Bir gün bir İstanbul FM Ödül (birsıfıraltıyüzaltı zamanı) törenindeyim hani yirmili yaşların başı falan, belki de ilk seneleri emin değilim. Çok ciddi bir protokol önde ben de önlere gidip sahnede o starların fotoğraflarını kıyıdan köşeden çekmeye çalışır bir hâlde. Derken biri işaret ediyor, gel diyor ve yerini veriyor. Bir yanımda belediye başkanları diğer yanımda dönemin önemli müzik yapımcıları falan böyle havalara da giriyorum, o zaman bu benim için çok önemli bir şey. Orada makinem en güzel karelerini yakalıyor gecenin. Belki de bu yüzden yerini ayrı tutarım İstanbul FM ödül töreninin. Kuşkusuz o eski heyecanında olamasam da katılmak benim için güzel bir tebessümdür. Öyle de yaptık ve soğuk bir Salı akşamı Bostancı Gösteri Merkezi’nin yolunu tuttuk. Geceye dair küçük notları ve de kareleri paylaşmak elbette kaçınılmaz.
- Kokteyl esnasında eski dostlarla karşılaşmak güzeldi. Meljuly Meltem, Ömer, Kerem, Mehmet Coşkundeniz ve sevgili eşi Derya (ki ne güzel bir doğumu bekliyorlar) ile görüşmeyeli bir hayli zaman olmuştu. Bir tür kısa da olsa konuşabilme iyi geldi.
- Tanrım, aşığı olduğum Yulduz Usmanova’ya hiç bu kadar yakın olamamıştım ve bir daha Tanrım, yine konuşma - tanışma fırsatı bu kez de bulamadım, sınanıyor muyum, bir üçüncü şansı daha kaçırmayacağım değil mi?
- Gecenin açılışını Babutsa grubu yaptı (Bu arada yanlışlıkla kendilerinin yerine oturmuşuz biz de salonda, yoklar sanıp umursamamıştık) ki ‘’Yanayım’’ isimli şarkılarını zaten çok seviyordum, adeta yerimden kalkıp oynayasım bile geldi.
- Burcu Güneş’in saçlarına takıldı sık sık gözüm, pişmaniyeyi andırıyordu adeta ama yakışmıştı ayrı.
- Gecenin en çok yüzünde flaş patlatılan, en çok mikrofon uzatılan ismi Demet Akalın’dı. Aman tanrım ona da çok yakın oldum bir ara hatta salona birlikte girdik gibi bir durum oldu :)) Şaka bir yana kendisi ile ilgili düşüncelerimin tüm hakkı saklıdır :) Bir ara F.Gül ‘’gidelim yahu bir gün konserine dedi’’ ki; cevabımın da tüm hakkı saklıdır :)
- Açılışta onur ödülü verildi ve kim aldı dersiniz: Ayşegül Aldinç. Her zerresine aşık olduğum kadınlardan biridir kendisi; çok da naifti ama açıkçası neden kendisiydi, yıllardır bir albüm yapmadı mesela yapmış olduğu albümler sevildi belki ama ortalığı yıkıp geçmedi. Şahsen şık düşününce biraz kaos mesela bir önceki katıldığım törende Zerrin Özer almıştı, gelin de itiraz edin.
- Funda Arar yine çok şıktı ve bu şarkısını çok tutmamama rağmen sahnede dinlemesi keyif verdi.
- Daha önceki İstanbul FM ödül törenlerinde de bulundum başta da belirttiğim gibi. En son katıldığımda da böyleydi, yine durum öyle. Sunucular tam bir facia. Çok üzgünüm aslında sizinle çok eğlendim ama çok kötüydünüz lütfen kabul edin. Bayan sunucu ödül alanlara albümleri ile ilgili vs. sorulardaki başarısı belki takdir edilir ama adeta döver gibi konuşuyordu, bey sunucumuzun esprileri ise cidden sıkı bir sabır gerektirirdi. Bu arada bir sunucu bayan daha vardı Azeri, sempatik bir bayandı ama inanın neden orada olduğundan haberi yoktu ya da vardı, vardı da neden yoktu, son kararım tamam, yoktu :))
- İstanbul FM’in müzik danışmanı ve yayın yönetmeni Gürdal Çakır, sen çok farklısın, çok içtensin, çok başarılısın. Gecenin tüm heyecanını gözlerinden okudum uzaktan da olsa. Yakalamak çok zordu seni zira.
- Neyse gecenin ödül alanları bir kere belli zira bazıları direk kulisten sahneye geçiş yapıyor yani orada bu biraz heyecanı bozuyor. Funda Arar, Demet Akalın, Bengü, Göksel, Ziynet Sali, Meyra, Murat Boz, Mustafa Ceceli, Emir, Tan, Gripin, Hepsi çeşitli kategorilerde ödül alanlar arasında. Kimi hak etti kimi hak etmedi burada yorum yapmayacağım ama Serdar Ortaç’sız, Ferhat Göçer’siz, İsmail YK’sız olmak ne kadar güzeldi :))
- En iyi şarkı ödülünü Ziynet Sali ‘’Beş Çayı’’ ile aldı da buna çok sevindim işte. Kendisine ödülü Vahe Kılıçarslan verdi hani cansız manken. Ben de demek ki bir gün Best Model yarışmasında falan ödül verebilirim umudu doğurdu bu. Ne alaka yani belki de gecenin en anlamlı ödüllerinden biri bu çünkü ve onca müzik yazarı, eleştirmen atıyorum müzikal anlamda önemli birçok müzisyen vs. varken falan filan ne alaka.
- Vahe bey’e bir konuda katıldım ama dedi ki kendisi ‘’neden tüm kazananlar ödülünü alır almaz gitti’’ sahiden böyle oldu ne kadar kötü. Kınamasına hak verdim ne yani ev mi kaçıyor yani, nedir bu tavır; dünyanın hangi yerinde var. Bence bir dahaki törende kendilerine en arka koltuklar tahsis edilsin en azından ön taraflarda hakkını verecek kişiler otursun.
- Bir de gece ile alakası yok elbette ama bu tarz organizasyonlarda güvenlik ya da koruma her neyse neden asık suratlı olmak zorunda, neden tahammülsüz ya da bir şeylere hep itiraz edecek konumda.
- İstanbul FM’e teşekkürler; iyi ki varlar, iyi ki müzik adına önemli bir imzalar. Nicesinde görüşmek üzere.
1 yorum:
Akalın'la ilgili şok açılımlarımı merak unsuru olarak bir gün patlatmak üzere saklıycam, ama yiğidi öldür hakkını ver diyebilirim şimdilik (:
Sunucu olarak o gece sahneye Kadri ile ben hiç çalışmadan bile çıksaydık, eminim o adam ve kadından çok daha kayda değer anlar yaşatırdık insanlara...
Öte yandan bir de onlar radyo programcısı. 3 saat sunuculuklarına katlanmak bir işkenceydi, radyoda kontrol edemedikleri ses tonlarını dinlemek de eminim tam bir facia olur (:
Yorum Gönder