10 Ekim 2011 Pazartesi

Pazartesi Sendromu




Kalan Müzik geçtiğimiz hafta iki albüm yayınladı. Albümlerin sahipleri müzik piyasası içinde kendine özgü bir yer - bir kitle yakalamış ve sessiz sedasız yoluna devam eden isimler ama aslında büyük çığlıklar. Yaşıtım arkadaşlar bilirler ki bir kere hepimiz Yaşar Kurt’u bir dönem çok sevdik. O müziğin en popüler - o büyük kalabalığın olduğu yılların içinde kendi halinde bir yol çizdi kendine ve oradan hiç sapmadı. Bu duruşun yeni albümünün adı ‘’Güneş Kokusu’’. Bu ara Taksim’e yolu düşenler kendisi ile çeşitli mekanlarda karşılaşabilir; yeniden dönüşüm yeni konserleri başladı hani. Albümle ve henüz şarkıları ile buluşmadım ama karşılaşmanın bu yanı adına sevindim.

Firmanın bir diğer yayını ise Dilek Türkan imzası. Başta İncesaz olmak üzere birçok grupla çalıştı bugüne kadar Türkan ve birçok özgün projenin içinde yer aldı. Önemli bir müzisyen ki canlı performansını da defalarca izledim İncesaz ekibi ile ve yorumuna ve duruşuna hep ayrı bir hayranlık duydum. ‘’Aşk Mevsimi’’ onu sevenleri bir hayli memnun edecek gibi zira 18 şarkıdan oluşan bir çalışma, bir noktadan sonra mevsimin buram buram tüten bu aşk yanı artık kendinizden tamamen geçmenize sebep olmuyor mu oluyor.



Haftanın Nostaljisi: Ezginin Günlüğü albümleri

Kalan Müzik bu iki arşivlerimizde önemli yer edecek albümün yanında bir dönem hepimizin arşivinde zaten yer etmiş Ezginin Günlüğü’nün beş albümünü ayrıca yayınlıyor. Doğu Türküleri, Seni Düşünmek, Sabah Türküsü, Bahçedeki Sandal, Alagözlü Yar. Ben kaset olarak saklıyordum kendilerini, bir bir bu seriyi tamamlamam şarttır.

Haftanın Sürprizi: Hüsnü Arkan imzası

Ezginin Günlüğü’nden ayrıldıktan sonra bu sene ‘’Solo’’ isimli ilk solo albümünü yayınlayan ve dikkatleri üzerine çeken Hüsnü Arkan bu Perşembe günü yeni romanı "Mino'nun Siyah Gülü"nü okurları ile buluşturmaya hazırlanıyor. Sanatçının yeni bestesi ‘’05 Mayıs’’ CD olarak kitabın hediyesi. KırmızıKedi yayınları etiketi ile bu hafta içinde beklediklerimiz arasında bu kitap ve CD.

Yazdan beri bugün yarın yayınlanacak diye beklene beklene bir hâl oldu. Özdemir Erdoğan’ın ‘’Ankaranın Taşına Bak’’ isimli dört şarkılık çalışmasından bahsediyorum. Bu çalışma dört şarkıdan oluşuyor ki adını aldığı anonim türküye zaten aşinayız İkinci şarkı ‘’Deli Kız’’ ile ilk kez karşılaşırken üçüncü şarkı ‘’Seni İlk Gördüğümde’’yi biz ‘’Yak Bir Sigara’’ olarak anımsıyoruz ki Sezen Aksu’nun ‘’Ağlamak Güzeldir’’ albümünde Erdoğan ile düet olarak dinlemiştik Son şarkı ise sanatçının en güzel şarkılarından ‘’Baharda Kuşlar Gibi’’nin yeni bir yorumu. Bir yerde hem enteresan bir çalışma bir yerde de çok farklı bir şey değil, kararı siz verin.

Müzik dünyasında gerçekten kendisini bir başka sayarım, severim ki yıllar önce kendisi ile bir söyleşi yapma şansını da bulmuştum, belki bu albümü için de bulurum. Selami Şahin’de yıllar sonra albüm yapanlardan. Arada bir Burcu Güneş ile bir göründü ayrı elbette. Şahin enteresan bir proje ile dönüyor ki önümüzdeki günlerde yayınlanacak bu albümü ile aynı zamanda 45. sanat yılını kutlamaya hazırlanıyor. Daha önce başkaları tarafından yorumlanan önemli hitlerine bu kez kendi yorumunu katan Şahin aranjelerde 10 şarkının 9’unda Aykut Gürel ile çalışmış. Önemli müzisyenler de enstrümanları ile katkıda bulunmuş ki Can Şengün, Murat Yeter, Fatih Ahıskalı, Ayda Tunç gibi, bir yayınlansın üzerinde yine konuşalım.

Haftanın Ordusu: Tarık Mengüç

Bir boşa kürek daha ama olsun suları çok hayatın ve herkese yetecek kadar büyük. Sanırım bugün fazla iyimser gördüm kendimi :)




Haftanın Albüm Kapağı: Luxus - Bi Lareya

Bugün yayınlanacak, gerçekten çok başarılı, çok beğendim :) Ayrıca albümün basın bülteni de çok ilginç. Her seferinde başka renklerde ışık yayan 7 kişiden mürekkep bir şiirli lamba, boynunuzdaki kravatın yasaklanmış göbek atma isteği, çaresizliğin kıçında patlayan siyah deriden dede terliği, terli terli su içmenin yegane bahanesi olarak tanımlıyor grup kendilerini. Ne güzel bir yaratıcılık ve heyt be yürüyün kim tutar sizi.



Geçen kış Yelda Karataş’ın sunduğu ‘’Şiir Aşkına’’ isimli şiirle - müzikle buluşmaların bu seneki adresi Manno takvimi bugün 21:30. Geçen hafta başlayan programın bu haftaki konuğu müzisyen Efkan Şeşen. Bir başka kalem k.iskender ve bir başka etkinliğin adresi Roxy. Şairin konuğu ise geçen yıl da açılışı birlikte yaptıkları Gripin. Çarşamba günü saat 20:00.

Her zaman her konserlerini duyurmak lazım ki onlar bizim özel sanatçılarımız, dostlarımız. Çiğdem Erken Perşembe günü MAST’ta, Birsen Tezer ise Cuma günü Haymatlos’ta yine nefis bir konsere imza atacaklar. Dolu dolu bir hafta yine müzik adına.

Müziğin Sustuğu Yerden Alternatifler:

Yeni yayın döneminin başlaması ile dizilerde de sağlam bir şekilde yol alınmaya başladı. Yani gecelerim dizileri kovalamakla geçiyor ki biriktirmek istemiyorum. Bu seneki dizim kesinlikle ‘’Ringer’’ olacak gibi, ha aman aman bir dizi değil peşin peşin diyeyim, her an yayından kaldırılma riski de var ama şimdilik izlediğim dört bölümü ile bana kendini sevdirdi. ‘’Person Of İnterest’’in ilk bölümünden çok şey anlamamıştım ama ikinci bölümü keyif verdi, sanırım bu diziye de zaman içinde bağlanacağım.

Eski takipçisi olduğum dizilere gelince ‘’The Mentalist’’ ve ‘’Castle’’ı sanırım bir ömür seyretmekten sıkılmayacağım. ‘’Hung’’un üçüncü sezonu başlamış ki bu bana sürpriz oldu, devamını beklemiyordum. ‘’Desperate Housewives’’ın sekizinci sezonu bildiğiniz üzere son sezonu, dizinin en eğlenceli sezonu olduğu söylense de ilk iki bölüm sürükleyicilik bakımından diğer sezonlara göre sönük. Bu arada diziyi kendimize uyarladık ya şöyle bir meraktan göz attım, kabus ötesi :) Bu arada normal yayınından önce nete düşmüş ki izlemiş bulunmuşum, ‘’Dexter’’ın yeni sezonu ve ilk bölümünden bahsediyorum. Doğrusu sağlam bir şekilde başladı dizi, bu ekibi özlemişim. Bunların yanında ‘’Endgame’’ ve ‘’Covert Affairs’’i ve bir de birkaç bölümüm kaldı ‘’Behzat Ç.’’yi tamamlayacağım bu birkaç gün içinde. Heyecanla yeni sezonunu beklediğim dizi ise ‘’The Killing’’. Görüşleriniz ve önerileriniz olursa buradayım.

Gelelim haftanın film önerilerine. Hala vizyonu var mı bilmiyorum, devam ediyor olabilir ama ben netten izledim ve size de bir şekilde izlemenizi öneriyorum. ‘’Mr. Popper's Penguins - Babamın Penguenleri’’ çok eğlenceli bir film. TRT zamanları Pazar sabahları böyle insan - hayvan dostluğunu anlatan filmler olurdu ki tadına doyamazdım, o lezzette bir film. Birkaç filmi dışında (‘’ I Love You Phillip Morris’’, ‘’Liar Liar’’, ‘’’Eternal Sunshine of the Spotless Mind’’) asla dayanamadığım bir isim Jim Carrey başrolünde olsa da izledim ve çok eğlendim. Babasından miras kalan penguenleri önce ne yapacağını şaşıran, başından atmak isteyen ama zamanla onlarla ve ailesi ile hayatı değişen, düzelen bir adamın hikayesi. Hani seyredince evinizde penguen beslemek isteyebilirsiniz ki keşke imkanı olsa insanın.

‘’Untraceable’’ bize ‘’Öldür.com’’ olarak çevrilmiş ki netice de biz bizdeki adları ile pek ilgilenmiyoruz. Netice de bir şekilde filmden haberdar oldum ve izledim. FBI Özel Ajanı Jennifer Marsh internet suçları ile mücadele veren bir ekibin başındadır. Bir gün karşısına bir manyak çıkar ki açmış olduğu internet sitesinden işleyeceği cinayetlere sitenin ziyaretçilerini de dahil edecektir. Yani site ne kadar tıklanırsa bu ölüme canlı canlı şahit beraberinde de bir yerde ortak olunmaktadır. Katilin bulunması kolay olmayacaktır. İzleyen birçok kişi filmin sonundan memnun olmasa da baştan sona sürükleyiciliğine emin olabilirsiniz. Ha bir de sitenin web adresi ki killwithme.com süper hazırlanmış yani eminim hazırlanmıştır, izledikten sonra tıklayın, ben daha açılır açılmaz devam edemedim, demek ki filmden etkilenmişim :)


‘’Solomon Kane’’i izleme sebebim kesinlikle James Purefoy’un başrolünde oynamasıdır. Purefoy genellikle dönem filmlerinin ve tarihi kahraman rollerinin oyuncusu ki birkaç filmi daha aldım arşivime. Ünlü yazar Robert E. Howard'ın ‘’Solomon Kane’’ karakterinin yer aldığı öykülerden esinlenmiş bu film ise 16.yy.da geçiyor. Bir tür şeytani güçlere karşı verilen mücadelenin uzun ve fantastik bir koşturması. Sıkıldım ama yine de tamamladım işte. Geçen haftanın özeti bunlar oldu, haftaya görüşmek üzere.

Hadi iyi haftalar olsun hepimize :) …



Hiç yorum yok: