı ve olması gereken bir proje var karşımızda. Haziran ayında biliyorsunuz; Atlantik okyanusunda bir uçak düştü ve bir eğitmen - arpist hayatını kaybetti ki; bizden bir değerdi Ceren Necipoğlu. Sanatçının Uluslararası Rio Arp Festivali’nde seslendirdiği repertuarın, öğrencileri ve meslektaşları tarafından seslendirilmiş stüdyo kaydı ve onun çeşitli konserlerden alınmış canlı kayıtlarının yer aldığı 2 CD ve bir kitaptan oluşmakta olan çalışma Kalan Müzik etiketi ile raflarda.
Uzun zamandır sessiz bir firmadan (Erol Köse Prod.) uzun süredir sessiz olan bir isim, Rober Hatemo’nun yeni çalışması, bir maxi single ‘’Mahrum’’ karşımızda. Albümde 2 şarkı ve 4 versiyon yer alıyor. Adını veren çalışmanın sözleri Günay Çoban müziği Niran Ünsal’a ait (ki Niran’ın sesinden de dinledim ama Rober’e daha çok yakıştığını fark ettim). Aynı şarkıda Hüsnü Şenlendirici klarneti ile eşlik ediyor kendisine. Klibi de İzlanda’da buzullar içinde çekilmiş. Şarkı da başarılı, klip de, Rober’in yeni imajı da. Diğer çalışma ise ‘’Hurra’’ adından da anlaşılacağı gibi hareketli bir çalışma; sözlerde Rober’e Alper Narman eşlik etmiş müzikse Erdem Kınay imzalı. Bir albüm olmasını ümit ederdim ama arada gelen bu sürprizi de elbette sevmeden edemedim. Çok özel şarkılar kazımıştır hafızama Rober Hatemo; özellikle ‘’Mahrum’’u hemen aralarına ekledim.
Erol Köse’den bir albüm haberi daha var daha doğrusu kendisinin bir keşfi daha var: Mercan. Albümünün tanıtım şarkılarını dinlemeden önce adlarını duyduğumda birkaç dakikalık şok yaşadım. ‘’Sana Değil Kardeşine’’, ‘’Bekaretim Yok’’, ‘’Sexy’’, ‘’Kowboy’’ ve sıkı durun ‘’Hepsi Gay (Hepsi Şey)’’ gibi isimler siz de nasıl bir albüm itibarı uyandırır. Hayır hayır sandığınız gibi basit türden değil; enteresan bir altyapıda pop - elektro çizgide ve farklı bir vokalde Mercan ama ben pek ısınamadım, belki albümü bütünü ile dinlemem lazım; çok fazla yetinemedim. Ama şurası kesin ki çok konuşulacak bir çalışma ile karşı karşıyayız.
Haftanın Gelini: Hangisi daha güzel, buyrun birlikte seçelim, mutluluklar efendim :)
Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler:
Önümüzdeki Pazar günü bir etkinlik var Sakman Bar’da. 19:30’da başlayacak ve 20 YTL ücretle katılabileceğiniz ‘’Şiir Aşkına’’ isimli bu etkinliği sevgili Zeki Çelik düzenliyor. Yelda Karataş’ın sunumu ile gerçekleşecek gecede çok özel şairler ve müzisyenler sahne alacak. Ahmet Telli, Lale Müldür, Cezmi Ersöz, Altay Öktem, k.iskender, Pelin Batu gibi kalemlere notaları ile Vedat Sakman, Birsen Tezer, Suzan Kardeş eşlik edecek. Kaçırmamalı.
Gelelim haftanın dizilerine. Öncelikle bu hafta belki de biraz soğuklardan, karlardan falan gömüldüğüm evimde hedeflediğim gibi bazı sonlara ulaştım. Örneğin ‘’Dexter’’ı tamamladım. Evet artık beklemek düşüyor yeni sezonu ama anladım ki böyle bir finali daha öncesinde de görmüştüm belki, zira bu kadar etkilenmemiştim. Bu sezon Dexter ciddi anlamda muhteşemdi. İzledikçe kendimi bulduğum ve içlerine dahil olduğum Walker ailesini artık daha bir seviyorum. ‘’Brother’s & Sister’s’’ kesinlikle muhteşem bir dizi ve ben cidden hepsine ayrı aşığım. Daha önümde çok sezon var ama ilk sezonu bitirdim, devamına da ilk fırsatta başlıyorum. Ve ‘’Damages’’ ikinci sezonunu da bir çırpıda bitirdim. Yeni sezonu bu akşam başlıyor ve olasılıkla birkaç gün içinde kavuşacak oluyorum. Yetişebildiğim ve günü gününe o heyecana dahil olacağım için artık daha mutluyum.
