22 Haziran 2011 Çarşamba

Ada'nın Amazonları


Alternatif müziğin özellikle son yıllarda kadın vokallerinin gücü tartışılmaz. Her ne kadar yaptıkları işler dinleyiciye ulaşmakta gecikmese de ve hatta hatta albümleri ciddi ciddi satış rakamlarını beraberinde getirse de biliyoruz ki onların zamana bıraktıkları bir şey var; hiç acele etmiyorlar mesela ve çok fazla anlaşılabilme derdi taşımıyorlar. Biliyorlar ki yaptıkları iş müzik piyasasının içinde kalıcı olmayı zaten başaracak, biliyorlar ki bu albümler sadece yayınlandıkları sürecin albümü olarak anımsanmayacak, biliyorlar ki sessiz sedasız biriktirdikleri toplamda bir çığlık olacak ve yarınlara öyle yansıyacak.

Yayınlanmasının üzerinden uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen Jülide Özçelik’in ''Jazz İstanbul 1'' albümü bunun en güzel kanıtı mesela. Birsen Tezer’in ve Jehan Barbur’un her konseri hıncahınç dolu değil mi? Elif Çağlar’ın albümünün sadece 2010 yılı satış rakamı 20 bin’in üzerinde. Bu örnekleri arttırmamız mümkün ki az sonra bahsedeceğim isimlerle bu liste daha da zenginleşecek, daha da bir renklenecek hayat.

Ada Müzik’in yayınladığı son dört albüm yukarıda bahsettiğim durumları doğrulayacak nitelikte evet. Zira yayınlandıkları günden bugüne gelen tepkileri gözlemliyorum da herkes memnun bu durumdan. Birbirlerinden bağımsız ama dolaylı olarak birbirlerinin çok yakınında olan bu albümleri ve detaylarını tek tek konuşalım istiyorum bu yolculukta. Söyleyeceklerim az kalabalir ama siz abartabilirsiniz, hiçbir sakınca yoktur.





Gülcan Altan - Gunef


Gülcan Altan’ın ilk albümü yine Ada Müzik etiketi ile yayınlanmıştı. ‘’Gülümser’’ adını verdiği bu çalışmasında Altan baştan sonra Vedat Sakman şarkıları yorumlamıştı ki tüm şarkılar hücum kayıt tekniği ile kaydedilmişti (ki ‘’Gunef’’te de böyle bir durum var). Yorumladığı şarkılar için ‘’Bu bir rüyaydı’’ diyen Altan o zaman kendisi ile yapmış olduğum bir söyleşide ‘’Vaktim var, acelem yok. Bir ömürle sınırlı değil çalışmalarımız’’ demişti. Evet Altan acele etmedi ama doğru bir zamanda, doğru insanlarla hayalinde olan bir diğer proje ile bizlerin karşısına çıkmaktan da gecikmedi.

Çerkes atalarından aldığı Kafkas enerjisini bu ikinci albümü üzerinde yoğunlaştırdı sanatçı. Kaf dağının ötesinden Adigece ve Abhazca şarkılar yorumlayarak bir şekilde kendi özüne adadı bu albümü ve bir selam yolladı tüm köklerine. İlk etapta biraz kişisel bir albüm gibi görünse de altyapısı ile, fazlası ile her türlü dinleyiciyi yakalayabilecek samimiyette bir albüm ‘’Gunef’’. Düzenlemelerinde tek bir isim yok, kendisi de dahil altı isim karşımıza çıkıyor burada. Beraberinde çok geniş bir müzisyen kadrosuna da sahip. Albümde on şarkı dinliyoruz ve kartonetinde şarkıların Türkçe olarak çevirileri ile de ayrıca karşılaşıyoruz.

Bu arada söylemeden edemeyeceğim ama kartonet müthiş. Özellikle ön kapak ve kitapçık nefis tasarlanmış. ‘’Sözcükler, mısralar, notalar bir kültürü sonsuzluğa kaydetti. Ve efsane ölümsüzleşti.’’ diyor bir fotoğrafının yanında Altan ve sizi adete bir masal dünyasının içinde yolculuğa davet ediyor. Albüme dair duygu ve düşüncelerini ya da diğer tüm detaylarını Temmuz ayında kadrikarahan.net adlı sitemizden okuyabilirsiniz.

Albümdeki En Favori Şarkım: Azamat






Çiğdem Erken – Kız Kafası



Erken’in ilk albümü. Öncesi adı ile herhangi bir yerde karşılaşmadım ama bazı şarkılarının albümden önce internet ortamında döndüğü gerçeği varmış bunu sonrasında öğrendim. Bu çalışmasının prodüktörlüğünü kendisi yapmış, tüm sözler ve müzikler kendi imzası ile karşımızda ki bu çok büyük bir artı. Uzun bir süredir müzik dünyasının kendisinden haber alamadığı Mete Özgencil ise albümün süpervizörlüğünü üstlenmiş. Özgencil bildiğiniz üzere hiçbir zaman boş bir işle karşımıza çıkmadı zaten. Çiğdem’in dünyasında yani ‘’Kız Kafası’’nda öncelikle adam gibi sözler var. Yani birkaç kelime yan yana getirilmiş ortaya bir şeyler çıkmış gibi bir durum yok burada; gayet akıcı gayet akılda kalıcı ve gayet sağlıklı. Bunların müzikle buluşması ise durumun bütünlenmesi olmuş.

Şarkıları için ‘’Aşk hafızam’’ diyor Erken ki notalarına piyanosunu da katıyor. Beraberinde gitarlar, bas ve davul ile tamamlanan albümde Selçuk Yöntem ve Demet Sağıroğlu’da birer şarkısına eşlik ediyor. Ölümsüz bir aşka ve sarsılmaz bir dostluğa armağan ettiği bu şarkıları eleştirmenler - dinleyiciler tarafından şu ana kadar tam not aldı ve her geçen gün bu ilgi de katlanacağa benziyor.

Albüm kartonet yönünden de gayet başarılı. Sade ama bir o kadar zengin bir kapak hazırlanmış ki fotoğrafları son yılların başarılı isimlerinden Mehmet Turgut çekmiş.

Albümdeki En Favori Şarkım: Laleler / Saçlarım Daha Uzunken




Mehtap Meral - Aşk


‘’Aşk’’ albümde bir şarkı adı değil ama aşk albümün baştan sonra rengi. Aşkın rengi kırmızı bir albüm ki tango’nun o asil dengi. Kartonet yazısında durumu çok güzel özetlemiş Meral, demiş ki: Sarsıcı karşılaşmalara, başlarda ‘’edepsiz’’ görünen bir dansı yapmaya başlayan ‘’edepsiz’’ ve ‘’saygın’’ bütün kadınlara, aşka, iki insan arasındaki mesafeyi gerilimle yıkan tangoya sesimle yaklaşmak istedim. İyi ki öyle yaptı sanatçı ve bu büyüyü yakalamakta gecikmedik.

Dokuz şarkının yer aldığı albümün altı şarkısında söz - müzik kendi imzası. Beraberinde bir Füruğ şiirini bestelemiş bir de Piazzolla -Tarenzi adaptasyonunu gerçekleştirmiş. Albümün sürprizi ise bir Aysel Gürel - Selmi Andak çalışması olan Sezen Aksu’nun sesi ile yıllardır kulağımıza çalınan ‘’Ben Her Bahar Aşık Olurum’’. Albümün konseptine ve Meral’in vokaline çok ama çok yakışmış bu seçim. Mehtap Meral’i ‘’Mutluluk’’ filmi için seslendirdiği iki şarkı ile tanımıştık daha öncesinde ve sesinin bizimle daha geç olmadan buluşmasına sevindim beraberinde.

Geçen sene ‘’Kedi Mevsimi’’ isimli bir de şiir kitabı yayınlayan Meral’in albümünün aranjörü bir usta müzisyen: Baki Duyarlar. Beraberinde keman ve viyola’da Altuğ Öncü, perküsyonlarda Engin Gürkey gibi değerli iki müzisyen de var. Kemanlar ise kendisine ait. Özellikle sıcak yaz günlerinin böyle bir sese, böylesi sözlere ve bestelere ihtiyacı vardı, Meral bu anlamda da bir boşluğu doldurdu kalbimizde. Hepsini ve daha fazlasını da kendisi ile konuşacağız.

Albümdeki En Favori Şarkım: Adın Kalmış




Eylem Aktaş - Dizi Müzikleri



Türk Musikisi Devlet Konservatuarı mezunu olan Aktaş 2006 yılında yayınlanan ‘’Hatırla Sevgili’’ isimli dizide ‘’Zor Yıllar’’ isimli bir şarkıya vokal getirmişti ki nasıl unutulabilirdi. Dünden bugüne birçok albümde vokal yaptı sanatçı ama özellikle dizi müziklerinin aranılan seslerinden biri olmuştu artık ve bu yüzden bu ilk albümün böyle bir konseptte bizlere ulaşması kaçınılmazdı. Dağınık bir şekilde dinlemektense bu şarkıları tek bir albümde buluşacaktık ve başarılmıştı.

Tek tek şu dizide ya da bu filmde yer alan şu şarkı demeyelim ve hatta bu şarkılara dizi müzikleri vb. tanımlar kullanmayalım isterim. Aktaş sesini doğru şarkılarla buluşturmuş çünkü ve en önemlisi başarılı müzisyenler ile bu albüme emek koymuş. Nail Yurtsever, Erdal Güney, Kemal Sahir Gürel, Cem Tuncer, Engin Arslan, Hilmi Yarayıcı düzenlemeleri - enstrümanları yanı sıra Halil Karaduman, Adnan Karaduman, İsmail Soyberk, Serkan Çağrı, Göksun Çavdar gibi müzisyenler bugün kolay kolay bir albümde bir araya gelemiyorlar artık, bu anlamda çok önemli ‘’Dizi Müzikleri’’.

Albümün sürprizi ‘’Ağlama Yar Ağlama’’ isimli türkü olmuş, Bülent İnal eşlik etmiş kendisine ki düzenlemesine ayrıca bayıldım. Dizi izleyen biri olmadığım için birçok şarkı ile bu albümde tanıştım ve keyifle dinledim. Erdal Güney’in son albümünde de düet olarak yer aldı ama keşke ‘’Zor Yıllar’’ burada da olsaydı dedim, başka atlanılan var mı bilemiyorum ama o zaman sanki eksik kalmayacaktı bu çalışma.


Albümdeki En Favori Şarkım: Hüzn-ü Kar


Hiç yorum yok: