12 Eylül 2010 Pazar

Pazartesi Sendromu

Akın Eldes yeni albümü ile ‘’Başka Türlü’’ arayışlarda mı? Kuşkusuz değil ama yeni albümünü biraz farklı bulduğumu söylemeden geçemem. Usta müzisyenin Piccatura etiketi ile yayınladığı yeni çalışmasında dokuz şarkı yer alıyor. Bu dokuz şarkının içinde aşina olduğumuz şarkılar da mevcut. Örneğin Bulutsuzluk Özlemi klasikleri Nejat Yavaşoğulları çalışmaları olan ‘’Sözlerimi Geri Alamam’’ ve ‘’Tepedeki Çimenlik’’ bu albümde de huzur. Bülent Ortaçgil’in ‘’Şık Latife’’si, Mehmet Güreli’nin ‘’Kimse Bilmez’’i ve Pinhani’nin ‘’Hele Bi Gel’’i Eldes yorumu ile dinlemek ayrı bir keyif. Haricinde bir Sinan Kaymakçı, bir anonim, iki de kendi bestesine yer veren Eldes için bu albümün ayrı da bir yeri var ki 2008 yılında kaybettiğimiz müzisyen Tanju Duru tarafından 2007 yılında kaydedilmesi. Bu durumda biraz beklenilmiş albüm yayınlanması için vardır elbette bir bildikleri.

Haftanın benim için en sürpriz albümlerinden biri Şükriye Tutkun’dan geldi. Ağdaş Müzik etiketi ile yayınlanan ‘’Ay Karanlık’’ isimli bu çalışmasını da diğer çalışmalarını olduğu gibi beğenmemem gibi bir durum söz konusu olamaz. Tutkun’un müzik tutkusunu aslında uzun uzun konuşmak isterim kendisi ile ki belki önümüzdeki günlerde gerçekleşir, usta bir yorumcudur; aşkla söyler, aşkla içer türküleri. 10 çalışmalık bu yeni albümünde beş türkü anonim. Aralarında özellikle sevdiğimiz ‘’Ordunun Dereleri’’, ‘’Çift Jandarma’’ gibi türküler de mevcut. Diğer beş türkü ise farklı farklı isimlerin; albüme adını veren çalışma Bedirhan Kırmızı’nın mesela harici çalışmalardaki isimler Abdulkadir Algın, Bilal Ercan, Aşık İkram, Kul Himmet. Albümün kapak fotoğraflarına ayrıca bittim. Türkülere gönül verenler için güzel bir çalışma ile karşı karşıyayız ama fırsat bulursanız konserlerini sakın kaçırmayın kendisinin.
Haftanın Olayı: Zülfü Livaneli ve U2 aynı sahnede!

U2 konserine gidemesem de orada olmuş kadardım zira milletin o canım konseri bırakıp ellerinde telefonları ile her anı naklen yayın yapması twitter ortamının o geceki en büyük renklerinden biriydi. Velhasıl o yuhalandı, diğeri alkışlandı, o şarkı çok sevildi, bu sahne çok beğenildi derken geceye damgasını vuran belliydi; Zülfü Livaneli’ydi. Bir anda konserin atmosferi değişti kendisinin sahneye çıkması ile hele ‘’Yiğidim Aslanım’’ı söylemesi ile bir anda herkes şok oldu. Emre Aköz Sabah gazetesindeki yazısında durumun tezatlığına itina ile değinmiş mesela ve takip edebildiğim kadarı ile yalnız kalmamış ve diğer bazı meslektaşlarından da destek gelmiş kendisine. İşin tüm bu detay kısımları bir yana bir sanatçımız orada dünya devi bir grupla aynı sahnede yer alma şansına erişmiş mi erişmiş valla bence çok sanatçı kendisinin yerinde olmayı o an arzuladı. Öyle ya da böyle geldi geçti konser, alan memnun satan memnun kaldı mı?
Haftanın Uzaylısı: Elbette Hande Yener :)