Bu hafta harika filmler izledim ve bu yüzden birini diğerinden ayırmam kesinlikle haksızlık olur. Geçen haftaya enteresan bir kadronun enteresan bir senaryosu ile başladım. 2009 yapımı ‘’Armored’’ Türkiye’de Mart ayında vizyona girecek. Matt Dillon, Jean Reno, Laurance Fishburn gibi başarılı oyuncuların başlıca rollerinde olduğu filmde bir grup güvenlik elemanının ortada dönen ciddi bir paranın peşinden koşmaları ve onları bekleyen sürprizler işleniyor. Aksiyonu yüksek ama izlenen çevrelerce kadroya rağmen fazla beğeni almıyor film. Prison Break’ten Sucre, Heroes’dan Peter ise filmin sürprizleri. Bir diğer film ise ‘’Little Miss Sunshine - Küçük Gün Işığım’’. 2006 yapımı filmi izlediğim gün sevgili Muhammed Tiryaki’nin de yorumlarını bloğuna düşmesi bizi bekleyen güzel bir tesadüftü. Sayfasında da filmi yorumladık ayrıca ama şu kadarını diyebilirim ki biraz ters düştük :) Filmi çok beğendim. Zira dört adaylığının sonucu iki Oscar kazanmış aynı zamanda. Bir eski minibüse doluşan bir aile ki birbirinden farklı karakterlerin birbirinden farklı hâlleri onları tek bir hayal için California’ya sürüklüyor. Orada onları bekleyenler filmin en eğlenceli kısmı. Filmdeki küçük yıldız bir hayli başarılı öyle ki; filmin Oscar adayı da olmuş aynı zamanda.
Haftanın Repliği : Little Miss Sunshine - Küçük Gün Işığım
Eğer uçmak istiyorsam bir yolunu bulurum.
Ve iki arkadaş tavsiyesi olarak seyrettiğim iki şahane film. Birisi ‘’Lost in Translation - Bir Konuşabilse’’. 2003 yapımı filmde iki başarılı oyuncu var ki başlı başına filmi götürmeye yetiyorlar hatta artıyorlar. Bill Murray ve Scarlett Johansson. İki Amerikalının Tokyo’da kesişen yolları, bir otel odasında başlayan dostlukları ya da belki de aşkları da diyebilirsiniz ve birlikte kısa sürede keşfedecekleri hayatın diğer renkleri. Çok kaliteli, yormadan kendini izleten, çok başarılı, sımsıcak bir film izlemek isteyenler hiç düşünmesin. Ve sizlerle paylaşacağım son film de yine nicedir elimde ancak sıra bulabildi kendine ‘’Count of Monte Cristo - Monte Kristo Kontu’’. 2002 yapımı film Alexander Dumas’ın kitabından senaryolaştırılmış ki çeşitli yıllarda çeşitli yönetmenlerce de ayrıca çekilmiş. İzlediğim bu versiyonunu da çok başarılı buldum zira en son ‘’The Prisoner’’de hayran kaldığım James Caviezel yine en son ‘’The Tudors’’ dizisinde çok başarılı bulduğum James Frain ile Henry Cavill ve elbette unutulmaz ‘’Memento - Akıl Defteri’’nden Guy Pearce filmin başrollerinde. Dürüst ve çalışkan bir denizcinin, mutlu hayatının bir anda çeşitli entrikalar yüzünden kabusa dönüşmesi ve kendisini bir hapishanede bulması ve sonrası anlatılıyor ki; heyecan dozu yüksek, izlemesi keyifli.
Haftanın Filmi: Divatar :) Bir yerde okudum ki; diva bu afişe çok kızmış, bizi anlayışla karşılasın yayınladığımız için zira biz kendisini çok seviyoruz.
Önümüzdeki Pazartesi ayın 1’i bu sebeple sendrom olmayacak ve yerini sitemiz buluşması alacak. Ötesinde kaldığımız yerden devam edeceğiz ve hatta Şubat ayı içinde çeşitli sürprizlerle sizleri buluşturma çabası içinde olacağız. Karlı ama bir yanda da güneşli bir Pazartesi, tadacağınız her keyif kâr kalsın yanınıza; mutlu haftalar.