‘’Hande’yle yaz bitmez’’ sloganı ile bu kez karşımızda kendisi. Yaz başında ona neler olduğunu gördük ve yazın tüm zamanlarında da şarkılarını dinleyip durduk. Sinan Akçıl’ın kendisine verdiği destek şimdi ‘’Uzaylı’’ ile devam ediyor. Şarkı albümde üç versiyon olarak yer alırken ‘’Bodrum’’, ‘’Sopa’’, ‘’Bir Gideni mi Var’’, ‘’Yasak Aşk’’, ‘’Çöp’’ gibi hitleri de farklı farklı remiksleri ile birlikte; sevenleri için hoş olsa gerek.

Haftanın Takılması: Ümit Sayın - Takılma

Ümit Sayın bayağıdır ortalıklarda yoktu eğer özleyenler olduysa ‘’Takılma’’ ismini verdiği tek şarkısı bugünden itibaren 2 YTL’den satışta. Şarkıyı dinlemedim ama kapak fotoğrafına takıldım; sizce de çok fazla amatörce değil mi yani benim böyle bir fotoğrafım olsa Facebook sayfamda bile paylaşmam :)

İlk albümünden bugüne kendisini keyifle dinliyordum ve bu yüzden yeni albümü ‘’Milat’’ı heyecanla bekliyordum. Geçen hafta içinde müzik marketlerde yerini alan albümde ikisi akustik olmak üzere oniki şarkı yer alıyor. Bu yılın başlarında bir ‘’Emanet’’ sürprizi yapmıştı Lodi ki bence bu yılın en iyi şarkılarından biridir kanımca ve ‘’Canım Ailem’’ dizisinde de kullanılmıştı. Söz yazarı ve bestecisi olan Zeki Güner bu şarkı ile birlikte dört çalışması ile albümde yer alıyor. Albüme adını veren şarkı Lodi’nin kendi çalışması olurken albümün cover şarkısı olarak ‘’Yeter’’ seçilmiş. Sözleri Sezen Aksu’ya müziği Atilla Özdemiroğlu’na ait olan bu çalışmayı Lodi de gayet başarılı yorumlamış. Sanatçı bu albümü kendisi için yeni bir başlangıç falan kabul ediyormuş, hakkında hayırlısı ve son ses ‘’Düştüysek Kalkarız’’ şarkısı.

Gülşen’in yeni şarkısı ‘’Hayat Bir Su’’. Bilmiyorum dinlediniz mi ya da dinlediniz sevdiniz mi? Şarkıyı defalarca dinlememe rağmen sevme sevememe arasında gittim geldim ama bu pek de önemli değildi. Sözleri kendisine müziği kendisi ile birlikte Ozan Çolakoğlu’na ait olan şarkı bir albüm müjdecisi değil zira özel olarak hazırlanmış ve en çok da bu sebepten anlamlı. Gülşen önümüzdeki günlerde Açıkhava Tiyatrosu’nda bir konser verecek hatta hemen tam tarihini verelim 26 Eylül Pazar günü. Konserden elde edilecek gelir Darülaceze’ye bırakılacak ki 35 kişilik bir orkestra ile sahne alacak kendisi. 40 YTL’den satışa sunuldu biletler ve bu şarkısını canlı olarak ilk kez bu konserde seslendirecek Gülşen ve elbette hit olmuş diğer şarkılarını da. Gülşen ayrıca Darülaceze ile ilgili bir başka projenin içinde de yer aldı ki Bahadır Kuyucu ve Ahmet Turan objektifine poz verdi; bu fotoğraflar da satışa sunulacak ve gelir yine aktarılacak. Çok güzel hareketler bunlar değil de ne hani?

Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler:


Bu hafta kısmen ama önümüzdeki hafta neredeyse tamamen yeni sezonunu başlatıyor diziler. Birçok takip ettiğimiz dizi yeni sezonlarına merhaba demeye hazırlanırken ilk kez başlayacak dizileri de unutmamalı elbette, bakalım bu sene en çok hangisi konuşulacak. Benim dizi takvimimde bu hafta ‘’Heroes’’ son sezonu ve ‘’Castle’’ ile ‘’Brothers & Sisters’’ ikinci sezonu tamamlanacak. Bu arada ‘’Hung’’ ikinci sezonu yazın ortalarında başlamış, ben onu tamamen unutmuşum; bu diziyi de seviyorum ve özellikle üç kadın oyuncusuna bayılıyorum.

2008 yapımı ‘’The Day The Earth Stood Still - Dünyanın Durduğu Gün’’ öncelikle dev kadrosu ile dikkat çekiyor. Keanu Reaves, Jennifer Connely, Kathy Bates, John Cleese, Jon Hamm, Robert Knepper gibi isimler ile de olsa film pek fazla bekleneni vermemiş görünüyor ama yine de keyifli bir seyirlik olduğunu düşünüyorum ki normalde bu tarz bilimli kurgulu filmleri ben pek sevmem ama izlemekten sıkılmadım. Gezegenler arası barışı sağlamak amacı ile dünyaya gelen ve dünyalılara en matrix bakışı ile selam eden uzaylı Klaatu (yani Keanu) pek de istediği bir sonuç ile karşılaşamaz ve bunun üzerine anlar ki dünyanın değil ama dünyalıların yok edilmesi kaçınılmazdır. Helen’in ‘’değişebiliriz değişebiliriz’’ çığlıkları fena halde ağlatabilir (şaka tabi) diyerek olaya biraz da dram boyutu katacak olup diğer filme odaklanabiliriz :)

‘’Foolproof - Kusursuz Soygun’’ adı üstünde konusu belli olan filmlerden. Üç kafadar soygun planları yapıyorlar ama hayata geçirmiyorlar derken işin rengi değişiyor ve kendilerini oyundan gerçeğe sürprizler bekliyor. Yer yer sıkıcı da olsa karşılaşılırsa izlenmeyecek bir film değil en azından toy da olsa bir Ryan Reynolds ve David Suchet faktörü var. Bir diğer aynı duygularla bahsedeceğim film ise ‘’Lebanon - Lübnan’’. Haziran 1982 yılında geçen bir savaşın tam da içindesiniz, bir tankın içinde ve dört asker ile. 2009 Almanya - Fransa - İsrail ve Lübnan yapımı film için kesinlikle canınız sıkılabilir, içiniz kararabilir ama gerçekten bir savaşın psikolojik bir savaşla yan yana gelmesini de enteresan bulabilirsiniz, ilginizi çekebilir.

Ve bir duygusal komedi tavsiyemdir ki bu yazın bana keyif veren filmlerinden oldu ‘’The Ugly Truth - Kadın Aklı Erkek Aklı’’. Gerard Butler’ın Katherine Heigl ile başrollerini paylaştığı filmin konusu kısaca şöyle. Abby bir TV programı yapımcısı ama reytinglerle başı dertte. Buna çözüm olarak karşısına sunulan Mike programının kurtarıcısı oluyor ama birbirlerine ısınmaları biraz zaman alıyor. Butler’ı ben izlediğim filmlerinin hiçbirinde kötü bulmadım, elbette bunda da; kadın aklı mı erkek aklı mı buna hiçbir zaman net bir cevap verilemedi belki ama izlemeye kesinlikle değer :)

U2 konseri ile bir hayli hareketli başlayan hafta bayram ile devam etti. Derken Dünya Basketbol Şampiyanası ile hop oturup hop kalktık ve malum referandum sürecinin sonuna geldik. Bayağı yoğun bir hafta yaşamadık mı sizce de? Yepyeni bir haftaya başlıyoruz ya da her şeye asıl şimdi başlıyoruz belki de :) …

Hiç yorum yok: